Aybike Ertürk’ün romanı Kibirli Palmiye – Kara Bir Yol Hikâyesi hayatları mezarlıkta kesişen üç kişinin çıktığı tekinsiz bir seyahati anlatıyor
Hülya Çelik
Varlığı yokluğu bir olan bir baba, varlığı yokluğundan beter hasta ruhlu bir anne ve ikisinden de beter, kötülükten haz duyan bir babaannenin ortasında büyüyen Ahu… Korsan taksici Osman ve ruhu sevgiye aç, küçük bir kız çocuğu olan Melek…
Sayfalar yol gibi akıyor
Üç gün süren bu kapkara yol hikâyesi ilk bakışta bir varoluş sancısı, kendini arayış gibi görünse de aslında tam tersine kaybolmaya, umudunu yitirmeye, mutlu olmaya değil de mutsuzluğa son vermeye doğru dengesiz, tekinsiz bir gidiş. Nereye varacağını bilmediğiniz bir yolculuğa çıkar mıydınız? Normalde hayır ama kafanızın içinde birileriyle, size yapılanlarla ya da kendi yaptıklarınızla kavgaya tutuştuysanız, evet. Başkahraman Ahu’nun Cerrahpaşa’nın bahçesindeki kibirli palmiyeyle başlayan kavgası, Alanya’nın o güzelim palmiyelerine kadar uzanıyor. “Evsizlik” ve “annesizlik” gelip başköşesine oturmuş bu hikâyenin. Yoldalar çünkü üçünün de güvenli bir kabuğu yok. Aybike Ertürk’ün duru dili sayesinde sayfalar yol gibi akıp gidiyor Kibirli Palmiye – Kara Bir Yol Hikâyesi’ni okurken. Kibirli Palmiye – Kara Bir Yol Hikâyesi / Aybike Ertürk / Destek Yayınları / Roman / 280 Sayfa