Myanmar'da ordu yönetime el koydu

İktidar partisi lideri Ang San Su Çi ve üst düzey yöneticiler gözaltında

Myanmar'da ordu yönetime el koyarak, ülke lideri Ang San Su Çi dahil, partinin birçok üst düzey ismini gözaltına aldı. Ordu ülkede OHAL ilan edildiğini ve askeri yönetimin 1 sene süreceğini açıkladı

Myanmar'da ordu yönetime el koydu. İktidardaki Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD) Sözcüsü Myo Nyunt, parti lideri ve dışişleri bakanı Ang San Su Çi dahil olmak üzere partinin birçok üst düzey isminin sabahın erken saatlerinde askerler tarafından gözaltına alındıklarını duyurdu.

İktidar partisi sözcüsü Myo Nyunt, Reuters'e telefonla yaptığı açıklamada Su Çi'nin yanı sıra, Başkan Win Myint ve diğer liderlerin sabahın erken saatlerinde alındığını söyledi. Destekçilerine sükunet çağrısında bulunan sözcü Myo Nyunt, "Halkımıza sakin olmalarını ve yasalara göre hareket etmelerini söylemek istiyorum. Ben de tutuklanmayı bekliyorum" dedi.

OHAL ilan edildi

Darbenin ardından ülkede OHAL edildiğini duyuran ordu, Myanmar'ın bir sene boyunca askeri yönetimle idare edileceğini açıkladı. Açıklama sonrası Milli Savunma ve Güvenlik Konseyi iktidarı, başkent Nepido'da toplandı. Aktarılan bilgilere göre, geçici Başkan Myint Swe ve Ordu Şefi Min Aung Hlaing görüşmelerine devam ediyor.

Ülkede bulunan yabancı muhabirler askerlerin sokaklara konuşlandığını, internet ve telefon bağlantılarının kesildiğini bildiriyor. Bunun yanında ülkenin 14 bölgesindeki yöneticilerin de gözaltında olduklarını aktarıyorlar.

Türk Büyükelçiliği'nden Myanmar'da yaşayan Türk vatandaşlarına uyarı

Türkiye'nin Nepido Büyükelçiliği, askeri darbenin ardından Myanmar'da yaşayan Türk vatandaşları uyardı. Açıklamada, "Myanmar'da bulunan vatandaşlarımıza zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmamaları, seyahat etmemeleri, yerel kanallardan yapılan duyuruları takip etmeleri ve kalabalık alanlardan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz" denildi.

Myanmar'daki Türk vatandaşları, iletişim kanalları açık olduğu müddetçe büyükelçiliğe, Twitter ve Facebook hesapları ile "+9501662992", "+959405056552" acil durum hatlarından ulaşabilecek.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı darbeyi kınadı

Türkiye Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Myanmar Silahlı Kuvvetlerinin bugün yönetime el koymasını derin endişeyle karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz. Türkiye her türlü darbeye ve askeri müdahaleye karşıdır. Gözaltına alındığı bildirilen tüm seçilmiş liderlerin, siyasi şahsiyetlerin ve sivillerin derhal serbest bırakılmalarını bekliyoruz" ifadelerine yer verdi.

ABD'den Myanmar'daki darbecilere gözdağı

Myanmar'daki darbeye karşı bir açıklama da ABD'den geldi. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki yaptığı açıklamada, "ABD, Myanmar ordusunun, Devlet Konseyi Başkanı ve Dışişleri Bakanı Ang San Su Çi ile diğer sivil yetkilileri gözaltına alması dahil ülkedeki demokratik geçiş sürecinin altını oymak üzere attığı adımlardan endişe duyuyor" dedi.

ABD Başkanı Joe Biden'ın Myanmar'daki darbe hakkında Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'dan bilgi aldığını belirten Psaki, "Myanmar'ın demokratik kurumlarına desteğimizi sürdürüyor, bölgesel ortaklarımızla koordinasyon içerisinde orduya ve diğer tüm taraflara demokratik normlara ve hukuk devleti esaslarına uymaları ve gözaltına alınanların bugün serbest bırakılması çağırısında bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Psaki ayrıca, ''ABD'nin Myanmar'daki seçim sonuçlarını değiştirmeye veya ülkenin demokratik geçiş sürecini engellemeye yönelik tüm girişimlere karşıdır. Bu adımlar geri atılmazsa ABD, sorumlulara karşı adım atacak" uyarısında bulundu.

Ne olmuştu?

8 Kasım 2020'de yapılan genel seçimler sonrası Myanmar Silahlı Kuvvetleri, Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisinin (NLD) kazandığı seçimlerin 'hileli' olduğunu iddia etmişti. Bu iddia sonrası sivil yönetim ve ordu arasındaki gerilim tırmanmaya başladı.

Myanmar Seçim Komisyonu'nun seçimlerde hile yapıldığı iddiasını yalanlaması sonrası, Genelkurmay Başkanı Başkanı Min Hlaing 27 Ocak'ta yaptığı açıklamada, kanunların düzgün şekilde uygulanmaması halinde anayasanın feshedilebileceği uyarısında bulundu.

Ancak Ordu 30 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Min Hlaing'in sözlerinin yanlış algılandığı belirterek darbe söylentilerini yalanlamıştı.

Darbenin hedefindeki isimlerin başında olan Su Çi kimdir?

Myanmar'da darbenin hedefindeki isimlerin başında Su Çi geliyor. Dışişleri Bakanlığı, hükümet başdanışmanlığı görevlerini yürüten kadın politikacı, aynı zamanda 1991 yılı Nobel Barış Ödülü’nün de sahibi. Ancak diğer yandan, Arakan Müslümanlarına uygulanan baskı ve şiddette de en fazla eleştirilen siyasetçi.

Babasının izinde

Myanmar’da önemli bir aktör olan Su Çi, 1945 yılında Myanmar'ın Yangon kentinde dünyaya geldi. Babası da kendisi gibi ülkenin kaderinde önemli rol oynayan, Myanmar'ın 1947'de İngiltere'den bağımsızlığını kazanmasında etkin rol oynayan ve suikasta kurban giden Aung San…

Su Çi, annesi Ki Çi'nin 1960'da Hindistan büyükelçisi olarak atanmasından sonra gençlik yıllarını bu ülkede geçirdi. Ardından üniversiteyi İngitere’de Oxford’da okudu. Tibet ve Himalaya kültürüyle ilgili araştırmalar yapan Michael Aris ile evlendi. Uzun süre İngiltere’de yaşadı ancak annesi rahatsızlancınca ülkesine döndü ve dönüş ülkede siyasi karışıklığa neden oldu. Özellikle demokratik reform talebinde bulunan gençlerin lideri oldu. Ülkesinde barışçıl kampanya yürüttü, bağımsız seçim yapılmasını talep etti.

Ev hapsi yılları

Siyasi lider olarak yüzbinleri peşinde sürüklerken 1988 yılında Mymanmar’da askeri darbe oldu, Su Çi ev hapsine mahkum edildi. 1990 yılındaki genel seçimlerde Su Çi’nin lideri olduğu NLD sandıktan zaferle çıktı. Seçim sonuçlarına rağmen ordu kontrolü bırakmadı. Su Çi’nin ev hapsi dönemi başladı. Bu dönemde eşi ve oğulları ile görüşmesine izin verilmedi. Bu sırada eşi Aris kansere yakalandı, özel izin ile İngiltere’ye eşini görmeye gitmesine izin verildi. Ancak bu izni “İngiltere’ye gidersem ülkeme dönmeme izin vermezler” diyerek kullanmadı. Eşi 1999 yılında hayata gözlerini yumduğunda Su Çi yanında değildi.

Nobel Ödülü

2000 yılına gelindiğinde ise başka bir kente doğru seyahat ederken kısıtlamayı deldiği için gözaltına alındı. Yaklaşık 2 yıl sonra şartsız salıverildi ama destekçilerinin güvenlik kuvvetleri çatışması üzerine bu olaydan sorumlu tutularak tutuklandı ve cezaevi yılları başladı. Ardından tekrar cezası ev hapsine çevrildi. 7 Kasım 2010'da ev hapsi sona eren Su Çi, oğlu Kim'in Myanmar'a gelmesiyle uzun yılların ardından çocuklarından birini görebildi. Yaşadıkları onu ülkesinde barışçıl direnişin sembolü haline getirdi. 1991'de "demokrasi ve insan hakları için şiddeti reddeden mücadelesi" dolayısıyla Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü ancak ödülünü cezası sona erdiğinde alabildi.

İlk seçim zaferi

2011 yılında yapılan seçimleri Thein Sein kazandı. Birçok reform bu dönemde yapılırken Su Çi de bu dönemde özgürlüğüne kavuştu ve 2012'de milletvekili seçildi. Partisi NLD, parlamentodaki 45 koltuktan 43'ünü kazandı. 2015 yapılan seçimlerde de sandıktan birinci çıktı. Myanmar Anayasası’na göre birinci derece akrabaları başka ülke vatandaşı olanlar başkan seçilemiyor. Oğulları İngiliz vatandaşı olduğu için başkanlığa aday olamadı. Bu dönemde çocukluk arkadaşı Htin Kyaw aday oldu, 54 yıllık askeri yönetimin ardından seçilen ilk sivil devlet başkanı oldu. Su Çi, devlet başkanı olamasa da seçimlerin ardından Devlet Konseyi Başkanı ve Dışişleri Bakanı olarak ülkenin "lideri" haline geldi. Htin Kyaw'un, Mart 2018'de, görevinden ayrılmasının hemen ardından Myanmar'da devlet başkanlığına, Su Çi'nin yakın müttefiklerinden Win Myint seçildi.

Katliama sessiz kaldı

İnsan hakları savunucusu olmasına karşı ülkesinde Arakan Müslümanları’na uygulanan baskı, Su Çi’nin siyasi kariyerine gölge düşürdü, Nobel Barış Ödülü de dahil olmak üzere sorgulanır oldu. Su Çi'nin İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün desteklediği, Arakanlı Müslümanlara (Rohingyalar) karşı "etnik temizlik" yürütüldüğü suçlamalarını defalarca reddetmesi de popülaritesinin ve güvenilirliğinin düşmesinde önemli rol oynadı.

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Üç virüslü bir salgının ortasındayız Yenidoğan çetesi açıklaması