Gözlerimiz Lost’un 2004’teki Oceanic Flight 815’inden beri yollarda kalmış, yeni bir uçak kazası dizisi bekliyorduk. Derken ilk bakışta bir ergen draması gibi görünen Yellowjackets imdada yetişti. İddiasız ama cabbar yeni Digitürk dizisinin başrollerinde Christina Ricci, Juliette Lewis ve Melanie Lynskey var. Sineklerin Tanrısı ile Lost arası bir şey gibi düşünün. Buna orta yaş krizi, genç yetişkin draması ve eser miktarda korku-gerilim ekleyin. İlk bölümünü Karyn Kusama’nın yönettiği, Narcos’un yapımcıları Bart Nickerson ve Ashley Lyle’ın yeni projesi Yellowjackets’ta hikaye geçmiş ve şimdi arasında gidip geliyor. Önce 1996 yılındayız. Wiskayok Lisesi’nin kadın futbol takımı bir numara. Derken 2021’e geliyoruz, eski takım arkadaşları şimdi 40’lı yaşlarını sürdüren kadınlar. Birileri 25 yıl önce yaşadıkları uçak kazasını araştırıyor. Onlarsa bunca yıl tek bir hikayeye sadık kalmışlar. Aç kaldılar, çer çöple beslendiler, dua ettiler ve kurtarılmayı beklediler. Ama gerçekte ne oldu? Hikayeleri bundan ibaret mi acaba?
Gençlere ve genç kalanlara
2021 sahnelerinde her biri 90’ların ikonik filmlerinde oynamış yıldızları görüyoruz. Melanie Lynskey (Heavenly Creatures), hayata küsmüş bir ev kadını olan Shaune. Juliette Lewis (Natural Born Killers) punk Natalie, Christina Ricci (The Addams Family) ise dengesiz hemşire Misty Quigley rolünde. Bir de siyasete atılma arifesindeki Taissa (Tawny Cypress) var. Hikayenin 90’lar aksında ise, maça giderken uçakları Kanada dağlarının ortasında bir yere düşen Yellowjackets futbol takımının verdiği 19 aylık yaşam mücadelesine tanıklık ediyoruz. Burada, birtakım yamyamlık, büyücülük çağrışımları var. Ataerkil toplumlara bir alternatif olmakla birlikte, burada da hizipleşme görülüyor. Yani eğer kadınların daha basiretli, nazik ve yumuşak başlı olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yellowjackets gençlikte maruz kalınan tahribat ve orta yaşın bizlerden neleri alıp götürdüğünü doğru ve yerinde tespit eden bir dizi. Tahmin edilebilecek en kötü koşullar altındaki kahramanlar, kim olduklarını birlikte deneyimliyorlar. Parçalanma ve hayatta kalabilme çilesi ise kadın gözünden anlatılıyor. Dizi basmakalıp olmadan kadın ergenliğini ciddiye alarak işlemesi bakımından da önemli. Karakterleri özellikle iyi ve tatlı yapmaya çalışmadan anlamaya çalışıyor. Ergenlik fırtınalı bir zamandı belki ama orta yaş da çok farklı değil aslında. Yeter ki insan küllerinden doğabilsin.