Netflix’teki Sunderland ‘Til I Die başarının hikayesini anlatmak için yola çıkıp dramı gözler önüne seren bir belgesel
Mithat Koray
Pandemi yüzünden tribünlerin boş kaldığı bu dönemde izlenebilecek en güzel taraftar hikayesi, 2018’de yayınlanan ve hemen klasik mertebesine ulaşan Sunderland ‘Til I Die (Ölene dek Sunderland). Aslında bir başarı hikayesini aktarmak üzere planlanan bu proje, belgeselin merkezindeki Sunderland’in yaşadıklarıyla bir dram niteliğinde. Sunderland, temsil ettiği kent için büyük anlam ifade eden bir kulüp. Taraftarları son yolculuklarında kırmızı-beyaz renklere sarılacak kadar seviyor takımlarını. Galibiyette tüm şehrin yüzü gülüyor, yenilgilerde ise başta işsizlik ve yoksulluk olmak üzere ciddi sorunlarla boğuşan kenti hüzün kaplıyor. Sunderland ‘Til I Die taraftarlar ile kulüp arasındaki güçlü bağı daha ilk dakikalarında çarpıcı bir şekilde vurgulayarak izleyiciyi de adeta takımın bir parçasına dönüştürüyor. İlk sezonda şampiyonluk hedefiyle başlanılıp hiç de beklenmeyen bir sonla noktalanan serüven süresince kulübün tüm duyguları büyük bir başarıyla ekrana yansıtılıyor. Futbolun en merak edilen yönlerinden olan perde arkası olayların yalın bir şekilde sunulması da yapımı çok daha ilgi çekici kılıyor. Altı bölümden oluşan ikinci sezonda ise kulübün yeni patronları, yeni bir teknik direktörü ve yeni futbolcuları var. Değişmeyen şey ise yeni hedeflerle çıkılan yolda takımını asla yalnız bırakmayan tutkulu taraftarlar. Transfer sürecinde yaşananlar ve takımın oynadığı iki büyük final heyecanın dozunu artıran bölümler.