Eğlence dünyası Trump'ın zaferine nasıl zemin hazırladı?
Donald Trump’ın 2024 seçim zaferi, popüler kültürün sağ-popülist değerleri meşrulaştıran güçlü etkisiyle şekillendi. Nostaljik temalar, country müziği ve sosyal medya, bu değişimi hızlandıran faktörler arasında öne çıkıyor
2024 ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın yeniden Oval Ofis’e dönmesi, özellikle Kamala Harris kampanyası ve Demokratlar tarafından büyük bir sürpriz olarak karşılandı. Ancak bu durumu bazı gözlemciler, sadece bir siyasi yenilgi olarak değil, aynı zamanda son yıllarda gelişen kültürel ve toplumsal dönüşümlerin bir yansıması olarak da yorumladı. Popüler kültür, sadece Trump’ın zaferini yansıtmakla kalmadı, aynı zamanda bu zaferin altındaki toplumsal eğilimleri meşrulaştıran kritik bir rol üstlendi. Müzik, film, televizyon, podcast ve sosyal medya gibi kültürel mecralar, seçim dönemi boyunca sağ-popülist söylemlerin ve muhafazakâr değerlerin kabul görmesine önemli bir katkı sağladı.
Trump’ın ikinci dönemi yaklaşırken, popüler kültürdeki bu değişimlerin siyasi tercihler üzerinde giderek daha fazla etkili olduğu ifade ediliyor. Eğlence endüstrisindeki figürler ve trendler, toplumsal değerlerin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynuyor. Kültürel değişimlerin siyasal ideolojiler üzerindeki etkisi ve bu süreçte toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi, gelecekteki kültürel-siyasi analizlerde ele alınması gereken önemli bir konu haline geliyor.
Nostalji ve geleneksel değerlerin yükselişi
Son yıllarda ABD popüler kültüründe geçmişe duyulan özlem ve nostaljik temalar ön plana çıkmaya başladı. Özellikle genç oyuncular, geleneksel kadınlık kavramlarını yücelten karakterleri canlandırırken, "woke kültürü" eleştirileri ve #MeToo hareketine karşı geliştirilen anlatılarda sıklıkla yer alıyor. Sydney Sweeney gibi figürler, sağ-popülist ve muhafazakâr düşüncelerin kültürel bir yansıması haline geldi. Bu tür karakterler, muhafazakâr izleyicilere hitap ederek bu değerleri günümüz dinamiklerine uyarlıyor. Nostalji temalı filmler ve diziler, eski Amerikan kimliğini ve değerlerini yeniden öne çıkarıyor. Özellikle Ronald Reagan’ın biyografisi ve geleneksel yaşamı yücelten yapımlar, özellikle güneydeki ve kırsal bölgelerde büyük ilgi görüyor.
Medya ve iletişim alanında çalışmalarıyla bilinen araştırmacı Joel Penney, geçtiğimiz hafta Vox’a verdiği demecinde popüler kültürün sağ-popülist mesajları benimseyen izleyicilere hitap ettiğini vurguladı. Penney, “Top Gun’ın yeniden uyarlamasındaki Tom Cruise ya da country şarkıcılarının sağ-popülist figürlere dönüşmesi, pop kültürünün bu tür erkek modellerine olan talebinin arttığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. Bu değişim, popüler kültürün, sağ-popülist ideolojilerin meşrulaştırılması konusunda nasıl bir araç işlevi gördüğünü gösteriyor.
Country müziği ve sağ popülizmin yükselişi
Rolling Stone’un bu hafta yayınlanan haberine göre, ABD’deki kültürel dönüşümde belki de en dikkat çekici değişim, country müziğinin zirveye çıkması. Morgan Wallen, Zach Bryan ve Jelly Roll gibi sanatçılar, pop ve hip-hop’u geride bırakıp country müziğini popüler hale getirdi. Bu müzik türü, muhafazakâr değerlerle ilişkilendiriliyor ve kırsal yaşamın idealize edilmesi gibi temalar üzerinden şekilleniyor. Rolling Stone’a göre, country müziği sağ-popülist ideolojilerin halk arasında benimsenmesini pekiştiren bir mecra haline gelmiş durumda.
Country müziği, sağ-popülist ideolojilerin yayılmasında birincil bir araç haline gelerek, toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor. Bu müzik türü, geçmişin değerlerine dönme çağrısı yaparken, toplumun daha muhafazakâr kesimlerine hitap ediyor. Trump’ın 2016 seçim kampanyasında, “Make America Great Again” mesajı da country müziğinde sıkça işlenen nostaljik temalarla örtüşüyordu.
Sosyal medyanın rolü
Hollywood, popüler kültürün sağ-popülist mesajları destekleyen bir platform haline gelmiş durumda. Vatansever temalı belgeseller ve filmler, eğlence sektörünün izleyicilerin değişen taleplerine nasıl adapte olduğunu gösteriyor. Obama dönemindeki çeşitliliği savunan yapımların ardından, Trump’ın yükselişiyle birlikte vatanseverlik ve geleneksel değerlerin ön plana çıktığı yapımlar yer aldı.
Sosyal medya fenomenleri de bu kültürel dönüşümde önemli bir rol oynuyor. Joe Rogan gibi figürler, sağ-popülist ve muhafazakâr değerlere dayanan bir toplumsal dil inşa ediyor. Rogan’ın popülaritesi, sağ-popülist mesajların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor ve bu fenomenler, toplumsal normları ve değerleri dönüştüren bir mecra haline geliyor.
Popüler kültürün meşrulaştırıcı gücü dikkatle incelenmeli
Son ABD seçimlerinde açıkça görüldüğü üzere popüler kültür, sadece eğlence sunmanın ötesine geçmiş durumda. Sinema, müzik ve sosyal medya, sağ-popülist ve muhafazakâr eğilimlerin toplumsal olarak kabul edilmesini sağlayan araçlar olarak işlev görüyor. Nostaljik temalar, geleneksel değerlerin onaylanması ve geçmişe özlem, bu eğilimlerin daha geniş bir kitle tarafından kabul edilmesinde etkili oluyor.
İlerici ve kapsayıcı bir kültür endüstrisi, bu eğilimlere karşı koyabilmek için toplumun gerçek ihtiyaçlarına hitap eden bir dil geliştirmeli. Bu, daha adil ve eşitlikçi bir toplum inşasına katkı sunmak için anlamlı ve sürdürülebilir bir anlatı yaratmak anlamına geliyor. Toplumu bu yönde dönüştürmek, herkesin kendini içinde bulabileceği, anlayış ve kapsayıcılık temelli bir kültürel dil kurarak mümkün olabilir.