İran’da 5 Ağustos günü cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak olan İbrahim Reisi’nin acilen çözüm bulması gereken bir sorun var: Huzistan. Eyalette polisin sert müdahelesi sırasında ölen göstericiler olduğu iddia ediliyor ancak basın da rahat hareket edemediğinden bu bilgiyi doğrulamak mümkün değil. İran medyası göstericileri bozgunlukla suçluyor ancak ruhani lider Ali Hamaney, “Kanun çerçevesinde sokağa çıkmaya hakları var” demek zorunda kaldı. İngiliz Independent gazetesi, konuyu daha bölgesel bir bağlamda ele alarak bütün Ortadoğu’nun geleceğini ilgilendiren su sorunu hakkında bir makale yayınladı. Bel Trew imzalı yazının bazı bölümleri şöyle:
Sıcaklık 50 dereceye çıktı
Bu hafta İran’da Uluslararası Af Örgütü, ülkenin güneybatısındaki İran’ın Arap azınlığının yaşadığı Huzistan eyaletindeki şiddetli su kıtlığı nedeniyle düzenlenen göstericilere yönelik müdahale sırasında sekiz protestocunun öldürüldüğünü kanıtlayan görüntüleri doğruladıklarını söyledi. İran devlet medyası, toplam ölü sayısının üç olduğunu, bundan da “kimliği meçhul kişilerin” sorumlu olduğunu iddia ediyor. İranlılar, artan kuraklık nedeniyle onlarca kasabada sokaklara döküldü. Devleti kuraklıkla yeterince mücadele etmemekle suçluyorlar. Hava sıcaklıkları 50 dereceye yaklaştı.
Sınırın Irak tarafında da su kıtlığı yüzünden insanlar sokaklara döküldü. Su meselesi nedeniyle İran ve Irak zaten sık sık karşı karşıya geliyor. Irak, su konusunda neredeyse tamamen Dicle ve Fırat nehirlerine bağımlı. Ancak İran, bu suyun bir kısmını tutmak için barajlar inşa ediyor.
Suriye’ye BM uyarısı
Irak ile Türkiye arasında da nehirler yüzünden benzer sorunlar patlak veriyor. BM, Suriye’de, özellikle Fırat’ta su seviyelerinin düşmesi nedeniyle şiddetli kuraklık uyarısında bulundu. Savaşın harap ettiği Suriye şu anda “müdahale kapasitesini aşabilecek bir insani veya doğal afet olayı” riski sıralamasında yedinci sırada.
Lübnan gün sayıyor
Su krizinin vurduğu son ülkelerden biri de Lübnan oldu. BM’nin çocuk örgütü UNICEF, Lübnan’ın su
sisteminin çöküşün eşiğinde olduğunu açıkladı. Birkaç hafta içinde, 1 milyonu mülteci olmak üzere 4 milyon insan, sağlıklı suya erişimini kaybetme riskiyle karşı karşıya.
UNICEF, kamu su şebekesi çökerse, su maliyetlerinin yüzde 200 artabileceğini ve ailelerin alternatif kaynaklara veya özel su tedarikçilerine yönelmek zorunda kalacağını söylüyor.