Hermès’in Satış ve Dağıtımdan sorumlu Başkan Yardımcısı Florian Craen, TL değer kaybetse de pandemi herkesi eve kapatsa da Türkiye’den ümitlerini hiç kesmediklerini söylüyor. Geçen yıl Türkiye’deki en iyi yılını geçiren markanın çok satanları hazır giyim ve ayakkabı koleksiyonu
Pınar Çelikel
pinar@gazeteoksijen.com.com Malum, Zeus ile Maia’nın oğlu Hermès, Antik Yunan dünyasının en ele avuca sığmayan tanrısıdır. Daha bebekken kundağını çözüp hayata atılır, Olympos’ta ne yapılacaksa en önde o vardır. Bu dünyada ve hatta öbür dünyada ayak basılmadık yer bırakmaz. Babasının buyruklarını insanlara o iletir. 1837’de Hermès’i yaratan Fransız Thierry Hermes, markası için bu tanrının sadece adından değil DNA’sından da ilham almış. Her zaman önden giden, dünyanın her yerinde saygıyla karşılanan ve köklerini bağlı kalıp yüzünü yeniliklere dönen… Bu hafta yenilenerek açılan İstinye Park mağazasını gezen tüm konukların dilinde markanın bir yandan kendini yenilerken diğer yandan her zaman köklerine bağlı kalması vardı. Bunu ne kadar iyi başardığı… Bir süredir kapalı olan mağaza yenilendi ve görkemli bir davet ile yeniden markanın hayranlarıyla buluştu. Neredeyse sekiz yıldır Hermès’in Satış ve Dağıtımdan sorumlu Başkan Yardımcısı Florian Craen, markanın 12 yıllık İstanbul hikayesinin neredeyse tamamına hakim. Hermès’te çalışmaya başladığında yıl 1997’ymiş. Yıllar içinde İngiltere ülke müdürü ve sonrasında da Kuzey Asya ülkeleri sorumlusu olarak görev de yapmış. Florian Craen, İstinye Park mağazasının açılışından bir gün önce sorularımızı yanıtladı. Hermès, Türkiye pazarına girdiğinde tüm dünya 2008 ekonomik krizini konuşuyordu. Pandemiden yeni çıkmaya çalıştığımız bugünlerde Türkiye’ye yeniden önemli bir yatırım yapıyorsunuz. Bu kararınızın ardında hangi dinamikler var? Bu tarz önemli yatırımlara hızlı karar vermiyoruz. Her karar neredeyse üç yıl önceden alınıyor. Planlamaları, risk analizleri yapılıyor. 2009 yılında Türkiye pazarına girdiğimizde dünya zor zamanlardan geçiyordu. Ama bu yatırımı yaptığımız için hiç pişman olmadık. Her zaman çok iyi satışlar yakaladık. Yine pandemiden çok önce karar vermiştik İstinye Park mağazasının yenilenmesine. Bazen zor gibi görünen dönemler avantaja dönebiliyor. Şimdi de öyle olacağına inanıyoruz. Hermès’in Türkiye macerasında en iyi yılı hangisiydi? Cevabım sizi şaşırtacak ama geçen yıl en iyi yılımızdı Türkiye’de. Satışlardan her zaman memnunduk. Tabii bunda mağaza sayımızın artmasının da etkisi var. Özellikle Havaalanı mağazası bence en iyi hava alanı mağazalarımızdan biri. Türkiye’deki müşteri profiline baktığınız zaman, bunu Türkler mi oluşturuyor daha çok, yoksa Türkiye’de turist olan yabancılar mı? Türkiye’deki müşterilerimizin önemli bölümü İstanbul’da yaşıyor. Hepsinin Türk olduklarını söyleyemem çünkü aralarında iş için şehirde ikamet edenler de var. Ama sanıldığının aksine turist olarak Türkiye’ye gelip Hermès’ten alışveriş yapanların sayısı daha az. Türkler Hermès’i seviyor. Peki Türkiye’de en çok ne satıyorsunuz? Çanta, parfüm ya da eşarp? Hangi ürün gamınız en çok ilgiyi görüyor? Son zamanlarda klasik eşarplar ve çantaların yanı sıra hazır giyim koleksiyonumuz çok ilgi görüyor. Bu koleksiyona çok emek verdik, karşılığını görmesi bizi çok mutlu ediyor. Yeni mağazamızda da geniş bir hazır giyim koleksiyonuna yer verdik. Özellikle ayakkabı satışlarında hem erkekte hem de kadında bir artış görüyoruz. En çok ayakkabı satıyoruz diyebilirim. Son yıllarda Türk lirasının euro karşısında değer kaybetmesi buradaki işlerinizi etkiledi mi? Satış adetlerinizde bir azalma yaşadınız mı? Başka ülkelerde de benzer ekonomik durumlar yaşıyoruz. Biz üretimimizi Fransa’da yapıyoruz. Ürünlerimiz oradan geliyor İstanbul’a. Elbette bunun ciddi bir maliyeti var. Ama son yıllarda bu masrafları müşterilerimize yansıtmamaya çalışıyoruz. Yüzde 30 oranında indirim yapmış sayılırız. Şu anda Paris’teki Hermès mağazasında bir ürün kaç euro ise İstinye Park mağazasında da fiyat aynı. Ve hayır müşteri sayımızda bir kayıp yaşamıyoruz. Pandemide çalışma biçiminizde nasıl değişiklikler oldu? Günümüzde yaşadığımız dünyanın stabil olmadığını daha önce başka olaylarda da görmüştük ama pandemi bambaşka tabii. 2020’nin ikinci yarısında mağazalarımızın yüzde 80’i kapalıydı. Ama elbette ki çalışmaya devam ettik. Ayrıca inanılmaz bir potansiyelimiz olduğunu fark ettik. Her şeye alıştığımızı, her ortamda bir şekilde devam edebildiğimizi gördük. Bu öğrendiklerimizi kullanmaya devam edeceğiz. Türkiye’ye geldiniz mi? Evet üç kere geldim İstanbul’a. Hepsi iş içindi, henüz tatil için gelemedim. İlk geldiğimde havaalanından otele giderken trafikte gördüğüm kaos beni tedirgin etmişti. Sanki bu şehri sevemem gibi gelmişti. İkinci geldiğimde şehre hayranlıkla bakıyordum. Hiçbir şehir İstanbul gibi değil. Kendine ait bir ritmi var. Bir Avrupa’dasınız sonra Asya’da. Büyüleyici bir şey. Hermès, İstinye Park’taki yeni yüzüyle Türk müşterilerine nasıl bir mesaj vermek istiyor? Yeni mağazamızda da müşterilerimizin rahat etmelerini, kendilerini iyi hissetmelerini hedefliyoruz. Gelip koleksiyonlara göz atsınlar, bir fincan çay da da kahve içsinler. Kısacası tıpkı ürünlerimizi kullanırlarken olduğu gibi burada vakit geçirirken de keyif alsınlar. Lüks markalar fark yaratmak için sanata destek veriyorlar. Hermès’in bu konuya bakış açısı nedir? Sanat bizim için önemli bir kavram. Tüm dünyadaki mağazalarımızın vitrinleri konusunda önemli sanatçılardan destek alıyoruz. Yılda dört kere değişiyor mağaza vitrinlerimiz. Her bir vitrin birer sanat eseri gibi görünüyor. İstanbul’un yeni vitrini de dikkat çekecek. Fotis Evans’ın bir çalışması var vitrinde. İstinye Park’ın mavi tasarımı ve dış cephesi göz kamaştırıyor. Kim tasarladı? Paris’teki mimarlık ofisi RDAI mağazaya özel tasarladı dış cepheyi. Mavi rengin ilham kaynağı Akdeniz ve İstanbul şehri. Boğaz’ın dalgaları gibi görünüyor baktığınızda. Ayrıca yerli sanatçıları desteklemeyi de çok seviyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuda iş birliklerimizi duyacaksınız.
İstinye Park mağazasında neler var?
• Hermès, yenileme çalışması sonrasında İstinye Park’taki mağaza alanını neredeyse iki katına çıkardı. • Mağazanın dış cephe tasarımı cilalı terakotadan yontulmuş mavi bagetlerden oluşuyor. • Ziyaretçiler önce renkli kadın ve erkek ipek koleksiyonunu görüyorlar. Ardından aksesuarlar, parfümler ve güzellik ürünleri ile karşılaşıyorlar. • Tekstil ve yemek takımlarını içeren ev koleksiyonları için büyük bir alan ayrılmış. Bir kanatta deri ürünler, diğer kanatta ise takılar ve saatler yerini almış. • Yeni bir VIP lounge alanı oldukça sade görünüyor. • Sanat eserlerinin önemli bir kısmı Paris’teki Emile Hermès koleksiyonundan geliyor. Aralarında vintage katalog görüntüleri, yağlıboya tablolar ve çarpıcı bir Osmanlı etriye çifti de var. •Mağazada Hermès’in sanata desteğini yansıtan eserler yer alıyor. Antoine Carbonne, Sanaé Nicolas ve Isabelle Barthel gibi çağdaş sanatçılara ısmarlanmış orijinal eserler bir galeri gezer gibi ziyaret edilebilir.