Taylor Greene: MAGA'nın önemli yüzü, nasıl Trump'ın düşmanı oldu?
MAGA hareketinin önde gelen isimlerinden Marjorie Taylor Greene, Jeffrey Epstein dosyalarının açıklanması talebinde ısrar ederek Trump ile karşı karşıya geldi. Trump’ın politikalarına eleştiriler yönelten Greene, Cumhuriyetçi Parti’de yeni bağımsız ve muhalif seslerin yükseldiğini gösteriyor
Marjorie Taylor Greene, ABD Başkanı Donald Trump’ın MAGA (Make America Great Again) kampanyasının en tanınmış isimlerinden biri. Georgia’dan Cumhuriyetçiler için temsilcilik yapan Greene, son dönemde Trump ile dünya gündeminde geniş yankı bulan bir tartışmanın tarafı haline geldi. MAGA hareketinin içindeki farklı sesler, özellikle Jeffrey Epstein dosyalarının paylaşılması talebi üzerinden belirginleşiyor.
MAGA hareketinin etkili figürlerinden olan Greene, geçmişte okul saldırılarını ve komplo teorilerini desteklemiş, meslektaşlarıyla sert tartışmalara girmiş ve “ulusal boşanma” gibi radikal söylemlerde bulunmuştu. Ayrıca Filistin ve İsrail’e yönelik bazı açıklamaları antisemitizm eleştirilerinin de odağı olmuştu.
Senatör, pazar günü CNN’e verdiği röportajda, “ülkenin kutuplaşmış siyasetindeki rolü” nedeniyle özür dilediğini ve Trump ile Cumhuriyetçi hükümetin ürettiği “provokatif” söylemlerden uzaklaşmaya başladığını söyledi. Greene, siyasi değişiminin makam hırsından kaynaklanmadığını, yalnızca Temsilciler Meclisi’nde görev yapmak istediğini belirtti.
Cumhuriyetçi çevrelerde Epstein çatırdaması
İkili arasındaki en büyük sorun, Greene’in mahkum cinsel suçlu Jeffrey Epstein ile ilgili soruşturma dosyalarının açıklanması talebine destek vermesi oldu. Greene’nin dosyaların paylaşılması çağrısını yinelemesinin ardından Trump, onu “hain” olarak nitelendirdi ve “Kimse onun için endişelenmez” dedi. Greene ise Trump çizgisinden uzaklaşmasının ardından tehditlerin arttığını açıkladı.
Trump, başlangıçta dosyaların paylaşılmasına karşı çıkmış olsa da, Demokratlar tarafından yayınlanan ve içinde Trump’ın da bulunduğu birçok Cumhuriyetçi devlet görevlisinin isimlerinin geçtiği e-postaların ardından tutumunu değiştirdi. Son aşamada Trump, Cumhuriyetçilere dosyaların tamamının yayınlanması çağrısında bulundu.
İngiltere merkezli Independent, Cumhuriyetçiler arasında yaşanan bu gelişmeleri MAGA koalisyonunda yeni bir bölünmenin işareti olarak yorumluyor. "ABD Trump karşıtı bir Cumhuriyetçliğin eşiğinde mi?" başlıklı yazısında Trump’a yönelik kamuoyu desteğinin düşmesi, ekonomik eleştiriler ve Epstein dosyalarıyla ilgili taleplerin hareket içindeki farklı fraksiyonları öne çıkardığını yazan Independent, temel sorunlardan birinin "Önce Amerika" ilkeleri olduğunun altını çiziyor.
Greene başta olmak üzere, Cumhuriyetçi çizginin tanınan yüzleri, Trump'ın "Önce Amerika" politikalarını terk ettiğini, sağlık ve yoksulluk gibi yapısal sorunlarla ilgilenmediğini ifade ediyor. Greene, Trump’ın dış gezilerini ve yabancı liderlerle görüşmelerini eleştirerek, “Air Force One’ın park edilip tüm odağın ülke içi gündemde olmasını isterdim” dedi.
'Şeffaflık Yasası' bu hafta oylanacak
ABD Temsilciler Meclisi’nin bu hafta Adalet Bakanlığı’nı dosyaları açıklamaya zorlayacak yasa tasarısı üzerinde oylama yapması bekleniyor. “Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası” olarak bilinen tasarı, tüm sınıflandırılmamış belgelerin, iletişimlerin ve soruşturma materyallerinin kamuya açılmasını öngörüyor. Cumhuriyetçi Temsilci Thomas Massie, tasarının 100’e yakın GOP üyesinin oyunu alabileceğini söyledi. Greene ve diğer Cumhuriyetçi üyeler, Trump’ın baskı ve tehditlerine rağmen dosyaların açıklanması konusunda geri adım atmayacaklarını duyurdu.
Trump’ın bu meseledeki zayıflığı, partide yeni bağımsız ve muhalif seslerin ortaya çıkmasına kapı aralıyor. Greene’in yaklaşımı, MAGA hareketinin içindeki çatlakların büyüdüğünü ve GOP’un Temsilciler Meclisi’ndeki hassas çoğunluğu üzerindeki etkisinin artabileceğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemde Trump’ın yeniden başkanlık yarışında bulunmayacak olması, Cumhuriyetçi Parti’nin yeni bir gerçekliğe alışmasını gerektirecek.