İSO Başkanı Bahçıvan: Bu enflasyon sosyolojik olarak öncekilerden çok daha farklı
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bugünün enflasyonuyla 70'li, 80'li, 90'lı yılların enflasyonunu karşılaştırmamak, karıştırmamak gerektiğini söyledi. Bahçıvan, "Bu enflasyon sosyolojik olarak çok daha farklı bir enflasyon" dedi
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bugün bir yılı geride kalmak üzere olan 2024-2026 dönemi Orta Vadeli Programı'nın (OVP) güvenin yeniden tesis edilmesi için önemli bir ilk adım olarak nitelendirdiğini belirtti. İSO'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bahçıvan, OVP'nin odak noktasında fiyat istikrarının tesisi yer aldığını kaydetti. Bahçıvan, "Genel beklenti ise enflasyonun bu yılı Merkez Bankası’nın tahmin aralığının üst bandı olan yüzde 42 dolayında kapatacağı yönünde" açıklamasında bulundu.
Bugünün enflasyonu ile 70'li, 80'li, 90'lı yılların enflasyonunu karşılaştırmamak, karıştırmamak gerektiğini kaydeden Bahçıvan, bu enflasyonun sosyolojik olarak çok daha farklı bir enflasyon olduğunu belirtti. Tüm yaşananlara bakıldığında geçen yılın OVP'sinde yüzde 4 olan 2024 büyüme hedefinin yakalanmasının kolay gözükmediğine dikkati çeken Bahçıvan, "Geçen yılki öngörümüzü doğrulayacak şekilde, dezenflasyonu sağlamak için ekonomik büyümeden vermemiz gereken taviz düşündüğümüzden daha yüksek olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Bu konuyu maalesef çok hafife almışız"
Bugünkü enflasyonun geçmişten neden daha farklı olduğu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şeyden önce o günlerin Türkiye'sindeki tüketim kalıpları, tüketim harcamaları ve tüketimin çerçevesi çok dar ve kısıtlıydı. Bugün ise 2000’li yılların başından itibaren 100-150 milyar dolarlık bir Türkiye’den 1,2 trilyon dolara yaklaşan ve zenginleşen, buna bağlı olarak tüketim alışkanlıkları değişen, hayatın her alanında daha rahat borçlanmaya gidilen, risk alınan bir Türkiye’de yaşıyoruz. Çalışma dünyası ve günlük hayatın etik ve ahlak kurallarında bu enflasyonun oluşturduğu tahribat maalesef artarak kendini gösteriyor. Zaman zaman meclisimizde yaptığım konuşmalarda geçmişte bu konuda yaptığımız uyarıları hatırlatıyorum. Bugün o söylemlerimize ve uyarılarımıza değinmek istemiyorum. Ama o zamanki uyarıcı söylemlerimizin özünde işte bu vardı. Şimdi itiraf etmek gerekirse biz bu konuyu maalesef çok hafife almışız."
"Dahası bu sürecin başında işin nereye varabileceğine ilişkin söylemlerimize karşın, biz bile neticenin bu kadar ağır olacağını tahmin etmiyorduk." yorumunu yapan Bahçıvan, "Bu nedenle bugün yeni ekonomi yönetimimizin bu konuda verdiği mücadelenin hiç ama hiç hafife alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ekonominin yeniden fiyat istikrarına kavuşması noktasında alınan kararları yerinde buluyor ve sonuçları için toplumun her kesimine sorumluluk düştüğünü söylüyoruz. Bu konunun normale döneceği günler için sabır ve fedakarlık göstermeliyiz" değerlendirmesini yaptı. Bahçıvan, enflasyonla mücadelenin en önemli evresinin, tam da içinden geçildiği bu dönemde başladığının altını çizdi. Bahçıvan, "Çünkü artık enflasyonun kontrol edilmesi en zor olan kısmına, yani beklentilerin ve fiyatlama davranışlarının normalleşmesine, odaklanacağız. Merkez Bankası’nın açıklamaları bize şunu gösteriyor; önümüzdeki dönemin para politikası kararlarında, enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürmesi ve özellikle 2025 yılı beklentilerinin istenen seviyelere yaklaşması belirleyici olacak." açıklamasında bulundu.
Ekonominin paydaşları olarak ekonomik dengelenme doğrultusunda yaşanılan geçiş sürecine toplumun her kesiminden olduğu gibi sanayiciler olarak da ciddi bir katkı sunduklarına vurgu yapan Bahçıvan, bu süreçte, sık sık dile getirdikleri üretimde verimlilik ve teknoloji açığını kapatacak kapsamlı bir reform sürecine de odaklanılması gerektiğini kaydetti. Bahçıvan açıklamasını şöyle tamamladı: "Uygulanmakta olan maliye ve para politikaları, ancak eğitim, altyapı, işgücü piyasası, teşvik sistemi gibi pek çok alanda bütüncül bir stratejik planlama ile tamamlanırsa gerçek anlamda bir başarı elde edilmiş olacaktır. Bu bağlamda, iş dünyamızın yakın geleceğe güvenle bakmasını temin edecek bir yaklaşımın korunması çok önemli. Sanayimizin büyük bir kısmı sadece uzun vadeli yatırımlar için değil, günlük faaliyetlerini sürdürmek için de yüklü finansman kaynağına ihtiyaç duyuyor. Bugün yaşanmakta olan süreç, son OVP’de elde edilen başarı için özel sektörün büyük fedakarlıklar yaptığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla yeni OVP’de reel sektörün uzun yıllardır elde etmiş olduğu kazanımları riske sokmayacak, dayanma ve mücadele gücünün limitlerini zorlamayacak bir bakış açısının oluşturulması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum."