Nurgül Yeşilçay’ın yeni projesi Poz, çekilen 7 bin fotoğrafla oluşturulan yedi bölümlük bir dizi. Kasımın ilk haftasında satışa çıkıyor, her bölümün fiyatı 8 bin 600 dolar
Neslihan Akdaş
Başrolde Suzan (Nurgül Yeşilçay) ve Harun (Kubilay Tuncer)... Oğulları Efe (Efe Yeşilçay)... Orta halli bir aile, kendi hallerinde yuvarlanıp gidiyor. Ta ki Harun, ressam bir kadına (Buse Çelik) aşık olana dek. Ve sonra kader ağlarını örüyor. İhanet, aşk, gözyaşı, intikam arka arkaya geliveriyor. Her şey tam da yerli dizilerde izlediğimiz tatta yaşanıyor. Ama bu 7 bölümlük dizinin diğerlerinden ayrılan birden fazla özelliği var. Poz adını taşıyan yapım dünyadaki ilk NFT dijiroman olma iddiasında. 3-4 dakikalık, kara komedi türünde bir foto-dizi. Poz’un çekimlerinde kamera-kameraman yok, fotoğraf makinası ve fotoğrafçı var. Yani geçmişin foto-romanı bu kez dijiroman olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca dünyada bir benzeri daha olmayan bu dijiromanı sadece satın alabilenler izleyebilecek. Hikayesi, senaryosu Nurgül Yeşilçay’a ait olan Poz’un yönetmen koltuğunda da yine Yeşilçay oturuyor. Oyuncu, başrolü Kubilay Tuncer ile paylaşıyor. Peki Türkiye’de yeni konuşulmaya başlanan NFT dünyasına Nurgül Yeşilçay nasıl katıldı? Söz Yeşilçay ve Poz ekibinde... Bu projeye altı ay önce başladınız ve gelecek hafta satışa çıkacak. Türkiye’de kavram henüz oturmamışken bu fikir nasıl ortaya çıktı? Poz dijiroman olarak ortaya çıktı ama açıkçası hâlâ NFT deyince ben de ne olduğunu anlamakta, anlatmakta zorluk çekiyorum. Ama herkesin bu dijital dünyaya girmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben mevzuya şifreleme, blockchain olarak bakmıyorum. Dijital sanat platformu olarak bakıyorum. Ama beni NFT ile ilk tanıştıran oğlum Nejat. Altını çizmem gerek bunun. Ayrıca projede de çok emeği var. İngilizce alt yazıları Nejat hazırladı mesela. Poz’un içeriğini, kullandığınız çekim yöntemlerini anlatır mısınız? Dijiroman diye tanımlıyorsunuz. Nedir detayları? Gerilim ve komedi tarzında. Fotomanüpilasyon teknikleriyle hazırlandı. Fotoğraf çekmiyorum ama ilgileniyorum. Fotomanüpilasyon yöntemi ile ne yapılır diye düşünüyordum. Diziyi neden video kamera ile çekmek zorundayız ki, fotoğrafla da anlatılabilir. Zaten fotoroman olarak yapılmış geçmişte. Güncelleştirelim, dublaj yapalım, efektlerle güçlendirelim istedim. Beynin tamamlama yeteneği var. Sen C, N, M, N, B, R yazdığında zaten beyin bunu “Canım naber?” diye algılıyor. Video dediğimiz şey de fotoğraflardan oluşuyor. Dolayısıyla fotoğraf tekniğini en üst düzeyde kullanıp harika bir dizi projesi olabilir diye düşündük. Bu bir sanat eseri olacaktı, bir hikayesi vardı ve her fotoğraf kendi içinde bir değer taşıyordu. Bunun için en doğru mecranın NFT olacağını düşündük. Çünkü yeni dijital sanat platformu bir taraftan da.
Farklı dillere farklı görsel
Senaryoyu nasıl belirlediniz? Her senaryoyu fotoğrafla anlatmak mümkün mü? Fotoğraf sanatına en uygun senaryoyu seçtim. Fotoğrafta istediğimiz kadar büyütebileceğimiz duygular mesela nedir? Aşk, intikam, ihtiras, kıskançlık. Bunları fotoğrafta imgeyle çok kolay anlatabilirdik. O yüzden klasik, bildiğimiz bir senaryo üzerinden gittim. Ama fotoğrafla anlatımı da çok yukarı taşınacak bir senaryo oldu. Senaryo ve kurguya uygun fotoğraf çekildi. Planladığımız kadar kolay olmadı, biz küçük bir ekiptik daha geniş bir ekiple daha hızlı ilerleyebilirdik. Ama çekerken çok eğlendik, kolektif bir iş yaptık. Bazen ne istediğimi anlatmakta zorluk çektiğim anlar da oldu tabiii. Fotoğrafları Doruk Seymen çekti; manipülasyonu Merve Terzioğlu uyguladı. Ne zaman ve nasıl satışa çıkacak? Kasım ayının ilk haftasında OpenSea’de (Dünyanın en büyük NFT pazar yeri) 8 bin 600 dolar üzerinden satışa çıkarılacak. Her bölümüne yalnızca 50 kişi sahip olacak. Bakalım kimler satın alacak, meraktayım. Yurt dışından daha çok ilgi göreceğini düşünüyorum. 2017 yılının ‘dizi ihracat şampiyonu’ oldum. Dolayısıyla pek çok ülkeden seyircim var; Balkanlar, Güney Amerika, Arap ülkeleri. Proje tüm dünyaya yayılabilecek, farklı dillere çevrilecek farklı görsellerle süslendi.
Her bölümde 60 fotoğraf
Necati Kocabay/Yapımcı 7 bine yakın kare çekildi, 3-4 dakikalık 7 bölüm için. Bölümlere göre değişiklik gösterse de bölüm başı ortalama 60 civarında fotoğraf kullanıldı. Sonra dublajı tamamlandı ve fotoğraflara manipülasyon yapıldı. Farklı dillerde altyazılı olarak da yayınlanacak. Fotoğraflardan bazıları da zamanla ayrı ayrı satışa sunulacak. Yakında belki de NFT fotoğrafçılığı diye bir kavramdan da söz edilecek. Bu işte her şeyin en başındayız. Dünyada da öyle. Dijiroman fikri dünyada bir ilk. Bu işe girmek isteyenlere yol göstermek istiyoruz.
Mülkiyet kavramı değişiyor, müthiş
Kubilay Tuncer/Oyuncu Benim için NFT’nin ilginç olan kısmı, ulaşılabilirliği. İnsanın eğlenceyi dijitalize etmesi ve her bir eğlencenin evrene yayıldığını hissetmesi heyecan verici. Beş yıl sonra sıradanlaşacak belki. Biz ilklerden olduk. Blok zincirle (blockchain) birlikte gözümüzün önünde bir devrim yaşıyoruz. İnternetin keşfinden sonra belki daha tam da hazır olmadığımız bir devrimin başındayız. Tüm mülkiyet ilişkilerini yeniden tanımlıyor. İnanılmaz bir şey. Paranın bulunmasından sonra belki de ilk kez mülkiyet kavramı değişiyor ve sanatın buna entegre olması müthiş. Mülkiyet ilişkisinin değişmesi hakla ilgili felsefenin değişmesi demek.