2007 yılında kurulan Siren Yayınları, sektörün kendi söylemini yaratan ve hareket kabiliyeti geniş temsilcilerinden. Yayınevi Genel Koordinatörü Erol Aydın ile kuruluş hikayelerini ve yeni projelerini konuştuk
Kendine has çizgisi ve bu çizgiye has kitaplarıyla dikkat çeken Siren Yayınları’nı, Yayınevi Genel Koordinatörü Erol Aydın’dan dinledik. Siren Yayınları nasıl doğup bugünlere geldi? 2007 yılında, yayın yönetmenimiz Sanem Sirer’le birlikte kurduk. O zaman hedefimiz, çağdaş edebiyatın farklı ve özgün seslerine ait bir edebiyat alanı oluşturmaktı. Geriye dönüp baktığımızda o günden bugüne Türkiye’nin kültürel ortamının nasıl da değişmiş olduğunu görmemek imkânsız tabii. 2007’de matbu basın, bugünkünden çok daha güçlü ve çok sesliydi; kitapların görüneceği ve gösterileceği alanlar da bu doğrultuda çeşitli ve genişti. Bugün bu ortamların daralmasıyla okurla daha yüz yüze, daha doğrudan ilişkilendiğimiz bir ortamdayız; bunun da farklı dinamikleri var. Siren Yayınları olarak kendinizi sektörde nasıl bir konumda değerlendiriyorsunuz? Türkiye yayıncılık sektörü “büyüklerin” yönettiği bir sektör. Büyük olmak her zaman avantajlı bir durum değil öte yandan, günümüz şartlarında uyum ve hareket kabiliyeti, “ebattan” çok daha önemli ve belirleyici olabiliyor. Siren kurulduğu günden bu yana kendi söylemini kendi kuran, kendi bakış açısını geliştiren, hareket alanı geniş bir yayınevi ve başarımızın sırrı da burada yatıyor. Siren, bağımsız bir yayınevi ve operasyonumuzun kalbinde, her kitabın biricik olduğu inancı yatıyor. .
“Sihir okurla ortaklaşa yaratılıyor”
Sektörün sorunları sizce neler? Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Sektörün sorunları pek çok; yıkıcı iskontolar, bağımsız kitabevlerinin göğüslediği sıkıntılar, panayır yerleri gibi kurgulanan fuarlar, dövize endeksli üretim maliyetleri dolayısıyla yüksek fiyatlar, vs. Biz yayımladığımız kitapları önemsiyoruz, onları önemseyecek okurlarla buluşmaları için çalışıyoruz. Basit geliyor kulağa ama tam olarak bu aslında; bağımsız yayıncılık faaliyetimizi sürdürmemizin temel motivasyonu buradan kaynaklanıyor, gerisi şartlara direnç. Siren Yayınları neler yapıyor bugünlerde? Siren, yeni kitaplar hazırlamakla meşgul; ekibimizi büyüttük, yeni senede yine dünya edebiyatının en yeni, en özgün ve en farklı seslerini okurla buluşturacağız. Podcast’ler, bültenler vs. gibi projelerimiz bir yana, bizi en çok heyecanlandıran özenle hazırladığımız Türkçe edisyonlarıyla okuruyla buluşacak olan kitaplarımız – Claudia Durastanti, Andrea Abreu, Hiroko Oyamada gibi yepyeni sesler var programda. Sabırsızlanıyoruz. Siren Yayınları yılda kaç kitap basıyor? Yıllık adet değişkenlik gösteriyor. Ezberimizde formüllerimiz yok, nihayetinde edebiyat odaklıyız, çoksatar operasyonlarından farklı pratikler ve öncelikler güdüyoruz. Kitapları satış bağlamında değil, nitelikleri üzerinden ele almayı tercih ederim. Biricik kılmak uğruna çaba sarf ettiğimiz kitaplarımızı numerik olarak indirgemek bize göre değil. Bir kitabın çok satacağının sinyalini nasıl alıyorsunuz? Bir kitabın çok satacağını uluslararası markörler üzerinden kestirebilirsiniz; bu, öyle çok abartılacak bir olay değil. Çoksatar yaratmak ise apayrı yetiler gerektiriyor; uzun ömürlü kitaplar yaratmak da öyle. Stratejimiz hep kitaba odaklı düşünmek ve iyi bir çeviri, iyi bir edisyonla yola koyulmayı içeriyor. Gerisindeki sihir okurla ortaklaşa yaratılıyor, iyi kitap okurunu buluyor.
Siren Yayınları Tüm Zamanlar En Çok Satanlar Listesi
Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü / Etgar Keret
Yeraltı Demiryolu / Colson Whitehead
Yengeç Dönencesi / Henry Miller
Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın / Jonathan Safran Foer
Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım / Herta Müller