Televizyon dizileri bazen iyi başlasa da ilk sezonun ardından parıltısını kaybedebiliyor. Diğer yandan, idare eder bir şekilde başlayıp ardından herkesi şaşırtan örnekleri de görmek mümkün. İşte ikinci sezonunda zirveye çıkarak izleyicisini kendine daha çok bağlayan dizlerden bazıları
The 100 The 100 ilk sezonun sonuna doğru kendini toparlamaya başlayan bir dizi. İkinci sezonda ise bazen son derece karanlık olmakla birlikte kurduğu dünya ve hız kazanan hikâye anlatımıyla seyirciyi kazandı ve her şey yerli yerine oturdu. (Netflix) Black Mirror Black Mirror Yalnızca üç bölümden oluşan ikinci sezon, Be Right Back ile ölmüş erkek arkadaşıyla android versiyonu üzerinden bağlantı kuran bir kadınla başlıyor. Son derece gerilimli bir bölüm olan White Bear ve bir ders niteliğindeki The Waldo Moment ile insanlık ve teknolojinin kesiştiği noktayı anlatıyor. (Netflix) Community Community’nin ikinci sezonu yıldırım gibi şakalar, popüler kültür referansları ve karakter gelişimine engel olmadan başarılı hikâye akışıyla, her bir bölümde bir öncekinden daha ileriye taşınıyor. İki bölümden oluşan paintball temalı sezon finali ise, TV tarihindeki en özel yerlerden birini hak ediyor. (Netflix) Fleabag İlk sezonu Phoebe Waller-Bridge’in tek kişilik gösterisinin heyecan verici bir uyarlamasıydı. Ama ikinci sezon Andrew Scott’u günahkâr, seksi rahip olarak tanıştırmasıyla, tüm ana karakterleri bir akşam yemeğinde toplayıp, buradan itibaren geri kalanı bol eğlence, sembolizm ve içinden çıkılması güç bir aşk hikayesiyle doldurarak tam bir başyapıta dönüştü. (Prime Video) Justified Justified Dizinin ilk sezonu ustaca kurgulanmış olmakla birlikte, Boyd’u (Walton Goggings), Raylan (Timothy Olyphant) ile olan karışık ilişkisinin dışında bir insan olarak tüm derinliğiyle ele alan ve Mags Bennett rolünde Margo Martindale’in Emmy ödüllü performansıyla taçlandırılan, unutulmaz oyunculukların göze çarptığı ikinci sezonu bir harika. (Prime Video) The Leftovers The Leftovers’ın ilk sezonu ağır anlatımı, pek sevimli olmayan karakterleri ve tek bir aileye odaklanması bakımından diziyi ilk kez izleyenler için biraz sıkıcı olabilir. Bununla birlikte bu titiz çalışmanın sayesinde, ikinci sezon gizemli ve varoluşçu çerçevesi içinde bizlere çok daha eğlenceli bir sezon yaşattı. (BluTV) Orange is the New Black İkinci sezon, bize, Piper’ı (Taylor Schilling) hikâyenin merkezine koymak yerine, Poussey (Samira Wiley) ve Taystee (Danielle Brooks), Red’in (Kate Mulgrew) düşmanı Vee’ye (Lorraine Toussaint) yoğunlaşarak en güçlü yanının yardımcı oyuncular olduğunu gösterdi. Manşetlere taşınmayan ama her gün karşılaşılan adaletsizlikler hakkında düşünmeye zorlayarak, komedi ve dramayı dengeledi. (Netflix) Grey’s Anatomy Karakterleri tanıştıran sağlam bir ilk sezonun ardından, Meredith’in efsanevi “Beni seç, beni al, beni sev” konuşması, hepimizi perişan eden Denny Duquette’in öldüğü ikinci sezon yarattığı yıldızlar ve drama bakımından altın değerinde. (beIN CONNECT) Parks and Recreation Parks and Recreation Şöyle böyle bir ilk sezonun ardından dizi daha sıkı, daha iyi, daha hızlı ve daha güçlü bir ikinci sezonla geri döndü. Leslie Knope’u (Amy Poehler) yeniden var etti ve marihuananın yasallaşması ve seks skandalları konularına girerek, politik taşlamadan korkmadığını kanıtladı. (Prime Video) Succession İlk sezon finalinin hikâyeyi güçlendirdiği muhakkak. Bununla beraber, dizi gerçek ritmini Roy ailesinin tüm fertlerinin gücü ele geçirmek için neler yapabileceklerini ve dişlerini göstermeye başlaması ile ikinci sezonda yakalıyor. Özellikle Logan Roy’un şeytani aşağılama taktikleriyle… (beIN Connect)