İyi bildiğiniz o şiir acaba neden yazılmıştı?

Haluk Oral’ın bir arkeolog sabrı ve titizliğiyle kazdığı şiirlerin altından çıkan hikâyeler, Şiir Hikâyeleri’nde yeniden bir araya geldi

Hülya Çelik
İlk olarak 2008 yılında İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle yayımlanan Şiir Hikâyeleri, Everest Yayınları tarafından yapılan yeni baskısıyla raflarda yerini aldı. Şiirler ve şairler üstüne oldukça titiz ve arşivlik bir çalışma olan 11 bölümlük kitabın her bir bölümü bir şiire; şiirin ardındaki gizlere, hikâyelere, yazılma nedenlerine ve esin kaynaklarına değinirken kitabın sonunda bir de sürpriz bir roman çıkıyor karşımıza. Doğan Hızlan’ın kitabın açılışında yazdığı “Şairin, şiirin ardındaki giz” bölümünde de dediği gibi, “Haluk Oral gerçekten de ilgi çekici bir edebiyat arkeoloğu.” Bizim okuyup geçtiğimiz metinler onun için gerçekten de birer kazı alanı sanki. Biyografik ögeler de var yazdığı metinlerde, ayrıntılı incelemeler ve hatta şiirlerin farklı basımlarda uğradığı değişimler de. Böylesine zahmetli bir işin altına nasıl girdiğini, bu kazı çalışmasına nasıl başladığını ise şöyle anlatıyor Haluk Oral: “Aslında bir kitap yazmak niyetiyle başlamadım. Şiir ve şairlerle ilgili kitap, belge toplamaya meraklıyım. Aralarında ilginç bağlantılar gözlemledikçe dost meclislerinde anlattım. İhsan Yılmaz ve Doğan Hızlan bunları Hürriyet Gösteri dergisi için yazmamı istedi yıllar önce. O yazılar Şiir Hikâyeleri’nin temelini oluşturdu.”
Lavinia (Mevhibe Beyat)

Lavinia’nın kimliğinden Nâzım’ın Kurtuluş Savaşı Destanı’na 

Şiirlerin üstündeki perdeyi kaldıran hikâyeler, Özdemir Asaf’ın “Adını gizleyeceğim / sen de bilme…” dediği Lavinia’nın kimliği, hayatı ve şairin Oktay Akbal’la yaşadığı ilginç tesadüfle başlıyor. Nâzım’ın Kurtuluş Savaşı Destanı ve Mehmet Akif Ersoy için yazdığı “Büyük şair…” dizesinin başına gelenlerse ikinci sırada. Ahmed Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim’i ve şiirin muhtelif basımlarda günün siyasi koşullarına göre değişen halleri geliyor ardından. Melih Cevdet Anday’ın hayatında bir dönüm noktası olan şiiri Tohum, Orhan Veli’nin Efsane adlı şiirinin Divan şiirine ve Yahya Kemal’e dayanan ilginç öyküsü, Necip Fazıl Kısakürek’in o herkesin yanlış yorumladığını düşündüğü meşhur şiiri Kaldırımlar, Orhan Kemal’in pek de aşina olmadığımız şair yanı, yine Orhan Veli’nin kaleminden dökülen “Uzanıp yatıvermiş sere serpe / Entarisi sıyrılmış hafiften…” dizelerinin güzeller güzeli ilhamı Bella, Ahmet Haşim’in O Belde şiirinin sadeleştirilme serüveni… Her bir hikâye için ayrıntılı arşiv çalışması yapan Haluk Oral, “Kitaptaki şiirler kendilerini belirlediler bir bakıma,” diyor. “Sevdiğim pek çok şiir var ama hepsiyle ilgili malzeme geçmedi elime. Bulabildiklerimden yola çıkarak yazdım. Bir de herkesin bildiklerini tekrar etmekten kaçındım.”

Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ının ardındaki aşk hikayesi

Şiir hikâyeleri akıp giderken kitabın sonunda bir sürprizle, bir roman hikâyesiyle karşılaşıyoruz: Oğuz Atay’ın unutulmaz eseri Tutunamayanlar. Bu bölümü “Tutunamayanlar ve Sevin Seydi” başlığıyla sunuyor Oral. Tutunamayanlar’ın –kendi arşivinde bulunan- 1970 tarihli daktilo nüshasından, kitabın basılı haliyle bu nüsha arasındaki farklardan bahsediyor. TRT Roman Ödülü’nü almasının ardından basılan kitabın kapak tasarımı için düşünülen isim Sevin Seydi… Yaşadıkları aşkın hikâyesini de “Bence, Oğuz Atay-Sevin Seydi ilişkisinin gizlerine biraz olsun ulaşabilen ve abartmadan psikolojik tahlil yapabilme yeteneği olan bir yazar, tek taraflı bir aşkın masaya yatırıldığı ve en az Tutunamayanlar kadar etkili olabilecek bir roman yazabilirdi,” diye yorumluyor Haluk Oral.  Bunca mühim eseri yalnızca okumak bile bir ömür sürerken okumakla yetinmeyip altını kazımak, hikâyesine ulaşmak kolay bir iş değil elbette ve bu yüzden kitabı yazmadan önce uzun bir çalışma ve araştırma döneminden geçtiğini anlatıyor Haluk Oral. Ve güzel haber: Haluk Oral kazılarına devam ediyor…

Kitaptan

Lavinia’nın hikayesi: “Mevhibe Beyat, Özdemir Asaf’ın kendisine beslediği platonik aşkla Lavinia olarak edebiyatımıza girmiştir. Fakat Lavinia, Özdemir Asaf’a aşık değildir. İlk aşkı, ünlü ressam ve hocası Edip Hakkı Köseoğlu’dur. İkincisi ise İlhan Selçuk. Gerisi? Gerisi diye bir şey yoktur Mevhibe için…” Orhan Veli’nin Bella’sı: “Orhan Veli uzun yıllar boyunca Bella’ya kur yapacaktır. Bir de isim bulmuştur ona: Düşes. Karşı adlı kitabını 1949’da Bella’ya verirken ilk sayfasına ‘Bu iş böyle yürümez, duchesse!’ diye yazacaktır.” Oğuz Atay’ın yaşamındaki en önemli kadın: “Sevin Seydi, Oğuz Atay’ın yaşamındaki en önemli kadındır. Tutunamayanlar’ı onunla olduğu çok kısa dönem içinde yazmıştır, Tehlikeli Oyunlar’ı ise onun yokluğunun getirdiği gittikçe büyüyen dayanılmaz acı içinde…”
  • Şiir Hikâyeleri / Haluk Oral / Everest Yayınları / Şiir-İnceleme / 190 Sayfa
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız