“Her gün ölümü düşünüyorum”

Gelecek ay 75 yaşına girecek olan Sırp sanatçı Marina Abramoviç, İngiliz gazetesi Guardian’a ahlak, sanat, ölüm-yaşam ve cinsellik üzerine konuştu.  - 103 yaşına kadar yaşayan büyükannem, hayatın 70’inden sonra enteresan ve keyifli hale geldiğini söylemişti. İstediğinizi yapacak özgürlüğe ve bilgeliğe sahip oluyorsunuz.  - Her gün ölümü düşünüyorum. Yalnızca ölümü düşündüğünüz zaman hayatın tadını çıkarmak mümkün oluyor. Ölüm düşüncesi, saçmalama şansınızın kalmadığı anlamına geliyor; yaptığınız her önemsiz şey kaybolup gidiyor. Ölümün her an gelebileceğini, son perdede olduğunuzu biliyorsunuz.  - 12 yıl Ulay [performans sanatçısı Frank Uwe Laysiepen] ile birlikteydim. Hayatımın aşkıydı. Sonra beni mahkemeye verdi. Korkunç bir şeydi, her açıdan büyük kayıptı. Müthiş öfkeliydim. Sonra bir gün uyanıp kendi kendime, “Tamam, kaybettim. Sırada ne var?” diye düşündüm. Sırada bağışlama vardı. 2020 yılında Ulay öldü. Hayatının son yılını yine birlikte geçirdik; iki gerçek dost olduk ve harika bir seneydi. Bu his bana çok şey kattı; çünkü öfke sadece karşınızdakini değil, sizi de zehirliyor. Bugün Ulay’ı hep şefkatle anıyorum.  - Seks benim için çok önemli. Hep de öyleydi. Birçok insan menopozdan sonra kadınların cinsellik fikrini bir kenara bıraktığını düşünüyor. Benim için o zamandan beri seks güzelleşti; çünkü hamile kalmaktan korkmanıza gerek kalmıyor. Şu anda benden 21 yaş küçük bir erkek arkadaşım var. Harika bir şey! Cinsel açıdan çok aktif olmak beni rahatsız değil, mutlu ediyor. Cinselliği olmazsa olmaz bir dengeleyici olarak görüyorum. Tıpkı iyi beslenme, mizah duygusu ve yaşama sevinci gibi.