Zenginler neden Milano'da yaşamaya başladı? İtalya'nın hamlesi parayı mıknatıs gibi çekti
İtalya’nın yabancılara sunduğu yıllık 200 bin Euro sabit vergi ve miras muafiyeti, şehrin finans ve sosyal yaşamını bambaşka bir noktaya taşıdı
İtalya’nın yabancılara sağladığı cazip vergi rejimi, ülkenin finans merkezine yeni zenginleri çekti; bu durum özellikle talebin arzı çok aştığı gayrimenkul piyasasında ve şu anda geniş çaplı bir yolsuzluk soruşturmasının odağı haline gelmiş bölgelerde yeni baskılar yarattı.
Ancak Milano bazılarına göre, 1990’ların Londra’sını andıran bir hareketlilik ve “dolce vita” havası kazandı.
Vergi avantajları ve yabancıların gelişi
Milano'nun dönüşümü, 2016’da dönemin başbakanı Matteo Renzi’nin merkezi sol hükümetinin uyguladığı bir dizi vergi indirimine dayanıyor. Amaç, beyin göçünü tersine çevirmek ve zengin yabancıları çekmekti.
Son 12 ayda bu eğilim daha da hızlandı; özellikle İngiltere, 226 yıllık “non-domiciled” (yerleşik olmayan) vergi kurallarını kaldırarak yurtdışı varlıklarını %40 miras vergisine ve gelirlerini Britanya vergi sistemine tabi kıldı.
Financial Times'ın haberine göre, İtalya ise dünyanın zenginlerine kırmızı halıyı seriyor. Yeni bir yabancı sakin veya en az dokuz yıl yurtdışında yaşamış bir geri dönmüş İtalyan, 15 yıl boyunca yabancı gelir ve varlıklardan yıllık 200 bin Euro sabit vergi ödeyebilir ve bu süre zarfında yabancı varlıklardan miras vergisi muafiyeti kazanır.
Milano'nun yeni sakinleri
Rocco Forte Hotel'in yiyecek ve içecek bölüm yöneticisi Lydia Forte, Milano'da yaşanan değişiklikle ilgili şunları söyledi:
“Birkaç yıl önce Milano'da yaşayanlar birbirini çocukluktan beri tanıyordu, çok yerel bir ortam vardı. Şimdi ise İtalya ile bağlantısı olmayan birçok yeni kişi taşınıyor.”
Londra’dan Milano'ya taşınan isimler arasında Mısır’ın en zengin insanı Nassef Sawiris, Goldman Sachs’ın Başkan Yardımcısı Richard Gnodde, danışmanlık firması Zaoui & Co’nun kurucusu Yoel Zaoui bulunuyor.
Özel sermaye grubu CVC Capital Partners’tan Rolly van Rappard taşınmayı değerlendiriyor, LVMH’e bağlı Loro Piana’nın başına geçen Bernard Arnault’un oğlu Frederic ise Paris-Milano arasında gidip geliyor.
Ayrıca, çoğunluğu İtalyan olmak üzere 100.000’den fazla kişi, yabancı gelirlerinde %50 vergi indirimi sağlayan bir programa katıldı; bu insanların da çoğu Milano'ya taşındı.
Yeni sosyal ortam ve lüks yaşam
The Wilde'nin kurucu ortaklarından Gary Landesberg, 'Kitlenin çoğunluğu 45-70 yaş arası. Sadece milyarderlerden bahsetmiyoruz' dedi.
Inspired Education Group’un CEO’su Nadim Nsouli, Dubai ve Milan’ın İngiltere’den taşınan öğrenciler için en popüler yerler olduğunu söylüyor. Milan’daki 10 okulun dörtte biri yabancı öğrencilerden oluşuyor; en büyük gruplar İngiltere, ABD ve Fransa’dan geliyor.
Bazı taşınanlar, “İtalyan çekim gücü” ve İngiltere’den gelen “itici faktörler” nedeniyle Milano'yu seçti. Bir özel sermaye yöneticisi, “Bunu Dubai’ye taşınmak için yapmazdım, Frankfurt aynı teklifi verseydi gitmezdim” diyor.
Gayrimenkul piyasası yükseldi
Milan gayrimenkul piyasası, yeni sakinler nedeniyle baskı altında. Four Seasons ve Mandarin Oriental’deki bazı odalar Londra’dan taşınan finansçılar tarafından kullanılıyor.
Danilo Orlando, Savills Italy’nin konut başkanı fiyatlarla ilgili yaptığı açıklamada “Talebi karşılamakta zorlanıyoruz; özellikle ‘trophy asset’ (prestijli mülk) talebi çok yüksek.” ifadelerini kullandı.
Milano'da 600 metrekare üstü merkezi konumdaki penthouse’ların fiyatları 8-10 milyon dolar civarında. Son beş yılda Milan’ın birinci sınıf konut kiraları %14 artarken, Roma’da %7 artış görüldü. Ancak Milano hala Londra’nın gerisinde; şehirde metrekare fiyatı ortalama 1.520 Euro, bu rakam Londra'da 1.920 euro.
Sosyal ve kültürel etkiler
Yeni uluslararası sakinler, Milano'nun sosyal yaşamına çeşitlilik de kattı. The Wilde ve Casa Cipriani gibi uluslararası kulüpler açıldı. Thaddaeus Ropac galerisi Palazzo Belgioioso’da bu sonbahar açılacak; Rocco Forte Hotels’in Carlton Milan oteli Kasım’da hizmete girecek.
Bazı Milanolular ise bu gelişmelerin şehirlerini “daha az otantik” ve “biraz abartılı” hale getirdiğini düşünüyor. Bir banka çalışanı, İngiltere’den gelenlerin Londra maaşları aldığı için şirketinde gerilim oluştuğunu ve yeni üyelik kulüplerini “İtalyan tarzı iş yapma biçimi değil” diye eleştirdi.