Financial Times: Mafyalarla mücadele ekonomik büyümeyi etkiliyor
Financial Times’ta yayımlanan analiz, İtalya’daki mafya operasyonlarının kredi akışını ve verimliliği nasıl artırdığını gözler önüne serdi
Avrupa Merkez Bankası denetim analisti ve Frankfurt School of Finance & Management doktora adayı tarafından kaleme alınan aynı zamanda Financial Times’ta yayımlanan analizde, finansal suçlarla mücadelenin ekonomik büyümeye engel değil, aksine bir kaldıraç olduğu vurgulanıyor.
Finansal suçlarla mücadele uzun süredir yanlış bir ikilem üzerinden tartışılıyor. Ya kirli paraya göz yumulacak ya da ekonomi yavaşlatılacak. Ancak Avrupa Birliği’nin yeni kurduğu Kara Para Aklamayı Önleme Kurumu (AMLA), bu algıyı yıkmak ve sistemi yeniden düşünmek için önemli bir fırsat sunuyor.
Bu konuda en çarpıcı örnek İtalya’nın yıllar süren ve zorlu mücadelesinden geliyor. On yıllar boyunca mafya örgütlerinin ekonomiye sızması, piyasa rekabetini bozdu, yenilikçiliği bastırdı.
İnşaattan perakendeye kadar birçok yasal sektöre nüfuz eden suç örgütleri, büyüme üzerinde adeta parazitik bir vergi oluşturdu ve girişimciliği köreltti.
Mücadele nasıl başladı?
2018-2021 yılları arasında İtalya genelinde yaklaşık 700 mafya bağlantılı şirket tasfiye edildi. Avrupa Merkez Bankası’nın Frankfurt School of Finance & Management, Padova Üniversitesi ve Seattle Üniversitesi’nden akademisyenlerle yürüttüğü araştırma, bu tasfiyelerin üretkenliği nasıl artırdığını ortaya koyuyor.
Araştırmada, polis operasyonlarının doğrudan suç bağlantısı olmayan komşu işletmelere etkisi incelendi.
Sonuçlar oldukça dikkat çekici:
Mafya şirketlerinin kapatıldığı bölgelerde, yasal işletmelere sağlanan krediler, müdahale olmayan yerlere kıyasla yüzde 0.8 ila 2.1 oranında arttı. Toplamda, bu operasyonların yaklaşık 3.6 milyar euro tutarında yeni kredi akışını tetiklediği tahmin ediliyor. Bu da yerel şirketlerin büyümesine ve adil rekabetin sağlanmasına olanak tanıdı.
Sıfırdan yüzlerce istihdam
Bu ekonomik kazanç sadece rakamlarda kalmıyor. Sicilya’daki Addiopizzo gibi tabandan gelen mafya karşıtı hareketler, yüzlerce işletmenin "koruma parası" ödemeyi topluca reddetmesine öncülük etti. Tüketicilerin desteğiyle güçlenen bu hareket, Palermo gibi şehirlerde önemli bir dönüşüme yol açtı.
Mafya liderlerinden alınan arazilerde organik gıda ve şarap üreten Libera Terra kooperatifleri, yüzlerce yasal istihdam yarattı. Devlet suç örgütlerini çökerttiğinde, dürüst girişimcilerin önünü açmış oluyor.
Faydalar sadece krediyle de sınırlı değil. Zorlayıcı suç ağları çözülünce, verimlilik artıyor. Bankalar tehditten uzak bir ortamda, kaynakları artık en güçlü değil, en umut vaat eden işletmelere yönlendirebiliyor. Piyasalar daha adil hale geliyor, rekabet sağlıklı bir şekilde gelişiyor.
Araştırma bir gerçeği daha gözler önüne seriyor: Organize suçun pençesindeki bölgeler, zayıf kurumlar ve kökleşmiş yolsuzluk nedeniyle geri kalıyor.
Riskler yeniden fiyatlanıyor
Ancak burada dikkat çekici bir ayrıntı da var. Mafya operasyonlarının ardından kredi maliyetlerinde hafif bir artış görülebiliyor. Bu durum başarısızlık değil, artan şeffaflığın bir sonucu. Polis operasyonları daha önce gizli kalmış riskleri ortaya çıkardığında, piyasalar da bu riskleri yeniden fiyatlandırıyor.
Bu bilgi etkisi, finansal sistemin daha verimli çalıştığını gösteriyor. Üstelik bu geçici ayarlama, bölgeye gelen meşru yatırımlar ve yeniden inşa edilen güven ortamıyla fazlasıyla telafi ediliyor.
Araştırma ayrıca bir başka kritik farkı da ortaya koyuyor:
Her banka bu süreçte aynı tepkiyi vermiyor. Yerel toplulukla yakın ilişkileri olan küçük bankalar, güvenilir borçluları daha iyi ayırt ederek sürece hızla uyum sağlıyor.
Ancak yabancı ve merkeziyetsiz bankalar, yerel bilgiden yoksun oldukları için risk görülen bölgelerde faiz oranlarını keskin şekilde artırma eğiliminde. Bu nedenle, suçla mücadele süreçlerinde yerel bankaların desteklenmesi ve kredi akışının korunması büyük önem taşıyor.
İtalya’nın deneyimi yalnızca kendisi için değil, tüm dünya için ders niteliğinde. Organize suç, küresel ekonomiden trilyonlarca dolar çalıyor. Avrupa’nın yeni kara para aklamayla mücadele kurumu, bu süreçten ders çıkarmalı.
Organize suç sadece güvenliği etkilemiyor
AMLA’nın ulusal denetleyicileri koordine etmesi, bilgi paylaşımını güçlendirmesi ve sınır ötesi iş birliğini artırması bekleniyor. Ancak yalnızca bürokrasi eklemek yetmez. Politikacılar, suçla mücadelenin aslında ekonomik büyüme için bir yatırım olduğunu görmeli.
Daha temiz bir iş ortamı, daha fazla sermaye çeker. Bu başarının sağlanması için AB, sıkı denetimlerin yanı sıra pratik desteği de hayata geçirmeli. Emniyet ve finans denetçileri arasında hızlı ve güvenli veri paylaşımı sağlanmalı. Açık şirket sicilleri ve mülkiyet verileri, risklerin yayılmadan önce tespit edilmesini kolaylaştırabilir.
Organize suçla mücadelede çoğu zaman ahlaki ya da güvenlik boyutuna odaklanılıyor. Oysa ekonomik gerekçe en az bunlar kadar güçlü. İtalya’nın tecrübesi, başarının mümkün olduğunu gösteriyor.