Radyo tiyatrosunda ‘izlenebilen’ sesler

BluTV’deki Podacto Stüdyo sesle görselliği bir araya getiriyor. Radyo tiyatrosunda kalem, fincan gibi malzemelerle ses üretimi izlenebiliyor

Gülin Dede Tekin
Günümüzün izleme ve dinleme alışkanlıkları teknoloji ile beraber kendini geliştirir ve değiştirirken, pandemi ezberlerimizi bozmamız ya da unuttuklarımızı yeniden hatırlamamız gerektiğini de gösterdi bize. Alternatif sahneleme biçimlerinden biri de hem geçmişe selam gönderen hem de bugüne dair söz söyleyen Podacto oldu.  Nisan Ceren Özerten ve Faruk Özerten ikilisinin fikir ebeveyni ve yapımcısı olduğu Podacto kendi deyimleriyle yeni nesil bir kulak tiyatrosu. Radyo tiyatrosunun günümüzdeki bir yansıması. Ancak hem arkası yarın formatında olmayışı hem de günümüz ses tasarım dünyasının imkânlarını kullanarak yarattıkları yeni işitsel deneyimle biraz farklı. İsmini ‘podcast’ ve İngilizce oyun anlamına gelen ‘acting’ kelimelerinin birleşiminden alan Podacto, hem tiyatroya hem de yaratıcı ses tasarımlarıyla günümüzün vazgeçilmezi podcast formatına da farklı bir soluk getirdi. Bir yılı aşkın süredir önemli oyuncularının sesleriyle, hem projeye özel yazılmışhem de klasik ve çağdaş yazarların metinlerini dinleme şansı bulduk. Şimdilerde ise ekip Podacto’nun devamı niteliğinde oldukça yaratıcı bir deneyim olan yeni projesi Podacto Stüdyo’yu hayata geçirdi. BluTv’de yayınlanmaya başlayan Podacto Stüdyo, bu defa seslerin görselleştirildiği bir dünya sunuyor bize. 

İkinci sezon yolda

Türkiye tiyatrosunun çağdaş yazarlarından altısına ait sekiz kısa oyun, 10 tiyatrocu tarafından okuma tiyatrosu olarak görselleştiriliyor. Ferit Kaptanoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı sekiz kısa oyunun metinleri Ahmet Sami Özbudak, Aslı Ceren Bozatlı, Balca Yücesoy, Derem Çıray, Murat Mahmutyazıcıoğlu ve Sami Berat Marçalı’ya ait. Metinler Alican Yücesoy, Aslı İnandık, Ceren Moray, Damla Sönmez, Emir Çubukçu, Serkan Keskin, Sezin Akbaşoğulları, Tülin Özen, Ushan Çakır ve Yağız Can Konyalı’nın sesinden hayat buluyor.  Podacto Stüdyo’nun alametifarikası ise Çıplak Ayaklar Kumpanyası ekibinden Mihran Tomasyan’ın performans yönetimini üstlendiği, Melih Kıraç ve Selim Cizdan’ın performanslarıyla eşlik ettiği ses üretim aşamaları. Su dolu tanklar, bitmiş tahta kalemleri, kahve fincanları, çay kaşıkları, bisiklet tekeri, demir borular ve daha nicesi… Hikayeye ve oyunculara eşlik eden bu gündelik hayat malzemeleri ile gerçeğinden ayırt edilemeyecek ses üretim aşamalarını izlemek dikkatini oyuncuya ve metne vermeye alışmış izleyici için deneysel bir atmosfer sunuyor. Yer yer seslerin yüksekliği oyunun önüne geçse de dikkati yeniden toplamak çok zor olmuyor. Hatta, bazı metinleri ikinci kez izlemeye/dinlemeye bahane olduğu için sevinmiştim de diyebilirim.  Bu güne kadar 100’den fazla oyuncuyla 30’dan fazla yazarı buluşturan Podacto ekibinin tiyatro adına yaptığı arayışla seyirciyi ya da dinleyiciyi demeli belki de, fethetmenin yolunu bulduğu aşikar. Podacto Stüdyo’nun ikinci sezonunun çalışmaları da devam ediyor.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız