Mehmet Dinler
Türk sinemasının ünlü yönetmenlerinden Reha Erdem’in, geçenlerde verdiği bir röportajda, pandemi döneminde izlediği yapımların arasında The Terror da vardı. Erdem’in özellikle ilk sezonunu unutulmaz olarak nitelendirdiği 2018 yapımı dizinin son dönemde İngiltere’de de gösterime girmesiyle birlikte spotlar tekrar üstüne döndü. Türkiye’de de Prime Video’da izlenebilen antoloji dizi gerçekten ekran tarihinin en özel yapımlarından biri. II. Dünya Savaşı sırasında ABD’deki Japon kamplarında yaşananlara odaklanan ikinci sezon da dikkate değer. The Terror, 1845’teki Franklin seferine giden iki geminin gerçek hikayesine dayanıyor. Erebus ve Terror adlı Kuzeybatı Geçidi’ni bulmaları amacıyla sefere gönderilmiş ve ortadan kaybolmuştu. Yıllar boyunca araştırma ekipleri, mürettebattan 100’ü aşkın kişinin cesedini buldu. İi buz kütlesinin ortasında sıkışan gemilerden Erebus’un kalıntılarına 2014’te, Terror’unkine ise 2016’da ulaşılabildi. Kurtulanlar bir yerleşim yerine erişmeye çalışsa da başarılı olamamıştı. Gemiler insanlıktan o kadar uzak bir noktada kalmışlardı ki ne yürüyerek kurtulmak mümkündü ne de olmuştu ne de yıllar boyu kalıntılara ulaşabilmek.
İstisnai bir deneyim
Dan Simmons’ın 2007’de bu hikayeyi anlattığı kitap kısa sürede çok satanlar listesinin zirvesine yükselmişti. İşte The Terror o çok satan kitabın ekrana uyarlaması. Sadece bu yaşananlar bile o insanı hüzünlendirmeye yeterken The Terror, izleyiciye ayrıca büyük gerginlik yaşatıyor. Hayatta kalmaya çalışan mürettebatın başına musallat olan doğaüstü yaratık hikayeyi başka bir seviyeye taşıyor. Yapımcı Ridley Scott’ın alışık olduğumuz özelliklerini yine gördüğümüz dizinin en büyük farkı temposu. Her an gerginlik garanti. Doğaüstü olaylar neredeyse yan hikaye gibi. Francis Crozier rolündeki Jared Harris ve John Franklin’e hayat veren Ciaran Hinds başta olmak üzere usta oyuncu kadrosunun katkısı da büyük. The Terror bugüne dek izlediğiniz kar, buz, felaket yapımlarının içinde farklı bir yerde. Belki başına geçince su gibi tüketilmiyor. Ama izlemenin istisnai bir deneyim olacağı kesin.
Tabaklar yerli yerinde
Gemilerin enkazının bulunmasıyla birlikte etkileyici görüntüleri de ortaya çıktı. Olayın 1840’larda gerçekleştiğini düşünürsek, tabaklar gibi birçok nesnenin öylece suyun altında durmasının ürpertici olduğu bile söylenebilir.
Aynı lezzette bir yapım yolda
The Terror’ü izleyip beğenirseniz, bu yıl o tadı alabileceğiniz başka bir yapım daha geliyor. Collin Farrell ve Jack O’Connell’ı bir araya getiren mini dizi The North Water 2021 içinde yayınlanacak. 2017 yılında Kuzey Suları adlı çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıkan, The New York Times’ın yılın en iyi 10 kitabı listesinde yer alan ve Ian McGuire’in romanından uyarlanan hikaye tekinsiz sularda gerilim vaat ediyor. Eski ordu cerrahıyla psikopat balık avcısının bir av gemisinde yaşadıklarına odaklanan öykü bu vaadini yerine getirebilir mi göreceğiz.