Aşk bir bilimsel veri midir?

Netflix ve Prime Video’daki iki dizi, aynı soruyu soruyor: Teknolojik bir testle ruh eşi bulunur mu?

Elif Eren
Teknoloji sayesinde basit bir teste girerek ruh eşinizi, gerçek aşkınızı bulabilme şansınız olsa, ne yapardınız? Aşk, bilimsel bir çıktıya dönüşseydi dünya nasıl bir yere olurdu? The One (Netflix) ve Soulmates (Prime Video) bu sorular üzerinden kurgulanan iki yeni mini dizi. Esasında bilim ve teknoloji aracılığıyla eşleşme, ekran açısından yeni bir konsept değil. Hatırlayanlar vardır; Black Mirror’ın dördüncü sezon dördüncü bölümü Hang the DJ de teknolojik bir eşleştirme sistemini anlatıyor. Peş peşe eşleştirmeler yapan sistem, tüm ilişkilerin ne kadar süreceğini biliyor. Bu ilişkiler içindeki tepkileri gözlemleyen sistem bir süre sonra kişinin profilini oluşturuyor ve böylece “nihai” eşi buluyor.

İlişki analizi sevenlere

2020 yapımı Soulmates, günümüzden 15 yıl sonrasında geçiyor. 2023 yılında keşfedilen “ruh parçacığı” ile geliştirilen Soul Connex isimli fütüristik flört uygulaması sayesinde insanlar, ruh eşlerini kolayca bulabiliyor. Tabii, bu yeni teknoloji ile ortaya çıkan “Benim için daha iyi biri var mı?” sorusu, en mükemmelleri de dahil, eski usül ilişkileri kökten sarsıyor. Dizinin altı bölümünün her biri, Soul Connex odaklı farklı hikayeleri işliyor. Bölümlerden bazıları Black Mirror’a göz kırparken bazıları Modern Love tadı veriyor. Distopyadan kopan ve gerçekliğe daha yakın olan bölümler, ilişkiler üzerine düşünmeyi sevenleri daha çok tatmin edebilir. İkinci sezon onayı alan Soulmates’in yeni bölümlerinin 2021 sonunda yayınlanması beklense de pandemi nedeniyle daha ileri bir tarihe sarkması da olası. Misfits’in yaratıcısı Howard Overman tarafından John Marrs’ın 2017 tarihli, aynı isimli çok satan romanından uyarlanan The One ise DNA temelli bir eşleştirme teknolojisinden yola çıkıyor. Dizinin merkezinde parlak bir bilim insanı iken The One şirketinin ünlü ve acımasız CEO’suna dönüşen Rebecca Webb karakteri var. Dizinin odak noktası olan ve antikahraman kontenjanından yerini alan Rebecca’nın kendi halinde bir karakterken gücün karanlık tarafına geçiş hızı, baş döndürücü. The One, kusursuz aşk hayalini piyasaya sürdükten sonra 10 milyonu aşkın kişi eşleşiyor. evlilikler hızla çöküyor. Aynı zamanda The One gibi şirketlerin kişisel verilere bu kadar kolay ulaşmasının mahremiyet ihlali nedeniyle etik olup olmadığı konusu ciddi bir tartışmaya dönüşüyor.
Succession dizisinin Shiv Roy’u Sarah Snook, Soulmates’in ilk bölümünde yer alıyor
Tüm bunlar yaşanırken Thames Nehri’nde Rebecca’nın bir yıl önce kaybolan eski ev arkadaşı Ben’in cesedinin bulunması, diziyi drama ve bilim kurgunun ötesine taşıyor. Cinayet soruşturmasına atanan dedektif Kate, bu işte Rebecca’nın parmağı olduğunu düşündüğü için yakın takipte. İzleyenler açısından ise dizinin suç cephesinde hiçbir gizem yok, cinayetin tüm detaylarının açık seçik olması merak ve heyecan faktörlerini devreden çıkarıyor. Öte yandan bu suç temasına paralel olarak The One ile eşleşen çiftlere dair alt hikayeler de var. Hatta Rebecca ve Kate de The One ile ruh eşini bulanlar arasında. İlk sezonu oldukça havada biten ve geride çok sayıda cevapsız soru bırakan dizinin ikinci sezonunun olup olmayacağına dair net bir bilgi henüz yok. Ruh eşlerine, gerçek aşka olan kültürel takıntımız, bizi gelecekte sarsıcı bir noktaya götürür mü bilemeyiz… Ama bu sırada The One ve Soulmates izleyerek aşk söz konusu olduğunda kusursuzluk ve hız arayışımız üzerine düşünme fırsatı bulabiliriz.

Yanında iyi gider

Black Mirror
Black Mirror 2011’de Kraliyet Ailesi, başbakan ve bir domuz üçgeninde gelişen Milli Marş isimli ilk bölümüyle hayatımıza giren ve hemen farkını ortaya koyan Black Mirror, ikinci sezonundan sonra Netflix’e transfer oldu, üçüncü sezonuyla ilk Emmy’sini aldı. The New York Times’ın “dijital çağın Twilight Zone’u” olarak tanımladığı dizinin her bölümünde dünyayı değiştiren, yakınlaştıran ama bir o kadar da hızla distopik geleceğe doğru yol aldıran teknolojiden hareketle oluşturulmuş hikayeler var. Dizinin yaratıcılarından Charlie Brooker ise eski bir gazeteci. Toplam beş sezon. (Netflix) 
Modern Love
Modern Love The New York Times gazetesinin okurlardan gelen aşk hikayelerine ayırdığı aynı isimli köşe, her biri ayrı bir mektuba, yani birbirinden farklı hikayelere ayrılmış sekiz bölümlük bir dizi haline dönüştü. Mesajlarına hiç cevap alamayan bir kadın, umut verici dördüncü randevusu acil serviste sona eren bir adam, bipolar bozukluğuyla başa çıkmaya çalışan bir avukat, kanser olduğunu öğrendikten sonra eşi için ‘date’ profili oluşturan bir yazar ve diğerleri… Tina Fey, Andy Garcia, Anne Hathaway, Catherine Keener, Dev Patel gibi oyuncuların canlandırdığı bu karakterler sekiz bölümde karşımıza çıkıyor. Gazeteci Daniel Jones’un hazırladığı aynı isimli kitap bizde de yayımlandı. (Prime Video)
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız