Glasgow'daki Birleşmiş Milletler COP26 iklim konferansında en çok tartışılan konulardan biri de mevcut karbon salımını ağaç dikerek telafi etmek oldu. Ormanların gerçekten de küresel ısınmaya karşı savaşmakta hayati role sahip ama ağaç vaatlerinin şirketlere havayı kirletme yetkisi tanıması olasılığı çevreci gruplar tarafından tepkiyle karşılanıyor. Üstelik, The Guardian gazetesinin Oxfam adlı sivil toplum kuruluşuyla yaptığı hesaplamaya göre hava kirliliğini telafi edecek miktarda ağaç dikme iddiası gerçekçi değil çünkü dünyada o kadar büyük miktarlarda büyük arazi yok. Bugün dünya sıfır emisyon hedefine sadece karasal çözümlerle ulaşmaya kalkacak olsa ağaç dikmeye 16 milyar dönüm ayırmak gerekiyor ki bu da Avustralya ve Brezilya’nın toplam arazisi kadar orman alanı demek. Sadece Shell’in 2050 emisyon hedefine ulaşmak, yani sebep olduğu gaz salımının yüzde 35’ini karşılamak için 286 milyon dönüm araziye, başka bir değişle İtalya kadar alana ihtiyacı var. Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri, Glasgow'daki zirvede 2030 yılına kadar 100 milyon mangrov dikme sözü verdi. BAE'nin böyle bir toprağı yok. 100 milyon ağaç için Hindistan'ın üçte biri kadar arazi gerekiyor. Etiyopya'nın mevcut denkleştirme hedeflerini karşılamak için topraklarının yüzde 50-60'ını kullanması gerek. İsviçre'nin 8.3 milyon dönümden fazla araziye ihtiyacı var. Bu rakam AB için 900 milyon dönüm. Oxfam International'ın iklim değişikliği direktörü Nafkote Dabi, "Doğa ve kara bazlı karbon giderme planları, küresel emisyonları durdurmak için gereken çabaların önemli bir parçası ancak bu konu çok daha temkinli bir şekilde takip edilmelidir" diyor.
Hesap hatasını kabul ettiler
2020 Pew anketine göre, Amerikalıların yüzde 90'ı karbon emisyonlarını gidermek için dünya çapında yaklaşık 1 trilyon ağaç dikilmesini destekliyor. Bu ayın başlarında Amazon'un kurucusu Jeff Bezos, ağaç dikmek, Afrika'daki otlakları "canlandırmak" ve ABD genelindeki arazileri "restore etmek" için 1 milyar dolarlık bir fon açıkladı. Glasgow’daki konferansın başlangıcında, 100'den fazla ülke 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı durdurma ve tersine çevirme sözü verdi.
Salesforce adlı yazılım şirketinin milyarder CEO'su Mark Benioff'un geçen yıl 100 milyon bitki dikmek için fon sözü verdikten sonra "Kimse ağaçlara karşı değil" demişti. Gerçekten de herkes ağaç planlarını destekliyor. Nitekim, Science dergisi 2019 yılında dünya çapında 9 milyar dönümlük kullanılabilir arazinin küresel ısınmaya karşı mücadelede kullanılabilecek bir trilyondan fazla ağacı barındırabileceğini hesaplayan bir araştırma yayınlanmıştı.
Ancak bu hesaplama daha sonra bazı başka uzmanlarca yanlış bulununca dergi, haklı bulduğu endişeleri özetleyerek şöyle dedi: “Küresel ısınma için her derde deva olarak ortaya çıkan küresel siyasi efsane olan devasa ağaç dikme ve restorasyon gerçekçi olmayan geniş bir alan gerektiriyor.” Öte yandan, ağaç dikme planları yetersiz olmanın ötesinde bazı toplulukları da yerlerinden etme riskini beraberinde getiriyor. Pakistan'da 2014 yılında başlatılan bir “Milyar Ağaç Tsunamisi” projesi, göçebe Gujjar keçi çobanlarının otlak alanlarını yok etti. Projenin Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletindeki etkilerini belgeleyen siyasi ekolojist Usman Ashraf, "Koruma işi daha fazla marjinalleşmeyi teşvik etmiş gibi görünüyor" diyor. Ağaç dikme projelerine yönelik istek arttıkça, onlara karşı tepkiler de artıyor. Geçtiğimiz hafta, COP26'daki bazı aktivistler, karbon dengeleme planlarını "sömürgeciliğin yeni bir biçimi" olarak nitelendirdi.