Mülteciler duvara karşı

Dünya nüfusunun yüzde 60 kadarı sınırlarına duvarlar örülü ülkelerde yaşıyor. Gelir eşitsizliği ve diğer küresel sorunlardan beslenen göçler, duvarları aşacak kadar büyük

Dünya, her bölgesel krizle daha da büyüyen mülteci sorunlarına bir çözüm bulmaya hiç yakın görünmüyor. Ancak Amerika kıtasından Uzak Asya’ya uzanan ortak bir tedbir var: Duvar örmek. Küreselleşmenin sınırları kaldırma iddiasına karşın, her iki yakasında yarım kalmış acı öyküler biriktiren kalın duvarlar, gelişmiş Avrupa’nın ortasından dahi geçiyor.  2000 yılında dünya üzerinde 16 sınır duvarı vardı. Deutsche Welle’nin derlediği rakamlara göre, bugün bu sayı 90. Amsterdam merkezli The Transnational Institute’un Delàs Center for Peace Studies adlı sivil kurumla beraber geçen yıl tamamladığı bir çalışmaya göreyse dünyada her 10 kişiden altısı duvarların arkasındaki bir ülkede yaşıyor. 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması, ünlü düşünür Francis Fukuyama’ya göre “liberal demokrasinin zaferi” dolayısıyla “tarihin sonu” demekti. Artık ideolojik çatışmalar bitmişti. Berlin Duvarı’nın tüm parçalarının toplamı 156 kilometreydi. Transnational Institute, iki yıl önce Avrupa’daki duvarların 1000 kilometreyi aştığını açıkladı.  Fukuyama erken konuşmuştu. İki yıl sonra Sovyetler Birliği de dağıldı ancak dünya artık gelir adaletsizliği, bölgesel savaşlar, iklim değişikliği gibi temel sorunların tetiklediği göç dalgalarıyla, dolayısıyla yeni duvarlarla tanıştı.  Suriye savaşı sırasında dünyadaki en büyük göç dalgalarından birine maruz kalan Türkiye, şimdi olası Afgan mülteci akınını engellemek için İran sınırındaki duvarı geliştiriyor. Yunanistan da Türkiye sınırına 40 kilometrelik bir duvar dikti. Macaristan’ın Sırbistan sınırına diktiği 2.5 metre yüksekliğindeki duvarın bir benzerini Polonya, Belarus sınırına dikiyor. Sınırın 100 kilometresi zaten tel örgüyle kapalı. Litvanya da Belarus sınırına dikmekte olduğu 3 metre yüksekliğinde, 508 kilometre uzunluğundaki 152 milyon euroluk duvar için AB’den para istiyor.   Dünyadaki sınır duvarlarının dörtte birinden fazlası Avrupa’da. 

Yunanistan, Meriç Nehri’nin gerisinde 40 kilometrelik bir duvar ördü. Yunanistan, nehri geçmeye çalışan mültecileri zorla geri ‘itmekle’ suçlanıyor.

Milyarlık duvar, 5 dolarlık merdiven

ABD seçimlerine ve siyasetine de damgasını vuran Amerika-Meksika arasında da bir o kadar duvar var. ABD Başkanı Joe Biden, daha göreve gelmeden Donald Trump’ın çok gurur duyduğu duvar inşaatını donduracağını açıklamıştı. ABD-Meksika sınırı toplam 3 bin 145 kilometre ve bu sınırın önemli bir kısmını Rio Grande Nehri çiziyor. Trump defalarca yapılacak ya da yeniden inşa edilecek duvarın uzunluğu ile ilgili bilgileri değiştirmiş, en son 500 kilometreye razı olmuştu.  ABD kendi duvarının yanı sıra Meksika-Guatemala arasında duvar örülmesine de para veriyor. Mülteci hakları gruplarına göre bu durum, mültecilerin nihayetinde ABD’ye varabilmek için daha tehlikeli rotalara yönelmesine sebep oluyor.   Kilometre değil ama adet açısından en çok duvar ören ülke İsrail. Tam altı sınır duvarı var. Fas, İran ve Hindistan’ın üç, Türkiye’nin de aralarında olduğu dokuz ülkenin de ikişer duvarı var.  Hindistan, sınırlarının yüzde 43’ünü 6 bin 540 kilometrelik bir duvarla kaplamış durumda. Suriye, Lübnan haricindeki dört komşusunun ördüğü duvarlarla çevrili.  Bugünün duvarları, Berlin’i ayıran duvar gibi sadece tel örgülerle ve asker devriyeleriyle korunmuyor. Güvenlik kameraları, alarm ve gece görüş sistemleri, insansız araçlar, duvar boyu uzanan hendekler de var artık. Ancak her kıtada insanlar artık sadece daha iyi bir hayat değil, hayatta kalmak için duvarları zorluyor.  İngiltere ve Fransa, aralarındaki kanalı “yasa dışı geçilere kapamak” amacıyla Calais’da ortaklaşa duvar örmek için 23 milyon dolar ayırdı. Daha geçtiğimiz cumartesi günü, kanalı geçmeye çalıyan 828 mülteci yakaladı. Bu, bir günde yakalalanan insan rekoru oldu. Birleşmiş Milletler’in mülteci örgütü UNHCR’ye göre, dünyada 82.4 milyon insan yerinden edilmiş durumda. 2020 rakamına son  Afgan göçü dahil değil. Bu insanların 26.4 milyonu mülteci statüsünde. Yerinden edilen çocuk sayısı 35 milyon. Suriye, Venezuela ve Afganistan en çok göç veren üç ülke. Komşuları sırasıyla Türkiye, Kolombiya ve Pakistan da en çok göç alan üç ülke. Mültecilerin yüzde 86’sı gelişmekte olan ülkelerde.
ABD-Meksika bariyeri, dünyanın en pahalı yapı projelerinden biri. The Guardian’a göre, duvarın kilometresi 43 milyon dolara mal olan kesimleri 5 dolarlık bir merdivenle aşılabiliyor. Trump, duvarını en son seçimi kaybettikten sonra, 12 Ocak’ta ziyaret etti.

Büyüyen gelir adaletsizliği

Göçlerin önde gelen nedenleri savaşlar ve yoksulluk. Gelir eşitsizliği sürdükçe birbirini beslemeye devam edecek.  Oxfam’ın 2020 raporuna göre dünyadaki 2 bin 153 dolar milyarderinin varlığı 4.6 milyar insanın, yani dünyanın yüzde 60’ının toplamından fazla. Credit Suisse’in 2020 raporuna göre ise dünyanın en zengin yüzde 1’i dünyadaki varlığın yüzde 43.4’üne sahip. Dünyanın en zengin 22 kişisinin toplam varlığı, Afrika’daki tüm kadınlardan fazla. Küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık 2025 itibarıyla 2.4 milyar insanın susuz bölgelerde kalmasına yol açabilir. New York State Üniversite’nden Victoria Vernon ve Birleşmiş Milletler Üniversitesi’nden Klaus F. Zimmermann’ın bu yıl yayınlan Duvarlar ve Çitler çalışmasına göre “Ekonomi literatürü göçü ve ticareti daha az engelleyen daha açık sınır politikaları uygulayan ülkelerin vatandaşlarına duvarlardan daha fazla fayda sağladığını gösteriyor.” Çalışmaya göre, “Yasa dışı ticaret ve kaçakçılıkla mücadelede ekonomi politikaları, güvenlik konusunda ise diplomasi duvarlardan daha etkili.” Zimmermann’a göre duvarlar en fazla geçici çözümler sağlayabilir. Duvarlar, “genellikle politikacılar tarafından oy verenleri etkilemek amacıyla örülüyor.” Araştırmacılar, Suudi-Irak duvarı ve İsrail-Mısır duvarı ile ilgili vaka incelemelerinde duvarların inşasından sonra  insanların karşı taraftaki ülkelere tutumlarının önemli ölçüde bozulduğunu ortaya koydu. Deutsche Welle’ye konuşan, Glasgow Üniversitesi’nden Sergi Pardos-Prado’a göre “Duvar inşası, daha önce zaten var olan gerginliklerin ötesinde çatışmaları yoğunlaştırdı.”  Modern duvarların  uzunluğu Çin Seddi’yle karşılaştırılıyor. Franz Kafka, muhteşem Büyük Çin Seddi öyküsünde, dünyanın en büyük duvarının 500 metre uzunluğunda parçalar halinde 20 kişilik işçi gruplarınca örüldüğünü anlatır. Her bir parça tamamlandığında işçiler ülkenin başka bir uzak bölgesine gönderilir. Böylelikle duvarın nereden geçtiğini, ne uzunlukta olduğunu kimse bilemez. Duvar, korkutuculuğunu bilinmezliğinden alır. Duvarın nereden geçtiğini ise sadece “göçebe kabileler” bilir. Göçebeler, duvarı inşa edenlerden daha fazla bilgi sahibidir. Günümüzün duvarları gözümüzün önünde örülüyor. Bugünün göçebeleri onları yollara süren koşullar değişmedikçe her duvarı tehdit etmeye devam edecek gibi görünüyor.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız