Alper Canıgüz’ün yeni romanı Kıyamet Park- Bir Kamu Davası 3 (Alfa Kitap), 5 yaşındaki Alper Kamu’nun yeni ve deli-güzel macerasını konu alıyor. Alper Kamu yine bildiğiniz gibi ama bu sefer bu macerada bir eşlikçisi de var: Altan. Onun önceki maceralarını okuyanların şaşıracağı cinsten bir hâl, Altan’ın bu macerada yer alması. İkisinin rekabeti ve yakınlığı ise ayrı bir merak ve heyecan katmış romana. Olaylar Canıgüz’ün de deyişiyle “utanç verici bir lüks, şatafat, savurganlık” içinde olan insanların yer aldığı Kıyamet Park’ta geçiyor. Hani romanda bir mekân elbette burası ama aslında bizlere hiç de uzak değil. Romanda dünya satranç tarihindeki önemli hamlelere referans verilmesi ise hikayenin sürprizi, bundan sonrası ise büyük bir macera… Alper Canıgüz’le bu macerayı ve ‘ünlü’ kahramanı Alper Kamu’ya dair merak edilenleri konuştuk.
‘Hepimizin Çocukluğu beni çok etkiledi’
Alper Kamu’yu anlattığınız üçüncü, toplamda da altıncı romanınız. Yazarlık hayatınızın başından bugüne kadarki zamanı düşündüğünüzde nasıl geçti bu altı kitaplı süreç sizce?
Göz açıp kaparcasına. Memleket açısından pek hayırlı bir dönem olmadığı herkesin mâlumudur zannediyorum. Akıl ve vicdanla mesafemiz herhalde hiç olmadığı, olmasının tahayyül edilemeyeceği kadar açıldı. Yazarlık hikâyeme gelince, diyebilirim ki başlangıçta hiç düşünmediğim, beklemediğim kadar geniş bir okur kitlesine ulaştı yazdıklarım, bu da memnuniyet verici açıkçası. Sizin okurlarınız Alper Kamu’yu herhangi bir polisiye karakteri sevdiğinden daha farklı seviyor. Bu sizce sadece çocuk olmasından mı kaynaklanıyor?
Çocuk olmasıyla ilgilidir ancak bununla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Yetmişli yaşlarında bir Alman eleştirmenin Alper Kamu’yla ilgili yazısına “Hepimizin Çocukluğu” başlığını atması beni çok etkilemişti. Bir yetişkinin zihin dünyasına sahip çocuğun, hepimizin dile getirdiğimizden daha fazlasını bildiğimize işaret ettiğini, bu yönüyle de, muktedirlere ‘Zannettiğiniz kadar aptal değiliz’ mesajını verdiğini iddia ediyordu yazar. Belki biraz bununla alakalıdır. Alper Kamu’nun arkadaşı Altan’a gelmek istiyorum. Alper Kamu ile zıt ve tuhaf bir ilişkileri var. Altan’ı yaratır, yazarken nereden yola çıktınız, neden öyle bir çocuk?
Altan’a ilham veren bir karakter vardı benim çocukluğumda açıkçası. Mahallede anlattığım hikâyelere, uydurduğum palavralara itibar etmeyen, benden dört beş yaş büyük kolejli bir çocuktu. Zekiydi, iyi eğitimliydi ve o güne kadar rahat rahat atıp tutan bana fena halde baltayı taşa vurduğumu hissettirmişti. Bu duyguyu kahramanımın da yaşaması gerektiğini düşündüm. Bir de artık Alper Kamu’nun sıkı bir rakiple yüzleşmesinin zamanı gelmişti.
Satranç önemli bu roman için. Siz bu romanı satranç üzerinden nasıl hamlelerle kurguladınız?
Satrançla ilgilenmeye başlayan herkesin ilk öğrendiği kavramlardan biri fedadır; uzun vadeli avantaj elde etmek için taş kaybetmeyi göze almak... Kıyamet Park’ın önemli temalarından biridir feda aynı zamanda. İki çocuk arasındaki rekabetin bir metaforu olan satranç, kahramanımıza neyin ne için feda edilebilir olduğunu sorgulatacaktır. Bayi toplantısı için gidilen mekânın, yani o lüks otel Kıyamet Park’ın isminden, neden ona bu ismi verdiğinizden bahsedebilir misiniz biraz? Hep birlikte el ele, şarkılar türkülerle dünyayı yok oluşa götüren bir yapıyı iyi anlatıyor diye düşündüm. Utanç verici bir lüks, şatafat, savurganlık içinde bir nümayişe tanık oluyoruz burada. Tam gaz giden bir kıyamet yolculuğu içinde sistemin kazananlarını, kaybedenlerini ve elbette araçlarını tanıyoruz. Alper Kamu büyüyecek mi yoksa hep bu yaşta mı kalacak?
O hep beş olan ve kalandır. Alper Kamu’nun büyümesi, onu özgün kılan niteliklerin yok olması anlamına gelir. Alper Kamu’nun dünyayla derdi bitmez ama bu kitaptakine değinecek olursak aidiyet ile özgürlük çatışması diyebiliriz. Kıyamet Park- Bir Kamu Davası 3 / Alper Canıgüz / Alfa Kitap / Roman / 248 Sayfa