Caroline Kepnes’in You ve Hidden Bodies adlı çok satan romanlarından uyarlanan Netflix dizisi You için ilişkiler, seri cinayet ve kitap sevgisi hakkında bir komedi denebilir. Ama dizi aynı zamanda arzu, şiddet ve fazla merakın sonuçlarını konu alan modern bir hikaye olarak da görülebilir. Gossip Girl’ün iyi çocuğu Penn Badgley’nin hayat verdiği New York’lu kitapçı Joe Golderg, genç yazar adayı bir kadını önce sosyal medyadan ‘stalk’ladı. Sonra hem onun hem de ekran başındaki bizlerin hayatının içine girmeyi başardı. O gün bugündür tuhaf gözleri, iç sesi ve zaafları ile bu beceriksiz katilin maceralarını merakla takip ediyoruz. Joe, ne yaparsa yapsın, nereye taşınırsa taşınsın bir türlü içindeki hiddetten ve sorunlu geçmişinden kurtulamıyor. Ve bizi her seferinde çok eğlendiriyor. Birinci sezonda Joe’nun genç yazar adayı Guinevere Beck’e (Elizabeth Lail) kafayı takıp onu adım adım izlemeye başlamasını ve aşkına tehdit olarak gördüğü kişileri öldürmesini izlemiştik. İkinci sezonda ise Joe, yepyeni bir kimlikle New York’tan Los Angeles’a taşındı ve hayatına sıfırdan başladı. Çalıştığı yerin sahibinin kızı Love (Victoria Pedretti) ile birlikte olmaya başladı ve bir anlamda ruh eşini buldu denilebilir. Üçüncü sezonda ise tıpkı onun gibi katil olan Love ile evleniyor ve baba oluyor. Saygın bir mahalleye taşınan genç çift normal bir hayat sürmek için karşılıklı olarak ellerinden geleni yapıyorlar. Ama huylu huyundan vazgeçmiyor. Joe şimdi de yan komşu Natalie’ye sarmış durumda. Ve dizinin meraklılarının tahmin edeceği üzere, Joe’nun takıntıları asla bitmiyor.
Kontrolsüz, aciz bir adam
Bu sezon dizide birçok renkli ve eğlenceli karakter var; kerameti kendinden menkul yogacı - blogcu anne Sherry (Shalita Grant), ONUN üstün cazibeli dayanılmaz bir erkek olduğunu sanan beyinsiz kocası Cary (Travis Van Winkle), mahallenin dedikoducusu ve yaşam koçu Kiki (Shannon Chan-Kent), kütüphaneci Dante (Ben Mehl), dünyanın en naif insanı jeoloji profesörü Gil (Mackenzie Astin) bunlardan bazıları. İlk sezonun kurbanları hava atmaya bayılan zenginler, klasikleri okumayan Instagram bağımlıları gibi insanlardı. Derken, sosyal medyacılar azaldı. Bu sefer yerine kafayı kişisel gelişimle, kristallerle, spiritüellikle bozmuş Los Angeles tayfası geldi. Şimdi ise hedefte seçkin mahallelerde oturan glutensiz beslenme, örnek ebeveynlik, aşı karşıtlığı üzerinden kendini tanımlayan ayrıcalıklı komşular var. Joe’nun en temel olayı karşısındakini kontrol etmek. Bu anlamda çok sinir bozucu. Çünkü erkek şiddeti de aynı böyle başlayan, hedef seçen ve dalga dalga yayılan bir şey. Kimseyi gerçekten tanımak istediği falan yok. Acı çeken kadınların kurtarıcısı olmayı görev bellemiş. Kendi fantezilerini kadınlara yansıtıyor, Love’ın nasıl biri olduğunu da bu yüzden göremiyor. Hedefiyle arasına giren bir engel olduğu zaman ise gözü dönüyor. Üçüncü sezonda fedakar bir aile babası olarak gördüğümüz Joe, gözlem yapmayı, insanları manipüle etmeyi çok seviyor. Herkesten daha akıllı olduğuna inanmış. Gelin görün ki o aslında kendini kontrol edemeyen aciz bir adam. Hiç öyle bir suç dehası falan değil. Bilakis kendi bindiği dalı kesmesine ramak kalmış durumda. İşte tam da bu yüzden You çok başarılı bir dizi. Bizlere kendini şahane sanan bir adamın tel tel dökülmesini anlatıyor. Ve ona gülmeye bayılıyoruz.