Dünyanın her yerinde binlerce dizi meraklısı, bir katilin peşine düştü. Üstelik her bölüm bittikçe tahminler değişiyor, teoriler baştan yazılıyor. “The Undoing” sadece Nicole Kidman ve Hugh Grant’i yan yana getirdiği için değil, “Kim öldürdü?” sorusunu hep canlı tutabildiği için de çok heyecan verici
Defne Akman
Big Little Lies’ın yaratıcısı David E. Kelley ile, en son The Night Manager ve Bird Box ile izlediğimiz yönetmen Susanne Bier’ın HBO için elele verdiği The Undoing, ilk bölümünden itibaren her hafta binlerce insanı ekran başına topladı. Dünyanın her yanında dizi severler katilin kim olduğuna dair teoriler ürettiler. Başrollerinde Nicole Kidman, Hugh Grant ve Donald Sutherland’in yer aldığı dizi yalnızca bu üç oyuncuyu izlemek için bile başlı başına yeterli. beIN CONNECT’te yayınlanan altı bölümlük mini dizinin konusu kısaca şöyle: Başarılı bir terapist olan Grace (Nicole Kidman) ve çocuk onkolojisti Jonathan (Hugh Grant), New York, Upper East Side’da yaşayan, saygın kariyerleri olan zengin bir karı-kocadır. Özel bir okulda eğitim gören çocukları Henry (Noah Jupe) ile birlikte neredeyse örnek bir aile olarak hayatlarını sürdürmektedirler. Sosyal çevreleri ise daha çok çocuklarının gittiği özel okuldaki diğer velilerden oluşmaktadır. Grace, okul aile birliğinin üyesi, Donald Sutherland tarafından canlandırılan babası Franklin Reinhart ise zengin ve güçlü bir adam, aynı zamanda okulun bağışçılarından biridir. Bununla birlikte Grace mümkün olduğu kadar babasının ona sunduğu imkanlardan faydalanmadan kendi hayatını kazanmaktadır. Burslu bir çocuğun annesi olan Elena Alves’in (Matilda De Angelis) hayatlarına girmesiyle birlikte, mükemmel görünen çekirdek ailenin hayatı bir daha geri dönülemeyecek biçimde değişir. Elena Alves, Grace’in çevresindeki diğer kadınlardan daha genç ve daha yoksuldur. Bununla birlikte çok çekici bir kadındır. Derken bir gün, korkunç bir cinayete kurban gider. Biri yalan söylemektedir, ama kim?
Yeşil manto ve daha fazlası
Sosyal medyada en az katilin kim olduğu kadar konuşulan bir konu ise muhteşem renklerdeki mantoları, altın yüzükleri, mermer cildi ve mükemmel saçlarıyla Nicole Kidman. Meşhur yeşil mantoya gelince, The Undoing’in kostüm tasarımcısı Danimarkalı Signe Sejilund, mantonun astragan gibi görünmekle birlikte aslında çok kalın bir kumaştan yapıldığını söylüyor. Grace’in kıyafetleri Nicole Kidman’ın kendi eklektik ve lüks hippi tarzını da kısmen andırıyor. Kalın yünlü kumaşların içine ipek bluzlar, boğazı fiyonklu yüksek yakalı üstlerin altına kalem deri eteklerle, her zaman bir kontrast söz konusu. Tıpkı Grace’in karakteri gibi. Bordo, nefti, çikolata renklerinden oluşan kıyafetler derli toplu ama yine de yumuşak bir estetiğe sahip. Neredeyse kıyafetleri dile gelip, bize Grace Fraser’ın kim olduğunu anlatabilecek kadar incelikli planlanmış. Örneğin Grace’in başarılı bir avukat olan arkadaşı Sylvia (Lily Rabe) Max Mara gibi tasarımcıların nötr renklerdeki kıyafetlerini taşırken, Grace onu diğer zengin kadınlardan ayıracak bir şekilde daha gizemli ve bohem çağrışımlar yapan sonbahar renklerinde giyiniyor. Yere bakan yürek yakan halleri, mahcup halleri ve numaracı tabiatıyla Hugh Grant, aile sırlarının altında ezilirken dağılan parçaları toparlamaya çalışan Grace rolündeki Nicole Kidman, işini bilen, soğukkanlı büyükbaba Franklin rolünde Donald Sutherland üçlüsünü bir arada izlemek büyük zevk. Yönetmen Susanne Bier Oprah.mag’a verdiği bir röportajda Jean Hanff Korelitz’in You Should Have Known adlı romanından yalnızca ilk iki bölümde faydalandıklarını, geri kalanında hikâyenin temel özelliklerini koruyarak kendi içinde farklı bir şey yarattıklarını anlattı. Dolayısıyla diziyi izlerken ülkemizde Salon Yayınları’ndan Bilmeliydin adıyla yayımlanan kitabı okumuş olmanız çok da önemli değil. Kendinizi yine her bölümün ardından katil o mu, yoksa bu mu diye düşünürken bulacaksınız. The Undoing’in olayı son ana kadar tahmin yürütmenizi sağlamak çünkü. (beIN Connect)