Hülya Çelik
Her yıl heyecanla beklenen ve bu yıl on üçüncüsü düzenlenecek olan İTEF (İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali), 1-5 Haziran arasında gerçekleşecek. Bu yılın teması ‘Bulutların Üstünde Edebiyat’, çünkü tıpkı bulutlar gibi edebiyat da özgürce gezecek, sınırları aşıp bize başka topraklardan yağmurlar; uzak diyarlardan hüzünler, acılar ve sevinçler getirecek bu yıl. Bulutların rotası sırasıyla Norveç, Fransa, Suriye, Amerika, Avustralya ve Arjantin olacak. Geçen yıla kadar yüz yüze etkinliklerle, geçtiğimiz yılsa hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak düzenlenen festival, bu yıl ilk kez yalnızca çevrimiçi. İTEF 2021’in açılış konuğu Norveç edebiyatının en önemli ve en özgün çağdaş yazarlarından Vigdis Hjorth olacak ve Türkçedeki ilk kitabı Miras hakkında konuşacak. Dilek Başar çevirisi ve Siren Yayınları etiketiyle yayımlanan Miras, kutsal aile kavramına ve birçok yaraya dokunduğu için Norveç’te ve tüm dünyada büyük ses getirdi ve çok tartışıldı. Aileyi haksız bir dille eleştirdiği iddia edildi. Kız kardeşi aileyi çok farklı resmeden bir karşı kitap yazarak adeta Hjorth’a savaş açtı. Vigdis Hjorth ve çok ses getiren kitabı Miras hakkında konuştuk.
İyi ailenin kıymetini bilin
Miras’ın ‘en politik’ romanınız olduğunu söylüyorsunuz. Aile ilişkilerine dayanan ve çok güçlü bir psikolojik altyapısı olan bir hikâyeyi neden politik olarak yorumladınız? “Diğerleri” hakkındaki hikâyelerin ve suçların gücü, sorumluluğu ve paylaşımı söz konusu olduğunda, büyük politikalarda meydana gelen tüm mekanizmalar aile için de geçerli.
Miras, Jung ve Freud gibi düşünürlerin izlerini taşıyan; rüyalar, bilinçaltı ve hatta Elektra kompleksi gibi bilimsel konulara da değinen bir metin. Tüm bu psikolojik durumları terim olmaktan çıkarıp hikâyeleştirmek ve bunu da oldukça duru bir dille yapmak zor muydu sizin için? Hayır zor değildi çünkü öncesinde felsefe hakkında çok fazla şey okudum. Bunu bilge olmak için değil hayatın içinde kullanmak, daha iyi yaşamak ve bana yardımcı olmasını sağlamak için yaptım. Freud, Jung, Kierkegaard ve Wittgenstein her zaman benimle, her biri benim düşünce ve yazın dünyamın ayrılmaz birer parçası.
“Aile her şey değildi” diyorsunuz hikâyenin bir yerinde. Sizin hayatınızda aile nerede duruyor, ne anlama geliyor? Sevgi dolu, anlayışlı ve destekleyici bir aileniz varsa bunun kıymetini bilmelisiniz, gerçekten çok önemli. Eğer yaralı, paramparça bir aileden geliyorsanız sizin de yaralı ve paramparça olmanız kaçınılmaz. Bu durumda diğer insanlara, yakın arkadaşlara ya da iş arkadaşlarına sarılmak daha akıllıca.
Nasıl takip edeceğiz?
Beş gün boyunca devam edecek olan etkinlikler 20.00-21.00 arasında gerçekleşecek (ilk kapanış etkinliğinin saati 15.00-16.00) ve tümü Zoom üzerinden (İTEF internet sitesinden kayıt yaptırarak) ve İTEF sosyal medya hesaplarından canlı olarak takip edilebilecek. Etkinlikler simültane çeviri destekli olacağından Türkçe olarak izlenebilecek.
Program
1
Haziran: Vigdis Hjorth/ Miras/ Moderatör: Serda Kranda Kapucuoğlu 2
Haziran: Maud Ankaoua/ Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü/ Moderatör: Feride Çetin 3
Haziran: Halid Halife/ Bu Şehrin Mutfaklarında Bıçak Yok/Moderatör: Ayça Derin Karabulut 4
Haziran: Patrick Ness / Moderatör: Elçin Demiröz Duru 5
Haziran:
1. Heather Morris/ Auschwitz Dövmecisi ve Cilka’nın Yolculuğu/ Moderatör: D. Ayça Çakmak / 2. Agustina Bazterrica/ Leziz Kadavralar/ Moderatör: Yankı Enki