Peki biz kime güveneceğiz?

Burcu Biricik ve Pınar Deniz’li İnsanlar İkiye Ayrılır bol sürprizli senaryosuyla izleyecilere sürekli “Hangisinin dediği gerçek?” oyununu oynatıyor

Karışık Kaset filmiyle sinema dünyasına şık bir giriş yapan, ardından BluTV’deki 7Yüz dizisini yazan ve kimi bölümlerini yöneten Tunç Şahin, yeni filmi İnsanlar İkiye Ayrılır’la sinemaseverleri salonlara bekliyor. Bu beklentiye yanıt verirseniz keyifle geçecek 100 dakika garanti! Bankaların tahsil etmediği/edemediği alacaklarını devrettiği bir aracı kurumda başlıyor film. Bankaya olan kredi borcunu ödeyemeyen Ceren (Pınar Deniz) kurumda çalışan Duygu (Burcu Biricik) ve Bahadır (Aras Aydın) öykünün ana kahramanları. Kurumda alacaklılara manevi baskı uygulayarak, onlara borçlarını ödeme taahhütnamesi imzalatmaya çalışmalarına şahit oluyoruz. Öğretilen taktiklerle borçluyu yorup, bıktırıp bu imzayı almaya ve sonunda gelecek prime odaklı çalışan ve giderek kapitalizmin dişlilerinden biri olan insanları tanıyoruz. Ama sakın gözünüz korkmasın. Tunç Şahin bu hikayeyi anlatırken son derece anlaşılır bir dil ve dünya kurmayı başarıyor. “Ben bu işlerden anlamam” diyenlerin bile hemen kavrayıp anlayacağı bir netlikte yaşanıyor olan biten. Filmi daha fazla anlatıp vereceği seyir zevkini bozmayalım. Şaşıracağınız gelişmelerle, kime güveneceğinizi bilemiyor ve her kahramandan şüphe duymaya başlıyorsunuz. Kim yalan, kim doğru söylüyor oyununu, siz de oynuyorsunuz. Filmin “celebrity”lerden oluşan ana karakterleri keyifle izlenen oyunculuklarıyla İnsanlar İkiye Ayrılır’a çok şey katıyor. Başak Daşman ve Nezaket Erden gibi tiyatroda izleyip, keşke beyazperdede de karşımıza çıksalar dediğimiz iki iyi oyuncu da filmde akıl ve vicdanı temsil ederek “iyi ki varlar” dedirtiyor...

Antalya’dan ödüllü

İlk kez geçen yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarışan film, iki önemli ödülle dönmüştü. Şahin’in kendi yazdığı, saat gibi işleyen metin ve Nezaket Erden’in performansı, onlara En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerini getirdi. Üç farklı zaman diliminde geçen film bol sürprizli yapısıyla; Türk sinemasında örneğini görmediğimiz (varsa söyleyin!) bir senaryoya sahip. Hikaye aldığı virajlarla bizi sürekli şaşırtıyor ama aptal yerine koymuyor. Filmi bitirip kafamızda her şeyi geri sardığımızda, bırakmadığı boşluklara hayran oluyoruz. İnsanoğlunun kötülük ve iyilik arasındaki ince çizgide gezinen ruh hallerini izlemekten keyif alıyoruz. “Av mısın avcı mı?” sorusunu afiş ve tanıtımlarına taşıyan İnsanlar İkiye Ayrılır sorunun cevabını da kendi yanıtlıyor. Dillere pelesenk bir şarkının sözleri gibi “Hayat denen bu yolda, yürürken adım adım” avcıların da ava dönüşebileceğini keyifle anlatıyor!
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız