New York Times analizi: Seçimler yaklaşırken Erdoğan, Yunanistan ile gerilimi tırmandırıyor

Türkiye ile Yunanistan arasında son dönemde yeniden tırmanan gerginlik, Prag'da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu'nun ilk toplantısına da yansıdı. New York Times Erdoğan ile Miçotakis arasında yaşananları ve Ankara-Atina krizini yazdı

Steven Erlanger / The New York Times

Önceki hafta Prag'da kapalı bir akşam yemeğinde Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis 44 Avrupalı ​​lidere hitap ederken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sözünü kesti ve bir atışma yaşandı.
Avrupalı ​​diplomata ve yemekte bulunan iki üst düzey Avrupalı ​​yetkiliye göre Erdoğan odadan çıkmadan önce Miçotakis'i Doğu Ege'deki anlaşmazlıkları çözme konusunda samimiyetsizlikle suçlayarak Avrupa Birliği'ni, üyeleri Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın yanında tavır almakla suçladı. Diğer katılımcılar şaşkın ve sinirli bir şekilde yemeklerini bitirirken Erdoğan düzenlediği basın toplantısında Yunanistan'a ateş püskürdü.

"Bu çıkış aslında ilk değil"

"Bir gece aniden gelebiliriz" diyen Erdoğan bir muhabirin bunun Yunanistan'a saldırmak anlamına gelip gelmediğini yolundaki sorusuna "Aslında anladınız" diye yanıt verdi. Bu çıkış aslında ilk değil. Önümüzdeki ilkbaharda yapılacak seçimler öncesinde artan siyasi ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan Erdoğan geçen yazdan beri normalde askeri şahinlerin ve aşırı milliyetçilerin kullandığı bir dil kullanarak NATO müttefikine yönelik tehditleri artırıyor. Bir savaş çıkacağını öngören diplomat ve analistlerin sayısı az olsa da Avrupalı ​​diplomatlar arasında siyasi açıdan tehdit altında olan Erdoğan'ın komşuları için giderek daha tehlikeli hale geldiği ve kazaların yayılabileceği hissi güçleniyor.

"Krize ihtiyacı var"

İsminin açıklanmasını istemeyen Türkiye uzmanı bir diplomat The New York Times'a yaklaşık 20 yıllık iktidarının ardından ülkesindeki durumu sallantılı hale gelen Erdoğan'ın duruşunu dengelemek için krize ihtiyacı olduğunu aksi halde ise kendisinin bir kriz yaratabileceğini söyledi. 

Birliğini koruma çabalarını zorlaştırır

NATO üyesi olan Yunanistan ve Türkiye arasındaki artan gerilim; Avrupa'nın Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı ve artan ekonomik çöküşü karşısında, birliğini koruma çabalarına yeni ve zorlu bir boyut ekleme tehdidi barındırıyor. Erdoğan zaten NATO ortakları için meşakkatli ve öngörülemez bir müttefik haline gelmiş durumda. Ekonomik zorluklar ve zorlu bir coğrafyada Türkiye için istikrarlı bir güvenlik alanı oluşturma arzusu Erdoğan'ı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e daha da yaklaştırdı.

Türkiye'ni enerji merkezi haline gelme olasılığı

Erdoğan, özellikle Ukrayna'nın tahıl ihracatına izin verme anlaşmasında Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapma çabaları nedeniyle müttefiklerin açık eleştirilerinden bir ölçüde korundu. Ancak Rusya'ya yaptırım uygulamayı reddetti, TürkAkım boru hattı üzerinden Rus gazı almaya devam ediyor ve Moskova'dan enerji faturalarını geciktirmesini istedi. Erdoğan önceki hafta perşembe günü Kazakistan'da Putin ile bir araya geldi ve ikili Baltık Denizi altından Almanya'ya giden boru hatlarının hasar görmesinin ardından Türkiye'nin Rusya'dan daha fazla gaz ihraç ederek bir enerji merkezi haline gelmesini konuştu. Ancak bu ortamda ilgi çeken şey Yunanistan'a karşı yükselen retorik.

"Sorunlar tansiyonu yükseltme fırsatı sağlıyor"

İstanbul merkezli araştırma kurumu EDAM'ın direktörü Sinan Ülgen, Erdoğan'ın eylemlerinin seçimle alakalı bir yönü olduğunu kabul ediyor. Ancak, Ülgen'e göre kronik istikrarsızlığı ve tehlikeli gerilimleri besleyen, derin ve yerleşik sorunlar da var. Ülgen “Türkiye ve Yunanistan arasında bir dizi çözülmemiş ikili anlaşmazlık var. Bu da Ankara veya Atina'daki bir politikacı, tansiyonu yükseltmek istediğinde bunun için uygun bir ortam sağlıyor” dedi.

"İki ülkede de seçimler yaklaşıyor"

İki ülke 1970'lerde Ege'de, 1995-96'da Doğu Akdeniz'deki ıssız bir kaya oluşumu üzerindeki hak iddiaları nedeniyle, 2020'de de tartışmalı sularda enerji arama konusunda neredeyse savaşa girecekti. Ülgen, "Şimdi yine başladık. Neden? Türkiye ve Yunanistan'daki seçimler yüzünden” diye konuştu. Miçotakis de kampanya havasında. Önümüzdeki yaz yapılması beklenen seçimler öncesinde muhalif politikacıların ve gazetecilerin telefonlarına yerleştirilen casus yazılımlar nedeniyle ortaya çıkan ve devam eden skandaldan zarar gördü. Türkiye'de olduğu gibi, Yunanistan'da da vatanseverliğe eski bir düşmanla yapılan iyi bir tartışmadan daha fazla hitap eden bir şey yok.

Miçotakis'in mesajları

Miçotakis gerilimi yükseltmemeye diğer yandan da kararlı görünmeye çalıştı. Prag'da verilen yemekte Erdoğan'ın cepheleştiği Miçotakis liderlerin sorunları çözmesi ve yeni sorunlar yaratmaması gerektiğini, tüm konuları tartışmaya hazır olduğunu ancak Türkiye'nin Yunan adalarının egemenliğini tehdit ederken sessiz kalamayacağını söyledi. Yakın tarihli bir politika konuşmasında, "Hayır Sayın Erdoğan, zorbalığa hayır" dedi. Gazetecilere verdiği demeçte, iğneleyeceği sözlere rağmen Erdoğan ile görüşmeye açık olduğunu ve askeri çatışmanın olası olmadığını düşündüğünü söyledi. Miçotakis "Bunun olacağına asla inanmıyorum. Ama, Tanrı  korusun, böyle bir şey olursa Türkiye kesinlikle yıkıcı bir cevap alır" dedi. Miçotakis bu sözlerle son dönemde Fransa ve ABD ile genişlettiği savunma anlaşmaları kapsamında geliştirilen Yunan askeri yeteneklerine atıfta bulunuyordu.

F-35 ve  F-16 kozları

Miçotakis ayrıca Erdoğan'ın Rusya ile ilişkilerinden dolayı ABD'nin duyduğu rahatsızlığı ve Finlandiya ile İsveç'in NATO'ya katımına onay vermeyi geciktirmesini Atina ile Washignton'ın ilişkilerini geliştirmek için kullanıyor. Geçen mayıs ayında ABD Kongresi'ne hitap eden ilk Yunan başbakanı olan Miçotakis, Kongre üyelerini Türkiye'ye silah satışını yeniden değerlendirmeye çağırdı. Miçotakis Yunanistan'ın F-35 alacağını söylerken; Rusya'dan hava savunma sistemi satın aldığı için F-35 programından çıkarılan Türkiye, NATO genişlemesi konusunu bir koz olarak kullanarak daha fazla F-16 ve modernizasyon kiti almak için baskı yapıyor. Yunanistan ile gerilimi dikkatleri başka yöne çekmek ve destek toplamak için kolay ve geleneksel bir yol haline getiren Erdoğan ülkesinde önemli sorunlarla karşı karşıya.

"Mülteci tepkisi artıyor"

Ülkede resmi enflasyon oranı yılda yüzde 83, gerçek oran büyük olasılıkla daha yüksek. Para biriminin de değer kaybetmesiyle Erdoğan iktidarının ekonomi yönetimi felaket. Pennsylvania Üniversitesi'ne bağlı Wharton School'dan Bilge Yılmaz'a göre Türkiye'nin 2013'te 12 bin 600 doları aşan kişi başına gayri safi yurtiçi hasılası şu anda yaklaşık 4 milyon Suriyeli mültecinin de dahil edildiği gerçek nüfus hesabına göre bugün yaklaşık 7 bin 500 dolara düştü. Erdoğan, konvansiyonel ekonomik tavsiyelere karşı çıkarak faiz oranlarını düşürmeye devam etti. Erdoğan'ın seçimi kaybetmesi durumunda muhtemel maliye bakanları arasında adı geçen Yılmaz, "Para politikasını tersine çevirmemiz gerekiyor. Ekonomiye güçlü bir ayar getirilmesi kolay olmayacak" diyor. Erdoğan'ın zor durumdaki Müslümanlara cömert bir jesti olarak ülkeye kabul edilen mültecilerin süren maliyetine yönelik öfke de artıyor.

AB'nin demokrasi eleştirisi

Yine de Erdoğan'ın yüzde 30'luk bir taban oyuna sahip olduğu ve çok sayıda muhalif gazeteci ve politikacının hapse atıldığı veya susturulduğu ülkede hükümet kontrolündeki medyanın hakim olduğu düşünülüyor. Geçen çarşamba günü yayınlanan bir raporda AB ülkedeki “demokratik gerilemeyi” eleştirdi ve “Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanında Türkiye'nin zayıflayan siyasi denge denetleme sistemini ele alarak bu olumsuz eğilimi tersine çevirmeyi öncelik hale getirmesi gerektiğini" söyledi.
Analistler yine de bu noktada Erdoğan'ın meclisteki çoğunluğunu ve cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedebileceğini düşünüyor. Eski diplomat ve milletvekili Volkan Bozkır, Adalet ve Kalkınma Partisi'nın bu analizleri reddettiğini, Erdoğan ve partisinin seçimi kazanacağını kesin bir dille söylüyor.

Washington'un mesajı

American College of Greece'ın Küresel İlişkiler Enstitüsü Müdürü Constantinos Filis, Erdoğan'ın tüm seçenekleri açık tutmaya çalıştığına inanıyor. Filis'e göre Erdoğan “Yunanistan'ı uygun bir dış tehdit olarak görüyor ve ön alarak Yunanistan'a kaşı olası bir hamleyi haklı çıkarabileceği tehlikeli bir çerçeve yaratıyor."
Washington'un ise Erdoğan'a şu mesajı verdiği görüşünde: “Ukrayna'da yaptıklarınız için teşekkür ederim. Elbette Rusya'ya yaptırım uygulamadınız fakat tamam, stratejik, diplomatik, ekonomik olarak zor bir durumdasınız. Ancak Ege'de veya Doğu Akdeniz'de NATO'ya sorun çıkaracak bir şey yapmaya kalkışmayın.”

"Silahlı çatışma olasılığı düşük de olsa var"

Filis, Erdoğan'ın göçmenleri yeniden Avrupa'ya göndermesinin, 2020'de gerilime yol açan Güney Kıbrıs ya da Girit açıklarındaki tartışmalı bölgelerde enerji araştırma faaliyetlerine yeniden başlamasının veya Ege Adaları'ndan birine askeri teçhizat taşıyan bir Yunan gemisini durdurmasının daha muhtemel olduğunu söyledi. Ülgen de silahlı çatışma beklemiyor ama bunun da şaşırtıcı olmayacağını söyledi: "Olabilir. Bu artık göz ardı edebileceğimiz bir şey değil. Ama olursa küçük ölçekli olur" dedi.

© 2022 The New York Times Company

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız