Ege’de ‘geri itme’ işkencesi bitmiyor
Yunan Sahil Güvenlik birimlerinin Ege’yi aşmayı deneyen göçmenleri yakaladıktan sonra belgelerini, telefonlarını ve yiyeceklerini alarak geri itmesi, Türk Sahil Güvenliği için artık gündelik bir vakaya dönüşmüş. Bir yetkili, “Bu bir film sahnesi değil, açıkça cinayete teşebbüs” diyor
NİMET KIRAÇ Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından Ankara’ya genelde sabaha karşı yollanan resmi e-postalarda, sıklıkla koordinatları verilerek Türk karasularında “can salı” denen şişme çadırların içerisinde düzensiz göçmenlerin saptandığı bilgisi iletiliyor ve Türkiye’den gereği arz ediliyor. Bu, hem Kuzey Ege hem de Güney Ege Türk Sahil Güvenlik Grup Komutanlıkları birimleri için, artık oldukça tanıdık sahnelere eşlik edecek zor anların habercisi bir durum. Ardından, en yakın devriye botunu veya duruma göre botlarını o koordinatlara yönelten Türk kolluk kuvvetleri, en hızlı şekilde göçmenlerin olduğu noktaya intikal ederek, önce saldaki herkesin Sahil Güvenlik botuna geçişlerini sağlıyor. Kendilerine su, battaniye ve yiyecek temin edildikten sonra en yakın karakola götürülen göçmenler, resmi prosedür gereği ifadelerini çoğu zaman bir tercüman eşliğinde verip, geçici sığınmacı olarak kayıtlı oldukları şehirlere gönderilmek üzere bölgedeki geri gönderilme merkezlerine yollanıyorlar. Göç yoluna başvuranların karakol ifadelerinde duyulan, uluslararası insani yardım örgütlerine ve basın mensuplarına anlatılan öyküler, birbirini büyük oranda doğruluyorlar. Yani Türkiye’den insan kaçakçısı aracılığıyla şişme bota binerek ulaşmak istedikleri Avrupa ülkelerine sığınmacı başvurusu yapmak için Yunan adalarına geçmeye çalışan on binlerce yabancı, Yunan askeri birimleriyle karşılaştıkları andan Türk sularına geri itilip Ankara’ya bildirildikleri ana kadar şiddete ve sıklıkla gaspa maruz kalıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın artık bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, yalnızca 2021 yılının ilk yarısında Dikili, Ayvalık ve Ayvacık ilçelerinin sahilini kapsayan Kuzey Ege Denizi’nde 3 bin 288 kişinin denizden alındığı 102 hadise yaşanmış. İsmini vermek istemeyen Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı yetkilisine göre bu insanların can salına konarak karanlıkta telefon, su veya yiyecek olmadan kapasitesinin üzerinde bota bindirilmeleri, “Bu bir film sahnesi değil, açıkça cinayete teşebbüs. Bu suçun faili Yunanistan olsa da azmettiricisi Avrupa.” “Siz de gördünüz. Frontex botu orada bekliyor. Yardım etmese de göz yumuyor” diyor. 2020 yılında toplam 553 hadise yaşandığı bilgisini aktaran yetkili, bunların 252’sinin geri itme olduğunu belirtiyor. Avrupa Konseyi’nin İşkencenin Önlenmesi Komisyonu, haziran ayında yayınladığı raporunda komisyona “Maskeli Yunan polislerinin veya sınır muhafızlarının veya (para)militer komandoların teknelerle Yunanistan’dan Türkiye’ye geri itme uyguladığına ilişkin çok sayıda iddiaya ulaştı” dedi. Yunanistan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pazarkule Sınır Kapısı’nı Şubat 2020’de serbest geçişe açtığını ilan ettiğinden bu yana göçmen sığınma talebine riayet etme gereğini askıya aldığını duyurmuştu, ancak Atina, Frontex unsuruyla eş güdümlü sistematik geri itme yaptığını kabul etmiyor. Birçok düzensiz göçmen, artık Avrupa’dan umudunu tamamen kestiğini söylüyor.