Chelsea Bruce-Lockhart
Tokyo Olimpiyatlarında her gün bir düzine yeni rekor kırılıyor. Gezegenimizde ise başka ve tatsız rekorlarla tarih yeniden yazılıyor.
Bu hafta başında yayınlanan ve iklim değişikliğine dair çeşitli göstergeleri inceleyen çalışma, geçtiğimiz yıl insan faaliyetlerindeki azalmaya karşın “dünyanın yaşam bulgularında” yeni fakat istenmeyen rekorlar kırıldığını gösteriyor.
Verilere göre buzullar rekor hızda eriyor; deniz seviyeleri tüm zamanların en yüksek noktasında; atmosferdeki karbondioksit, metan ve azot oksit hiç bu kadar yoğun olmamıştı. Çalışmanın yazarlarından, Oregon Eyalet Üniversitesi ekoloji profesörü William J. Ripple, “Kaygılıyım. Panikteyim. İnsanların bu verileri bir arada görmesinin önemli olduğunu düşünüyorum” diyor. “Covid-19 pandemisinin yol açtığı geçici kesintiyi saymazsak, çoğunlukla aynı davranmayı sürdürüyoruz; üstelik bu bile rekorlar kırmamıza neden oluyor.” Birçok bilim insanı son dönemdeki hava olaylarının ölçeğini ve sıklığını küresel ısınma ile ilişkilendiriyor. Çalışma da bu görüşleri destekler nitelikte.
Okyanus asitleniyor
Göstergeler arasında yer alan kara ve deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki anomaliler, 2020 yılında bazı bölgelerde görülmemiş düzeylere çıkmış durumda.
Verilere göre, okyanuslar ısınmakla kalmadı; asidite bakımından son yedi yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu etkilerin bir araya gelmesi sıcak denizlerdeki mercan resiflerini soldurup öldürüyor. Gidişatın kısa süre içinde bir “taşma noktasına” ulaşmasından korkuluyor. O noktaya varılırsa yıkımı tersine döndürmek zor olacak. Covid-19 pandemisinin gezegenin “yaşam bulguları” üzerindeki olumlu etkisinin bu denli geçici olması, bilim insanlarını özellikle kaygılandırıyor.
Ripple, “Pandemi nedeniyle enerji tüketimimizde büyük azalma oldu ama bunun etkisi çok sınırlı kaldı” diyor. “Demek ki artık büyük ve dönüştürücü bir değişim gerekiyor ama hâlâ fosil yakıt toplumuyuz.” 2020 yılında pandeminin sanayi ve hizmet sektörünü durma noktasına getirmesiyle birlikte, fosil yakıt kaynaklı enerji tüketimi düştü. Ancak bu yıl kömür kaynaklı global enerji kullanımının pandemi öncesi dönemi aşması bekleniyor; petrol ve doğalgaz kaynaklı enerji kullanımında da yeni bir sıçrama öngörülüyor. Bilim ekibi tarafından izlenen 31 göstergeden tam 18’i son dönemde sınır değerlere ulaştı.
Yine de her şeye olumsuz bakılmamalı; çünkü kimilerine göre bir umut ışığı var. Örneğin bu yıl 2019’a kıyasla rüzgar ve güneş enerjisi kullanımının üçte bir oranında artması bekleniyor.
2020 yılında tüm dünyada fosil yakıtlar için sağlanan devlet yardımları bir önceki yıla göre yüzde 40 azaldı. Ayrıca fosil yakıtlara yönlendirilen yatırımlar giderek azalıyor.
Emekli sandıkları, eğitim kurumları, hükümetler ve farklı kuruluşlar bu alana yaptıkları yatırımların 11.5 trilyon dolarını 2019’da başka alanlara yönlendirmişti. 2020’de fosil yakıtlardan çekilen bu tür yatırımlar 14 trilyon dolara çıktı. Ama çalışmayı yapan bilim insanları, iklim konusundaki tedbirlerin kaygı verici gidişatı tersine çevirmek için yeterli olmadığını görüşünde.
Ripple, “İklimde acil durum söz konusu; hem de çok tehlikeli bir acil durum” diyor. “Bu aşamada hızlı etki gösterecek şeyler yapmamız önemli.”
© The Financial Times