Herkesin evi aslında kendisi

Dijtal platform Exxen’de yayınlanan Katarsis programının yapımcı ve sunucusu, uzman klinik psikolog Gökhan Çınar, yeni kitabı ile karşımızda. Benim Evim Neresi - Yarasız Çocukluk Yoktur, çocukluk yaralarımızın arasında dolaşıyor

Kahraman Çayırlı
Uzman klinik psikolog Gökhan Çınar’ın yeni kitabı Benim Evim Neresi - Yarasız Çocukluk Yoktur, (Destek) Umut’un parça parça büyüme (belki de büyüyememe) hikayesini, ince ince ve çok hisli anlatıyor. Biraz da bir fotoğrafçının kendi fotoğraflarını çekmesine benzettiğim bu kitap, dokunaklı cümlelerle örülü. Çınar ile yeni kitabını, çocukluk yaralarımızı konuştuk. Size bu kitabı yazdıran çıkış noktasını anlatabilir misiniz? Bütün hayatım boyunca en çok meşgul olduğum şey: İnsanın büyüme hikâyesi... Bir klinik psikolog, psikoterapist olarak 20 yıla yakın zamandır büyüme hikâyelerine eşlik ediyorum, bir eşlikçiyim aslında orada; daha doğrusu çocukluğun, ergenliğin, gençliğin herhangi birinden, bir yerinden, büyüyemediğimiz yerlerden tekrar büyümeye çalışma hikâyeleri bunlar. Aslında insanın hayattaki bütün çabası da bu galiba…  Bunca çocukluk yarasıyla sağlıklı büyüyebilir miyiz?  Bence büyümek için her zaman umut var. Bizi büyütenler de kendi büyüme hikâyelerinden yaralılar. Tabii, yarasız çocukluk yok ama hep üstüne basa basa söylüyorum; insan belli bir süre sonra 15’ine, 20’sine, 25’ine, 30’una gelip de “Ben de böyle oldum çünkü bana böyle davranıldı,” diye yaşayamaz. Çünkü insan kendini de büyütmek durumunda hayatın içerisinde. Kitabımda da dönüşümün anahtarlarıyla ilgili de bir şeyler söyledim. “Babam kırılan camlardan odama ayna yaptı,” diyorsunuz kitapta. Siz o aynaya hiç bakabildiniz mi?  Yüzleşmek çok kolay değil. Baba da çok temel, o yara açan, kırıkların sebebi olan figürlerden bir tanesi Umut’un hayatında. Çok temelde anne-babamızdan öğrendiklerimizi ya da hissettiklerimizi çok unutmuyoruz. Anıları unutabiliyoruz da hissettirdiği duyguları unutamıyoruz… Ben geç de olsa bakabilenlerdenim aynaya. Kendi babasıyla yüzleşebilen çocuklardanım.  Kitapta Perihan Abla dizisinden bahsediyorsunuz. Dizi sizin için hangi duyguları ve anıları ifade ediyor? Gerçekten hayat gibi, yani gerçek hayatta yaşanmış gibi hatırladığım anlar ve sahneler var Perihan Abla dizisinden. Bence o dizinin içerisinde gerçekten de kirlenmemiş bir vicdanı, tertemiz bir dünyayı anlatan hisler var. Çocukluğun tadı var, biraz buruk, kendi hikâyeme baktığım zaman. Ama o burukluğun yanında bazen böyle tertemiz aynalar görmek gibi Perihan Abla’yı izlemek.  Bu kitabı yazmak “Umut!”u yeniden bulma arayışı sürecinizde size yardımcı oldu mu? Yardımcı oldu. Bembeyaz umutlara ya da lekesiz, pürüzsüz hayallere, hayatlara çok inanmıyorum. Hayatın içerisinde düşmeden kalkmanın olmadığını biliyorum. O yüzden de “Umut”a gitmenin yolunun da bütün umutsuzluklarla tek tek yüzleşmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü umutsuzluklar gelecekle ilgili değildir, “gelecekten umutsuzum” diye kurarız cümleyi ama o cümlenin aslı “geçmişten umutsuzum”dur. Sonunda bir duygusal arınmayı yaşayarak bitirdim ben kitabı.   “Evimiz” gerçekten neresi?  Bence bizim evimiz “biziz”. Zaten “benim evim benmişim” diyor Umut da kitabın içerisinde. Ama bu ev hepimiz için çok huzurlu, çok tamam olmuş, çok kendini gerçekleştirmiş, çok her şeyin yolunda gittiği ya da çok sakin kalınan, huzurlu olunan bir ev değil. Bizim evimiz biziz. Ve geldik mi yetişkin yaşlara; bu eve bir bakım yapmak lazım, belki bu evi tekrar inşa etmek lazım… Yeni kitabım biraz da aslında evimizi yeniden inşa etme umudu; yani kendimizi ve kendi iç sığınağımızı… Dış dünyadan ne kadarını içeri alacağımızı seçebildiğimiz, dış dünyaya ne kadarını kapatacağımızı kapılarımızın, bilebildiğimiz.  Benim Evim Neresi- Yarasız Çocukluk Yoktur / Gökhan Çınar / Destek Yayınları / Deneme / 192 sayfa  
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız