WSJ'den Nissan analizi: Neden Honda'nın kurtarmasına ihtiyaç duyuyor?
Japonya'nın önde gelen otomotiv şirketleri Nissan ve Honda, elektrikli araçlar ve yapay zeka teknolojisi geliştirmek üzere birlikte çalışmaya hazırlanıyor. WSJ, bir zamanlar Japonya'nın önde gelen otomotiv şirketi olan Nissan'ın Honda'yla birleşmek durumunda kalmasına sebep olan unsurları inceledi
Bir zamanlar Japon otomotiv endüstrisinin gururu olan Nissan, eski yöneticisi Carlos Ghosn’un tutuklanmasının ardından geçen beş yıl içinde toparlanmaya çalışsa da hala zor bir durumla karşı karşıya.
İşten çıkarmalar yapan, araç üretimini azaltan Nissan daha düşük kâr oranları bildiriyor. Nissan, ürün gamını yenilemekte rakiplerinden daha yavaş hareket etti ve bir zamanlar öncüsü olduğu elektrikli araç yarışında geri kaldı. Şimdi ise çareyi Honda ile iş birliğinde arıyor.
WSJ’de yer alan analize göre, iki otomobil üreticisi, satış hacmiyle dünyanın üçüncü büyük otomobil üreticisini oluşturabilecek bir birleşme üzerine görüştüklerini açıkladı. Japonya’nın iki büyük rakip markasının aynı çatı altında bir araya gelmesi bir zamanlar düşünülemez bir şey olarak görülürdü. Ancak, Nissan’ın zayıflamasıyla şirketler birbirine daha da yaklaştı. Bu yıl maliyetleri paylaşma ve elektrikli araçlar üzerinde birlikte çalışma planlarını duyurdular.
Birleşme görüşmelerine ilişkin açıklamanın ardından Nissan hisseleri iki işlem gününde yüzde 30’dan fazla değer kazanırken, Honda hisseleri aynı dönemde yaklaşık yüzde 5 değer kaybetti.
Olası bir birleşme, Japon otomobil üreticilerini, elektrikli araç yarışında liderliği ele geçiren ve hızla büyüyen Çinli rakipler gibi küresel tehditlere karşı güçlendirebilir.
Honda için Nissan ile birleşmek, yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili yüksek maliyetlerin paylaşılması anlamına geliyor. Japon hükümeti ise otomotiv sektörünün Çin karşısındaki rekabet gücünden endişeli. Bu nedenle teknoloji araştırmalarını sübvanse eden hükümet, birleşmeyi memnuniyetle karşılayacağını belirtti.
Honda, Nissan, Mitshubishi birleşmesi
Nissan, aynı zamanda Mitsubishi Motors’un en büyük hissedarı ve teknolojik iş birliğini sürdürüyor. Bu ilişkinin, birleşik bir Honda-Nissan şirketinde devam etmesi muhtemel. Honda, Nissan ve Mitsubishi, bir araya geldiklerinde yıllık sekiz milyondan fazla araç satışıyla büyük bir güç oluşturuyor.
Ancak, iki şirketin birleşme anlaşmasını sonlandırmadan önce aşmaları gereken bazı engeller bulunuyor. Honda ve Nissan, farklı şirket kültürlerine sahip. Ayrıca, ABD ve diğer pazarlarda aynı tür spor araçları (SUV) ve sedanlar sunuyorlar.
Nissan'ın sorunları
Nissan ise 25 yıllık Fransız otomobil üreticisi Renault ile olan ittifakının yanı sıra, 2018'in sonlarında dönemin yönetim kurulu başkanı Carlos Ghosn’un tutuklanmasının ardından hâlâ tam anlamıyla toparlanabilmiş değil. Finansal suçlarla suçlanan ve görevden alınan Ghosn, iddiaları reddederek bir yıl sonra özel bir jetin içinde bir kutuda saklanarak Japonya’dan kaçmıştı.
Carlos Ghosn’un ani düşüşünün ardından Nissan, büyüme planlarını tersine çevirdi. 2019’da toplu işten çıkarmalar ve fabrika kapanışları duyuran şirket, üst düzey yöneticiler ve yöneticiler arasında sürekli değişiklik yaşadı. Küresel satışlar, 2018’deki 5,6 milyon adetten geçen yıl 3,4 milyona geriledi.
Renault ve Nissan, yıllardır süren gerginliklerini geçen yıl bir anlaşmayla çözerek Nissan’ın yeniden bağımsızlığını kazanmasını sağladı. Renault, Nissan’daki hisselerini yaklaşık yüzde 43’ten yüzde 15’e düşürerek kademeli olarak azaltıyor.
Ancak özgürlük, Nissan’ın umduğu kadar ferahlatıcı olmadı. Şirket, çoğunlukla benzinli araçlar (örneğin Rogue SUV ve Altima sedan) satarken aynı zamanda yeni nesil teknolojilere yatırım yapmakta zorlanıyor. CEO Makoto Uchida’nın Kasım ayında açıkladığı son maliyet azaltma planı, milyarlarca dolarlık tasarruf ve 9.000 kişilik iş gücü azaltımını içeriyor.
Kaynakları birleştirmek, Japon otomobil üreticileri arasında global satışlarda 2. ve 3. sırada yer alan Honda ve Nissan’a, lider Toyota’ya yaklaşma fırsatı sunabilir. Toyota, her yıl araştırma ve geliştirme için yaklaşık 7,5 milyar dolar harcayarak benzer araçları pek çok aynı pazarda satıyor.
Nissan, maliyet düşürme çabalarına rağmen AR-GE yatırımlarını güçlü bir şekilde sürdürdüğünü açıkladı. Nissan sözcüsü, “Ayrıca ölçek avantajından yararlanmak için akıllı ortaklıklar kurmaya devam edeceğiz” dedi.
Olası bir ortaklık Renault’nun onayını gerektirebilir. Ancak analistler, anlaşmanın büyük ölçüde Fransız otomobil üreticisi için olumlu olduğunu düşünüyor. Çünkü zor durumdaki Nissan, Renault’nun kazançlarını olumsuz etkileyen bir yük haline gelmiş durumda.
Bayiler güvensiz
Maine’de bulunan, iki Nissan bir Honda bayisine sahip Lee Auto Malls’ın başkanı Adam Lee “Honda, Nissan’a göre daha iyi yönetilen bir şirket ve bu durumun Nissan’a da yansımasını umuyorum” dedi.
Kerrigan Advisors’ın 600 otomobil bayisiyle yaptığı bir ankete göre, katılımcıların yarısından fazlası Nissan’a güven duymadığını belirtti. Şirketin kurucusu Erin Kerrigan, birçok Nissan bayisinin zarar ettiğini ve bayiliklerini satmak isteyenlerin kolayca alıcı bulamadığını ifade etti.
Elektrikli araçlar (EV) konusunda ise Nissan, erken hareket eden öncülerden birinden geride kalan bir oyuncuya dönüştü. 2010 yılında piyasaya çıkan Nissan Leaf, tam elektrikli otomobiller arasında ilklerden biri olsa da beklenen satış başarısını yakalayamadı.
Geliştirme maliyetlerinden çekinen yöneticiler, Nissan’ın elektrikli araç yelpazesini ve üretimini genişletmekte rakiplerine kıyasla daha yavaş davrandı.
Honda ile olası bir birleşme, Nissan’ın güvenilirliğini artırma ve elektrikli araçlardaki konumunu güçlendirme yolunda önemli bir adım olabilir. Ancak, bu süreçte iki şirketin uyumlu bir şekilde çalışması büyük önem taşıyor.