Duygusal Trump, manipülatör Putin: 'Alaska'da ev sahibi Washington değil, eski KGB ajanı'

Geçmişte tercüman notlarını gizleyen, Rusya'nın seçim müdahalesi inkarını sorgulamayan Trump, bu kez daha az kısıtlanmış bir lider olarak masada olacak. Fakat karşısında, siyaset uzmanları ve eski liderlerin açıklamalarına göre manipülatör, müzakere uzmanı bir isim bulunuyor, Vladimir Putin

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçmişte sıra dışı karşılaşmalara imza attı. İlk olarak Almanya’da yaptıkları görüşmede Trump, toplantıdan sonra tercümanının notlarını alarak içerikle ilgili herhangi bir bilginin sızmasını engelledi.

Vietnam’da ise Putin’in 2016 ABD seçimlerine Moskova’nın müdahale etmediğine dair iddiasını sorgulamadan kabul etti. Helsinki’deki zirvede ise Trump, Putin’in güçlü inkarı karşısında, kendi istihbarat kurumlarının analizlerini sorguladı.

Şimdi, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün ardından iki liderin yapacağı ilk yüz yüze görüşme öncesi politikacılar ve analistler, ilk dönemine kıyasla kendini daha az kısıtlayan bir Trump’ın sahnede olacağı “alışılmadık” bir buluşmaya hazırlanıyor.

Uzmanlar, önceki karşılaşmaların işaret ettiği üzere, bu kez de avantajı eline geçirecek tarafın eski KGB mensubu ve deneyimli devlet adamı Putin olmasından endişe ediyor.

Rand Corporation kıdemli siyaset bilimcisi Samuel Charap, “Bir haftadan kısa sürede savaşı bitirecek bir zirveye ‘sıfır ilerlemeyle’ gidilemez. Ancak Trump, kendi mantığını ve haklı olduğuna inandığı konuları muhataplarına aktarabilme konusunda bitmek bilmeyen bir özgüvene sahip” değerlendirmesinde bulundu.

2015’te dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte Ukrayna konusunda Putin’le Minsk-2 ateşkes anlaşmasını müzakere eden eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise Trump’ı uyarıyor:

'Putin’in tekniği profesyonel şekilde yalan söylemektir. Trump, sahadaki durumu ayrıntılı biçimde bildiğini göstermek zorunda.'

Gizli notlar ve tercümansız görüşmeler

Trump ile Putin ilk kez Temmuz 2017’de G20 Hamburg zirvesinin oturum aralarında bir araya geldi. Görüşmede Rusya Dışişleri Bakanı, ABD'nin o dönemki dışişleri bakanı, iki tercüman ve liderler yer aldı.

Trump daha sonra ABD’li tercümanın notlarını telim aldı ve kimseyle paylaşmamasını istedi.

Aynı gece gerçemleşen zirve yemeğinde Trump, Putin’le sadece Rus liderin tercümanının bulunduğu özel bir sohbet etti.

Kasım 2017’de Vietnam’daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumunda, Trump yeniden Putin’in “Rusya seçimlere müdahale etmedi” iddiasını tekrarladı.

Temmuz 2018’de Helsinki’de yapılan baş başa zirvede ise, “Başkan Putin Rusya değil diyor. Bunun neden Rusya olacağına dair bir sebep göremiyorum” diyerek kendi istihbarat kurumlarının bulgularını sorguladı.

Aynı yıl Buenos Aires’teki G20 zirvesinde de gayriresmi olarak bir araya geldiler; bu kez Trump, yanında hiçbir ABD’li yetkili veya tercüman bulundurmadı.

Putin’in taktikleri: Oyalama ve büyük yalanlar

Hollande, Putin’in müzakerelerde zamanı lehine kullandığını aktarıyor: 

'Toplantıya başlarken bütün hikayeyi en baştan anlatır. Bir saat, belki daha uzun sürebilir. Rus müzakere yöntemi, görüşmelerin uzun sürmesi ama somut bir ilerleme olmamasıdır.'

Eski Fransız lider, Putin’in görüşmelerin sonunda karşı tarafa küçük bir “açılım” sunarak, “Bakın, Putin biraz yumuşadı” algısı yaratmayı da iyi bildiğini söylüyor.

Minsk görüşmelerinde yer alan bir Alman diplomat ise Putin’i “konulara ve hukuki ayrıntılara hakim, son derece yetenekli ama sürekli olarak gerçekleri çarpıtan” bir müzakereci olarak tanımlıyor. Diplomat, “Karşınızdaki kadar iyi bilgiye sahip olmanız gerekir” diyor.

Aynı diplomat, 2017’de Merkel’in Trump’a Putin’in Minsk anlaşmasını uygulamayı reddettiğini anlatmaya çalıştığını, Trump’ın ise sadece “Teşekkürler” deyip telefonu kapattığını aktarıyor. “Trump gerçekleri sevmiyor, ayrıca önyargıları var. Putin bunu biliyor.”

Merkel de anılarında, “Trump ile iki farklı düzeyde konuşuyorduk: Trump duygusal, ben ise olgusal” ifadelerini kullanıyor.

Zirvenin amacı: Ukrayna desteğini azaltmak mı?

Fransız müzakere ekibinden eski bir danışman, Alaska’da yapılacak bu görüşmede Rusya’nın bir anlaşma niyetinde olmadığını şu sözlerle ifade ediyor: 

“Putin’in tek istediği, Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği kesmesi. Bu zaten Trump’ın doğal eğilimi.”

Viyana’daki İnsan Bilimleri Enstitüsü’nde misafir araştırmacı olan sosyolog Kirill Rogov ise Rusya’nın bu yıl Ukrayna’daki yaz taarruzunun beklenenden az başarılı olması nedeniyle Putin’in müzakerelere eskisinden daha istekli olabileceğini söylüyor.

Trump’ın ilk döneminde, Kongre’nin baskısı ve dış politika ekibinin kısıtlamalarıyla çevrili olduğunu hatırlatan uzmanlar, bugün ise bu fren mekanizmalarının neredeyse tamamen ortadan kalktığını vurguluyor.

Carnegie Endowment Başkan Yardımcısı Andrew Weiss, “Artık elimizde kendi yönetiminde hiçbir denge unsuru olmayan bir Trump var. Karşısında da on yılı aşkın süredir etrafında denk güçte kimse bulunmayan Putin oturacak” diyor.

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde 2026 fiyatları hesaplandı Maaşlardan yüzde 3 kesinti yapacak düzenleme 2026'da Dünyanın en iyi 100 yemeği açıklandı Bu bölgelerden konut satın almayın, kiralamayın ABD vergileri siparişleri vurdu: Asya’da üretim sendeledi Bu fotoğraf bize çok şey anlatıyor