Küresel karbondioksit emisyonlarında azalma belirtisi yok
Bu yıl karbon emisyonlarının Çin ve AB'de düşeceği, ABD ve Hindistan'da artacağı hesaplanıyor. Türkiye dünyada en çok emisyona neden olan 14'üncü ülke konumunda yer alıyor
Küresel sıcaklık artışının sınırlandırılması için karbondioksit emisyonlarının düşürülmesine yönelik bir işaret görülmediği ve mevcut emisyon seviyelerinin devam etmesi halinde 1,5 derecelik küresel ısınma eşiğinin 9 yıl içinde yüzde 50 aşılma ihtimali olduğu tespit edildi. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı'nda (COP27) 100'den fazla bilim insanından oluşan uluslararası bir ekibin hazırladığı Küresel Karbon Bütçesi raporunun bulguları açıklandı.
Buna göre, bu yıl küresel karbondioksit emisyonlarının geçen yıla göre yüzde 1 artışla 40,6 milyar ton olacağı öngörülüyor. Bu, şimdiye kadar 40,9 milyar tonla yıllık karbondioksit emisyonu seviyesinin görüldüğü 2019 değerine en yakın miktar olarak kayıtlara geçti. Söz konusu genel artışın 36,6 milyar tonu fosil yakıt emisyonlarından kaynaklanıyor. Ormansızlaşma gibi arazi kullanım değişikliğinden kaynaklanan emisyonların ise bu yıl 4 milyar ton olacağı tahmin ediliyor.
AB'de kömür kaynaklı emisyonlarda yüzde 6,7 artış
Bu yıl Covid-19 salgınına karşı kapanmaların devam ettiği Çin'de karbon emisyonlarının yüzde 0,9 ve Rusya'dan doğal gaz akışının büyük ölçüde kesildiği AB'de de emisyonların yüzde 0,8 düşeceği bekleniyor. ABD ve Hindistan'da karbon emisyonlarının sırasıyla yüzde 1,5 ve yüzde 6 artacağı hesaplanıyor. Dünyanın geri kalanında ise karbon emisyonlarındaki toplam artışın yüzde 1,7 olacağı öngörülüyor. Geçen yıl küresel emisyonların yüzde 1,2'sine sahip olan Türkiye ise dünyada en çok emisyona neden olan 14'üncü ülke konumunda yer alıyor. Ülke, yılda 5,3 ton kişi başı karbon emisyonuyla dünya ortalamasının üzerinde kalıyor.
Fosil yakıt emisyonlarındaki artış hızı yavaşladı
Atmosferik karbon emisyonu yoğunluğunun bu yıl ortalama milyonda 417,2 parçacığa ulaşarak sanayi öncesi seviyelerine göre yüzde 50 artacağı tahmin ediliyor. Dünya genelinde 380 milyar ton daha karbon emisyonu salınırsa yüzde 50 olasılıkla 1,5 derece eşiğinin aşılacağı hesaplanıyor. Mevcut emisyon seviyelerinin devam etmesi halinde ise 1,5 derecelik küresel ısınma eşiğinin 9 yıl içinde aşılacağı tahmin ediliyor.
Öte yandan 1230 milyar ton seviyesinde karbon salımı gerçekleşirse, sıcaklık artışında 2 derece eşiğinin aşılacağı öngörülüyor. Dünyanın 2050'ye kadar sıfır karbon emisyonuna ulaşması için yılda yaklaşık 1,4 milyar ton karbondioksit eşdeğeri emisyon azaltımı yapılması gerekiyor. Daha önce bu seviyede bir düşüşe, Covid-19 nedeniyle dünyada kapanmaların yaşandığı ve ekonomik aktivitenin yavaşladığı 2020'de ulaşılmıştı. Öte yandan, bu yılın karbon görünümünde, fosil yakıt emisyonlarındaki uzun vadeli artış hızının yavaşladığı görülüyor. Söz konusu emisyonlardaki ortalama artış 2000'li yılların başında yıllık yüzde 3 ile zirve yapmıştı ancak son 10 yıl için bu oranın yüzde 0,5'e gerilediği hesaplanıyor.
"Liderler gereken eylemi göstermiyor"
Exeter Küresel Sistemler Enstitüsü'nde çalışan Prof. Pierre Friedlingstein, bu yıl karbon emisyonlarında hızlı bir düşüşe ihtiyaç olmasına rağmen artış yaşandığını belirterek, "Bazı olumlu işaretler var ancak COP27'de bir araya gelen liderlerin, küresel ısınmanın 1,5 dereceye yakın bir seviyede sınırlandırılması için anlamlı adımlar atmaları gerekiyor. Küresel karbon bütçesi rakamları iklim eylemi konusundaki ilerlemeyi izliyor ve şu anda gereken eylemi göremiyoruz" diye konuştu. East Anglia Üniversitesi Çevre Bilimleri Okulu Royal Society Araştırma Profesörü Corinne Le Quere de araştırmanın bu yıla ilişkin bulgularının salgın ve küresel enerji krizlerinden kaynaklanan emisyon modellerindeki türbülansı ortaya koyduğunu ifade etti.
CICERO Uluslararası İklim Araştırmaları Merkezi Araştırma Direktörü Glen Peters ise birçok ülke, şehir ve şirketin emisyonları azaltmak için taahhüdü bulunmasına rağmen karbon emisyonlarının Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015'ten beri yüzde 5 arttığını ifade ederek, "2008-2009 ekonomik krizi, Covid-19 ve şimdi de Ukrayna'daki savaş boyunca ekonomik kalkınma paketleri daha temiz ve yeşil bir yolda ilerlenmesi için tasarlandı ama bunlar karbon emisyonu verilerinde hiç belli olmuyor" değerlendirmesinde bulundu.