Doğu Yücel
doguyucel@gmail.com 21 Ocak 2021, George Orwell’in ölümünün 71. yıldönümüydü ve bilin bakalım ne oldu, en az 20 yayınevi spontane bir şekilde kendi 1984 çevirilerini piyasaya sürerek Orwell’in ölüm yıldönümünü kutladılar! Yazarın ölümünden 70 yıl sonra telif haklarının düşmesi içinden zor çıkılır bir tartışma… Şimdilik oraya girmeden, İthaki Yayınları’nın distopya setine bakalım.
Mükemmel çeviri
Yayınevi zaten telif hakkı sahibi olduğu 3 distopya klasiğinin yanına 1984’ü de ekleyip her birine yeni kapaklar hazırlamış. Tabii kapaklardan ziyade çeviriler önemli. İthaki bu görevi Begüm Kovulmaz’a vermiş ve Celal Üster’in mükemmel örneğinden geri kalmayan bir çeviri ortaya çıkmış. 1949’da yayımlanan 1984, bu dört kitap arasından en çok satanı. Bunda dünyanın dört bir yanında otoriter liderlerin yükselmesi büyük rol oynuyor. Trump seçildiğinde kitap aniden Amazon’da 1 numaraya yükselmiş, yayıncı hemen yeni baskılar yapmak zorunda kalmıştı.
En değerlisi
Kare asın en eskisi ve birçok açıdan en değerlisi ise Yevgeni Zamyatin’in Biz’i. Diğer üçüne doğrudan esin vermesinin dışında Biz’i ayıran şey, kitabın yazım macerası. 1921’de yazılan roman, Stalin döneminin katı denetiminden geçemiyor ve basılamıyor. Üç yıl sonra kaçak bir kopya yurtdışında basılıyor. Bunun üzerine Rusya’da hain gibi görülen Zamyatin, Fransa’ya sürülüyor. Gerçekten de baskı atmosferinde yazılmasından dolayı Biz, okura o distopik şartları en iyi yaşatan eserlerden biri.
Sert bir itiraz metni
Ursula Le Guin, Biz için “bugüne dek yazılmış en iyi bilimkurgu eseri” dese de bana göre bu dördü arasında en çok bilimkurgu eseri niteliğinde olan Cesur Yeni Dünya’dır. Üreme teknolojileri, genetik bilimi, hipnopedi gibi birçok bilimsel konuya dair teoriler içerir, mekanlar ve icatlar vardır. Aldous Huxley’in 1932 tarihli eseri aynı zamanda bir hippi ütopyası gibi okunabilecek katmanlı bir romandır. Fahrenheit 451 de Biz gibi bu defa Amerika’da bir korku fırtınasının estiği dönemde yazılması nedeniyle önemli bir eser. Yazarların, senaristlerin kara listeye alındığı, hapse atıldığı McCarthy dönemi için çok sert bir itiraz metni aslında. Diğerlerinde güç totaliter düzeni zorla kurarken; Fahrenheit 451’de bu adeta halkın bir tercihidir. Böylece diğerleri sistem eleştirisi gibi dururken, Fahrenheit 451 toplumsal eleştiri olarak okunabilir.
Herkese günaydın!
1984’ün Büyük Birader’ini, Biz’in Velinimet’ini, Cesur Yeni Dünya’nın tanrısı Ford’u, Fahrenheit 451’in İtfaiyeciler’ini ve onlara esin veren Hitler’i, Stalin’i, McCarthy’i, hepsini günümüzde de görmek zor değil. Bu kitaplar belki de sisteme karışmış uyandırma servisleridir. Herkese günaydın! Kara Dörtleme Kutu Set: Biz - Cesur Yeni Dünya – 1984 - Fahrenheit 451/ İthaki Yayınları.