İran’ın nükleer programı hakkında her şey
İsrail’in İran saldırısına gerekçe olan “uranyum zenginleştirme” nedir ve silah yapımı için neden gereklidir? İran bu amaca ne kadar yaklaştı? Bugüne nasıl gelindi? CNN International bu temel soruları yanıtlıyor
İran'ın nükleer programı ne zaman başladı?
ABD, 1957 yılında İran ile ilk nükleer programını başlattı. O dönmende İran’ı Batı dostu Şah Rıza Pehlevi monarşisi yönetiyordu ve iki ülke hala dosttu.
ABD'nin desteğiyle İran, 1970'lerde nükleer enerji programını geliştirmeye başladı. Ancak 1979'daki İslam Devrimi ile şah devrilince Washington programa desteğini çekti.
İran'ı İslam Cumhuriyeti'ne dönüştüren devrimden bu yana Batılı ülkeler, ülkenin nükleer programını yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum kullanarak atom bombası üretmek için kullanabileceğinden endişe duyuyor.
İran, nükleer silah üretme niyetinde olmadığını savunuyor. İran, BM'nin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) taraf ve bu anlaşma kapsamında bomba üretmeyeceğini taahhüt etmiş durumda.
Aşağıdaki haritada İran'ın nükleer tesislerinin yerleri görülüyor
İran'ın gelişmiş nükleer programı
Yeşil kareler: Yakıt üretimi
Mor yuvarlaklar: Araştırma enstitüsü
Sarı üçgenler: Araştırma reaktörü
Mavi yuvarlaklar: Nükleer enerji santrali
- İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi
“Sarı kek” diye de bilinen urania’yı uranyum heksaflorür dönüştüren, reaktör yakıtının yanı sıra nükleer silahlar için uranyum metali üreten çok sayıda tesise ev sahipliği yapıyor. - Fordow Yakıt Zenginleştirme Tesisi
Gizlice inşa edilen yerin derinliklerine gömülü Fordow tesisi, 2200 santrifüj kullanarak yüzde 60'a kadar zenginleştirilmiş uranyum üretiyor. - Natanz Zenginleştirme Kompleksi
İsrail'in saldırısı, yeraltında 14000 santrifüj bulunan ve yüzde 60 oranında zenginleştirme kapasitesine sahip uranyum zenginleştirme tesisi Natanz'ı hedef aldı. İran’ın en büyük zenginleştirme tesisi - Buşehr Nükleer Santrali
İran'ın tek faal nükleer santrali. Rusya’dan sağlanan yakıtla elektrik üretiyor.
Kaynaklar: Explore Nuclear, Wisconsin Project on Nuclear Arms Control's Iran Watch, AEI'nin Critical Threats Project ile birlikte Savaş Araştırmaları Enstitüsü, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı
Grafik: Lou Robinson, CNN
Program neden bu kadar tartışmalı?
İran'ın nükleer programı hakkındaki tartışmaların merkezinde, enerji santralleri için yakıt üretmek amacıyla kullanılan ve yüksek seviyelerde nükleer bomba yapımında da kullanılabilen uranyum zenginleştirme süreci yer alıyor.
2000'li yılların başında, uluslararası müfettişler İran'ın Natanz kentindeki bir tesiste yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum izleri bulduklarını açıkladı. İran zenginleştirmeyi geçici olarak durdurdu ancak 2006'da BM'nin nükleer denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile yaptığı anlaşma uyarınca böyle bir hakkı bulunduğu konusunda ısrar ederek zenginleştirmeye devam etme kararı aldı. Bu karar, İran'a karşı yıllarca süren uluslararası yaptırımlara yol açtı.
Yıllar süren müzakerelerin ardından, İran ve altı dünya gücü 2015 yılında, daha hafif yaptırımlar karşılığında İran'ın nükleer tehdidini sınırlayan bir nükleer anlaşma imzaladı. Anlaşma, İran’ın uranyum zenginleştirme seviyesini yüzde 20'den yüzde 3.67’ye düşürmesi, uranyum stoklarını önemli ölçüde azaltması ve santrifüjlerini aşamalı olarak kaldırması gibi önlemler almasını gerektiriyordu.
Uranyum, yüzde 90 saflığa kadar zenginleştirilmedikçe bomba yapımında kullanılamıyor. Elektrik üreten nükleer santraller ise yüzde 3.5 ile yüzde 5 arasında zenginleştirilmiş uranyum kullanıyor.
İran'ın nükleer silahı var mı?
İran'ın nükleer bomba üretmeye ne kadar yakın olduğu belirsiz ancak ana bileşen olan yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretiminde önemli ilerleme kaydetti. Son yıllarda, silah sınıfı seviyeye ulaşmak için gereken süreyi önemli ölçüde kısalttı ki şu anda bomba üretmek için yaklaşık bir haftaya ihtiyacı var.
2018'de Trump, İran nükleer anlaşmasından çekilerek ülkenin ekonomisini çökertmek için yeni yaptırımlar başlattı.
Tahran ise anlaşmanın bazı kısımlarına uymayacağını açıkladı. Uranyum zenginleştirmeye, uranyum stoklarını artırmaya ve gelişmiş santrifüjler kullanmaya başladı. Ayrıca daha önce gözetim ve izleme faaliyetleri için kurulan tüm IAEA ekipmanlarını kaldırdı. Biden yönetimi ise anlaşmayı yeniden canlandırmak amacıyla İran ile bir yıldan uzun süren dolaylı müzakerelere başladı fakat bu müzakereler 2022'de başarısızlıkla sonuçlandı.
2023'te IAEA, İran'ın bir nükleer tesisinde saflığı yüzde 83.7'ye ulaşan uranyum parçacıkları bulunduğunu açıkladı ki bu oran bomba yapımına uygun seviyeye yakın. Yüzde 60 saflığa ulaşan uranyum stokları da 128.3 kilograma yükseldi. O tarihte kaydedilen en yüksek seviye buydu. Geçen yıl ABD, İran için belirlediği“kırılma süresini” yani nükleer silah üretmek için yeterli miktarda fisil malzeme üretmek için gereken zaman dilimini“bir veya iki haftaya” indirdi.
Geçen ayın sonunda üye ülkelere gönderilen bir IAEA raporunda, İran'ın yüzde 60 saflıkta zenginleştirilmiş uranyum stokunun 408 kilograma çıktığı belirtildi. IAEA'nın ölçütlerine göre, bu miktar daha da zenginleştirilirse dokuz nükleer silah üretmek için yeterli.
IAEA, İran'ı uzun süredir nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülüklerini ihlal etmekle suçluyordu fakat geçen perşembe günü, neredeyse 20 yıl sonra ilk kez, yönetim kurulu İran'ın bu yükümlülüklerini ihlal ettiğini resmen ilan eden bir karar aldı. İran, bu karara nükleer faaliyetlerini artırarak yanıt vereceğini söyledi.
Zenginleştirilmiş uranyum tam olarak nedir?
Zenginleştirme, nükleer reaktörlerde enerji üretmek veya çok daha yüksek miktarlarda nükleer silah yapmak için kullanılan özel bir uranyum türü olan uranyum-235'in miktarını artıran bir işlem. Doğal uranyumun yaklaşık yüzde 99.3’ü enerji veya bomba yapımında kullanılamayan uranyum-238. Enerjiyi serbest bırakmak için gerekli olan uranyum-235 ise sadece yüzde 0.7 oranında.
Nükleer enerji kullanımı için, bu çok az miktardaki yararlı uranyum-235'in konsantre edilmesi gerek. Bunu yapmak için, uranyum önce gaza dönüştürülüyor, ardından santrifüj adı verilen makinelerde yüksek hızlarda döndürülüyor. Bu makineler, uranyum-235'i daha yaygın olan uranyum-238'den ayırmaya yardımcı oluyor. Zenginleştirme işte bu işlemin adı.
Nükleer santrallerde kullanılan uranyum genellikle yüzde 3.67 oranında zenginleştiriliyor. Nükleer bomba yapmak için uranyumun yüzde 90 oranında zenginleştirilmesi gerek.
Santrifüjler uranyumu zenginleştirmek için şart. Santrifüj ne kadar gelişmişse, uranyum-235'i uranyum-238'den o kadar hızlı ve verimli bir şekilde ayırabilir. Bu da nükleer yakıt veya potansiyel olarak silah sınıfı malzeme üretmek için gereken süreyi kısaltır. İran, 1980'lerin sonlarında ilk nesil IR-1 modeliyle başlayarak santrifüj teknolojisini geliştirmek için on yıllarını harcadı. Bugün, IR-6 ve IR-9 gibi gelişmiş modeller de dahil olmak üzere binlerce makine işletiyor.
Silah Kontrol Derneği'ne göre, İran'ın mevcut santrifüj kapasitesi, iki haftadan daha kısa bir sürede bir bomba için yeterli miktarda silah sınıfı uranyum üretmesine olanak tanıyabilir.
İran'ın nükleer programı nasıl etkilendi?
İsrail, saldırısında İran'ın nükleer altyapısını hedef aldığını açıkladı. CNN ve İran devlet televizyonunun yayınladığı coğrafi konum bilgisi içeren sosyal medya görüntülerine göre, İran'ın nükleer emellerinin merkezinde yer alan Natanz tesisi dün alevlere teslim oldu.
Başkent Tahran'ın yaklaşık 250 kilometre güneyinde bulunan nükleer kompleks, İran'ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak kabul ediliyor. Analistler, tesisin uranyumu nükleer yakıta dönüştüren önemli bir teknoloji olan uranyum zenginleştirme santrifüjlerinin geliştirilmesi ve montajı için kullanıldığını söylüyor.
IAEA, Fordow, İsfahan ve Buşehr olmak üzere üç nükleer tesisin etkilenmediğini açıkladı. İran devletine bağlı Tasnim haber ajansı, İsrail'in saldırılarında İranlı altı nükleer bilim insanının da öldürüldüğünü bildirdi.
Askeri uzmanlar CNN'e, İran'ın askeri saldırı tehdidine karşı nükleer yapılarını güçlendirmek için yıllarını harcadığını ve bu durumun tesislerin tamamen yok edilmesini zorlaştıracağını söyledi. Bazı tesisler, İsrail'in silahlarının ulaşamayacağı derinlikte yeraltına gömülüdür.