Dipten gelen dalga: Lewandowski

Polonya 4. liginde oynayan rezerv takımda bile “sana yer yok” dediler. Üstelik babası Krzysztof’un ölümünün üzerinden daha bir yıl bile geçmemişti. Kariyeri bitmiş gibi duruyordu. İşte bundan sonrası, Avrupa’nın zirvesine uzanan bir azim ve kendine güven hikayesi

Sık sık gol attığını görüyorduk Dortmund’da. Takımının da iyi oynadığını, Almanya’da Bayern’le kapıştığını biliyorduk. Ama 24 Nisan 2013’te, Real Madrid’e karşı oynadığı ve dört gol attığı maçtan sonra tüm futbol dünyası “Neymiş bu Lewandowski!” demeye başladı. Gerçekten de Şampiyonlar Ligi yarı finalinde birbirinden şık dört golü Real kalesine yollamış, takımı Dortmund için final kapısını ardına kadar açmıştı Polonyalı golcü. Hele bir üçüncü gol var ki tekrar tekrar izlenir. Pepe ve Alonso’yu şık bir bilek hareketiyle saf dışı bıraktıktan sonra tavana astığı şut Lewa’nın da o maçtaki favorisi. Sonra finali Bayern’e kaybettiler ancak Lewandowski aradan geçen dokuz sezon bırakın hız kesmeyi daha büyük bir iştahla gol atmayı sürdürdü. Şimdi 33 yaşında ve bir kez daha Almanya ve Avrupa gol krallığını kovalıyor.

Takıma alınmadığını sekreter söyledi

Bununla beraber Robert Lewandowski’yi dünyanın sayılı golcülerinden biri yapan yoldaki ilk önemli an o maç değildi, daha birçok dönüm noktasından geçmişti. Mesela 2006’nın bir yaz günü Legia Varşova kulübü onu istemediklerini, 4. ligde oynayan rezerv takımda bile yer olmadığını ona bildirmişti. Hatta bu görevi bir antrenör değil, kulüp sekreteri üstlenmişti. Üstelik babası Krzysztof’un ölümünün üzerinden bir yıl bile geçmemişti. Bu yılın başında The Players Tribune sitesi için kendi kaleme aldığı yazıda o günkü duygularını şöyle tarif etti: “Hayatımın en kötü günlerinden biriydi. Babam gitmişti. Şimdi de kariyerim altüst olmuştu. Haberi aldıktan sonra annemin beklediği otomobile döndüm. Ve dayanamadım. Ağlamaya başladım.” Ancak Robert, eski judocu bir babayla, eski voleybolcu bir annenin oğluydu. Öyle hemen pes etmezdi. Ertesi ay Polonya 3. liginden Znicz Pruszkow bin euroya transfer ettiği genç oyuncuya kariyerinin ilk fırsatını verdi belki de. O da bunu değerlendirdi ve Znich’le önce 3, ardından 2. ligde gol kralı oldu.

Aykut Kocaman izledi ama...

2008’deyse Polonya’nın önde gelen kulüplerinden Lech Poznan’a transfer oldu. Polonya 1. Ligi Ekstraklasa’da iki sezonda 32 gol attı, gol krallığı unvanını kazandı. Milli takımda da oynamaya başlamıştı. Avrupa’nın önemli liglerinden takımların peşine düşmesi an meselesiydi. Gerçekten de öyle oldu. 2010’un bahar aylarında Almanya’dan Dortmund ve İngiltere’den Blackburn Rovers onu istiyordu. Ayrıca Aykut Kocaman ve Ali Yıldırım’dan oluşan bir Fenerbahçe ekibi de Lewandowski’yi izlemek için Polonya’ya gitmişti. Kocaman, bu yazı için o dönemi şöyle anlattı: “2010’da ben Fenerbahçe’de sportif direktörken önce Poznan’a gittim. Sonra milli takım kampında onunla buluştum. O zamanki Polonya Milli Takımı Teknik Direktörü Smuda tercümanlık yaptı. Ona çok ciddi bir teklifte bulunduk. Ancak çoktan Dortmund’a gitmiş, stadyumu gezmiş, ‘sarı duvarı’ görmüştü. Tercihini Dortmund’dan yana kullandı.”

Klopp’u bıktırdı

Lewa, Rovers ve Dortmund arasında kesin bir karara varmak için İngiltere’ye uçmaya hazırlanıyordu. Blackburn’ün stadını, tesislerini gezecekti ki tabiat işleri değiştirdi. İzlanda’da patlayan Eyjafjallajokull Yanardağı’nın Avrupa’daki hava trafiğini haftalarca nasıl felç ettiğini hatırlarsınız. İşte aynı sebeple Lewandowski de İngiltere’ye gidemeyince Dortmund’a imzayı attı. Dortmund’daki ilk sezonunda ağırlıkla yedek bekledi. Bundesliga’nın fiziksel oyununa ve temposuna uyum sağlamak için çok çalışması gerekiyordu. Almanca öğrenmesi aylar sürmüştü. Dortmund teknik direktörü Jurgen Klopp’un ondan beklentisi çoktu ama bunun karşılığını sahada bir türlü göremiyordu. Hatta yine kendi yazısında anlattığına göre Klopp onu daha iyi bir golcü haline getirebilmek için bir iddia ortaya koymuştu. Lewandowski 10 gol atamadığı her idmanda Klopp’a 50 euro ödeyecekti. Eğer 10 golü bulursa bu kez Klopp ona 50 euro verecekti. İlk dönemde cüzdanı boşalan hep Polonyalı oldu. Ancak sonraki aylarda para ödemekten sıkılan Klopp iddiayı bitirdi.  Takımdaki ikinci sezonunda Marsilya’ya yenildikleri berbat bir Şampiyonlar Ligi maçından sonra Klopp’la konuşmaya karar verdi. Odasına gitti ve bölük pörçük Almancasıyla tam olarak ne beklediğini sordu. Bu konuşma öyle verimli geçti ki o hafta sonu ligde Augsburg’a üç gol birden attı. Zihinsel bir sıçrama yaptı o maçla beraber.

Pep’ten taktik dokunuş

Dört yıllık Dortmund serüveninin ardından 2014’te bedelsiz olarak en büyük rakipleri Bayern Münih’e transfer olduğunda hem bireysel hem de kolektif olarak başka bir boyuta geçmeye hazırdı artık. Arada Alex Ferguson’ın, dolayısıyla Manchester United’ın da bir ilgisi olmuştu ama Bundesliga’da kaldı. Bir baba figürü gibi gördüğü Klopp’la geçirdiği dört yılın ardından bir taktik deha olan Pep Guardiola’nın elindeydi artık. Geçen yıl The Guardian’dan Jacob Steinberg’e “Pep beni daha akıllı bir oyuncu yaptı” diye anlatmıştı. Bunun meyvelerini toplamaya Münih’teki ikinci sezonda başladılar. Hele 2015’in Eylül ayında bir maç var ki bugün dahi belleklerde. Wolfsburg’a karşı ikinci yarıda oyuna girip sadece dokuz dakikada birbirinden güzel beş gol atıvermişti. Guardiola bile hayranlığını gizleyememişti saha kenarında. Yıllar içinde Bayern’de Pep’ten sonra Ancelotti, Heynckes, Kovac, Flick ve Nagelsmann’la çalıştı ama Lewandowski’nin golcülüğü değişmedi. Bilakis 30’undan sonra rakip ceza alanında daha verimli bir forvet haline geldiğini söyleyebiliriz. 

Uyku koçuyla çalıştı

Bayern yıllarında daha komple bir sporcu ve atlet olmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Mesela beslenme uzmanı ve beden eğitimi öğretmeni karısı Anna’nın da desteğiyle önemli bir değişiklik yaptı yaşamında: Ailece “tersten beslenme” denen düzene geçtiler. Önce tatlılar, ardından sırasıyla karbonhidrat, et, salata, en sona çorba. Kısacası besin türlerini ayrı ayrı yemeye dayalı bir diyeti benimsediler. Bayern’deki çok gelişkin bilim departmanının da yardımıyla metabolizmasını daha iyi öğrendi, lifli besinleri tüketmenin sırrını çözdü. Ayrıca daha kaliteli istirahat için bir uyku koçuyla çalıştığını, evinde özel fitness salonu bulunduğunu da ekleyelim. Boşuna Mr. Body demiyorlar ona.

Takım oyuncusu

2018 yazındaysa bir değişiklik daha oldu. Soyunma odasında kendiyle baş başa kalan, sahada gollere odaklanmış Lewa gitti yerine daha sosyal ve paylaşımcı bir oyuncu geldi. Halbuki önceki sezon “Takım gol kralı olmam için bana destek vermiyor” diye basına açıklama yapan bir Lewandowski söz konusuydu. “Ceza alanında topu beklemek istemiyorum. Oyunun parçası olmak istiyorum. Maç boyu sadece 10 kez topla buluşmak bana göre değil” diyerek belki kariyerinin en parlak dönemine yöneldi. Bundesliga’da son dört sezonun gol kralı olması yüksek standardı koruduğunun açık bir kanıtı. Pandemi yüzünden kesintiye uğrayan 2019-20 sezonundaysa ekstra bir form tutturdu. Bayern Münih ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde buldozer gibi giderken Lewandowski golleri leblebi gibi sıraladı. Ligde 34 golle kariyer rekorunu kırdı, Avrupa’da 10 maçtaki 15 gol ve 5 asistle Bayern’i Şampiyonlar Ligi zaferine taşıdı. Pandemi sebebiyle Altın Top ödülünün ertelenmesi onun adına bir talihsizlikti. Ama FIFA’dan yılın en iyi oyuncusu ödülünü kapıverdi. Geçen sezon yaşadığı ender sakatlıklardan biri yüzünden birkaç hafta sahadan uzak kalınca Şampiyonlar Ligi’ne çeyrek finalde veda ettiler. Buna karşılık Bundesliga’da “kırılamaz” denen rekoru tarihe gömmeyi başardı. Efsane  Gerd Müller’in 1971-72’deki 40 gollük rekorunu son hafta attığı golle kırdı. Üstelik sadece 34 hafta oynanan Bundesliga’da beş maç kaçırdığı halde…  Lewandowski bundan sonra ne yapar? 33’ünde hem ligde hem Avrupa’da hem de Polonya Milli Takımı’yla golleri sıralamaya devam ediyor. Şu andaki fiziki kapasitesine ve form durumuna bakınca üç dört sezon daha üst düzey futbol oynamaması için hiçbir sebep yok. Bayern ile sözleşmesi gelecek sezon sonuna kadar devam ediyor. 35’inden sonra bir de Premier League deneyimi yaşamak ister mi? Henüz bilmiyoruz. Ancak Lewa, bu yüzyılın en büyük golcülerinden biri olduğunu çoktan kanıtladı.

Asya ve Amerika Messi’ci, Avrupa ve Afrika Lewa’cı

Altın Top ödülü önceki hafta verildi ama tartışması bitmedi. Messi’nin en iyi oyuncu ödülünü almasını ise Amerika ve Asya’dan gelen oylar sağladı. France Football’un her yıl verdiği geleneksel Altın Top ödülünün yankıları sürüyor. Oylama sisteminin değişmesi gerektiğini söyleyenler, her futbolcunun ancak bir kez aday olabilmesini savunanlar var. Elbette Polonyalı golcü Lewandowski’nin 2020 ve 2021’deki performansıyla yılın en iyi oyuncusu ödülünü alması gerektiğini iddia edenler de çok.  Zaten oylama sonucunda 613 puanlı Messi ile 580 puanlı Lewandowski’nin arasında sadece 38 puan fark vardı. Geçen cumartesi günü yayınlanan France Football’un aralık ayı sayısında oylamanın detaylarına ulaştık. 180 jüri üyesinin oylamaya katıldığını ve beş kişilik oy pusulasında birincinin altı, ikincinin dört, üçüncünün üç, dördüncünün iki ve beşincinin bir puan aldığını hatırlatıp ilginç detaylara bakalım. Messi tam 59 jüri üyesinin oy pusulasında ilk sırada. Lewandowski ise 45 kişiden birincilik oyunu ve altı puanı almış. Bu arada Vietnamlı gazeteci Truong Anh Ngoc ile Yeni Zelandalı gazeteci Gordon Glen Watson’ın ilk beşteki futbolculara üstelik aynı sırayla oy verdiğini de söyleyelim: Messi- Lewandowski-Jorginho-Benzema-Kante. Bununla beraber kıtaların oy eğilimleri arasındaki farklar çarpıcı. En fazla jüri üyesinin bulunduğu Avrupa’dan Lewa’ya tam 209 puan çıkmış. Avrupa oylarında Jorginho’nun da arkasında kalan Messi 161 puan toplayabilmiş. Yani Avrupa’dan 48 puanlık bir avantaj sağlamış Lewandowski. Avrupa’da, Türkiye’den Fatih Doğan dışında Fin, Hollandalı, İskoç, İsviçreli, Macar, Moldav, Portekizli, Sloven gazetecilerden de Messi’ye oy çıkmamış. Afrika oylarında yine Lewa’nın 184-159 üstünlüğü söz konusu. Buna karşılık Messi Kuzey Amerika’da 107-63, Güney Amerika’da da 46-23 önde. Herhalde bunu da normal karşılamak lazım. Güney Amerika kendi kıtası, Messi’ye ayrı bir destek olması normal. Kendisine hiç oy çıkmayan Brezilya dışında İspanyolca konuşulan diğer sekiz ülkeden alabileceği 48 puanın 46’sını almayı başarmış zaten. Sonucu belirleyen ise Asya oyları olmuş. Asya jürisinden Messi’ye 125, Lewandowski’ye sadece 90 puan çıkmış. Mesela Suudi Arabistan, Umman, Filistin, Ürdün, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan jürilerinden Lewandowski’ye hiç oy çıkmamış ve bu yedi ülkede 25 puanlık fark sağlamış Messi.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız