New York Times'tan Antalya analizi: Akdeniz'deki Moskova gibi
New York Times, savaştan kaçıp Antalya'ya gelenlerin şehirdeki etkisini yazdı. Rusların, Ukraynalıların ve Türklerin etkileşimine yer veren analizde; sosyo-ekonomik değişime uğrayan Antalya için Akdeniz'deki Moskova ifadeleri kullanıldı
Ben Hubbard ve Safak Timur / The New York Times
Türkiye'nin güneyinde bir tatil şehri olan Antalya'ya o kadar çok Rus taşındı ki, artık bölge sakinleri evlerinden oluyor. İş yerleri, kuaför salonları ve diğer işletmeler artık Rusça tabelalar kullanıyor. Öyle ki bir parkta dondurma satan Kaan Devran Öztürk bile Ukrayna'daki savaşın semtinde yarattığı değişime ayak uydurmaya çalışıyor.
“Türkler kendi ülkelerinde yabancı gibi”
Öztürk'ün çalıştığı parkta Rusların sayısı Türklerin geçmiş durumda. Ruslar, çocuklarını oyun parkındaki salıncaklarda sallıyor, banklarda görüntülü görüşmeler yapıyor ve bol bol dondurma alıyorlar. 23 yaşındaki esnaf durumu "Bir sabah uyandık ve artık hiç Türkçe kelime yok. Hepsi Rusça. Türkler kendi ülkelerinde yabancı gibi hissediyorlar" diyor
Savaşa karşı olanlardan sıcak bir iklim isteyenlere…
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali her iki ülkeden de çok sayıda insanın kaçmasına neden oldu ve bunların on binlercesi Türk Rivierası olarak adlandırılan bu tarihi şehre yerleşti. Bunlar arasında savaşın her iki tarafından da asker kaçağı olanlar ve hükümet politikalarına karşı olan Ruslar çoğunlukta. Ayrıca savaşa karşı çıkan, ülkelerinde ekonomik sıkıntılardan korkan ve daha sıcak, güneşli bir iklimde yeni bir hayata başlamak için Türkiye'nin açık sınırlarından ve nispeten kolay ikamet koşullarından yararlananlar da var.
Konut fiyatlarını artırdılar
Aslında Ruslar uzun zamandır yaz tatilleri için Antalya sahillerine akın ediyordu. Hatta bazıları yıl boyunca şehirde kalmayı tercih ediyordu. Ancak bu yıl gelenlerin sayısı öyle arttı ki daha önce tercih etmedikleri semtlerde bile hatırı sayılır bir nüfusa ulaştılar. Rus turistler Türkiye'ye çok ihtiyaç duyulan dövizi getirerek ekonominin ayakta kalmasına yardımcı oldular. Buna rağmen Türk komşuları hızla artan konut fiyatlarından şikayetçi. Bu yeni sakinlerin ne kadar kalacağını ve potansiyel olarak ne kadar sosyal dokuyu değiştireceğini merak ediyorlar.
“Her yerdeler”
Antalya'daki bir emlak derneğinin başkanı olan İsmail Çağlar, "Artık yerleştikleri için kolayca ayırt edilebilir durumdalar. Çocuklarıyla birlikte sahilde dolaşıyorlar, bir kafede oturuyorlar. Her yerdeler" diyor. Çağlar, bu yıl yaşanan akının boyutunun konut fiyatlarının üç katına çıkmasına neden olduğunu ve Rus emlak komisyoncularının başta Ruslar olmak üzere mülk sahiplerinden fahiş ücretler almasına neden olduğunu söyledi. Ayrıca bu durumun Türk emlakçıları saf dışı bırakmasına olanak sağladığına dikkat çekti.
“Geri döneceklerini sanmıyorum”
Çağlar "İnsanlar turist olduklarını ve savaştan sonra geri döneceklerini düşünüyorlar. Ben buna inanmıyorum çünkü Antalya gerçekten cennet gibi. Şu havaya bir bakın! Rusya'da böyle bir hava nerede var?" dedi. Eylül ayında, şehri ve çevresindeki bölgeleri kapsayan Antalya valisi, yetki alanındaki yabancı sakinlerin sayısının iki yıl içinde iki kattan fazla artarak 177 bini aştığını söyledi. Bu sayıya 50 binden fazla Rus ve 18 bin Ukraynalı da dahildi.
İstanbul’dan sonra rekor Antalya’da
Kasım ayında yabancılar bölgede 19 binden fazla mülk satın aldı. Bu sayı, nüfusu beş kat fazla olan İstanbul'dan sonra Türkiye'deki en yüksek sayı. Yoğunlaşmalarını sınırlamak için Türk yetkililer Antalya'daki 10 mahalleyi yeni yabancı sakinlere kapattı ve bu da onları şehrin diğer bölgelerine itti.
Antalya'nın anıtları, mimarisi ve kalıntıları Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı ve daha fazlası olmak üzere 2000 yılı aşkın bir tarihi yansıtıyor. Bu kadar çok Rus'un varlığı şehri yeniden değiştiriyor ve bazı bölgeleri Akdeniz'deki Moskova gibi hissettiriyor. Ruslar alışveriş merkezlerini dolduruyor, deniz kıyısında koşuyor ve bisiklete biniyor. Starbucks'taki koltukları dolduruyor ve Türk ürünlerini stoklamak için alışveriş sepetleriyle pazara çıkıyorlar.
Ruslar katil ilan edildi, Ukraynalılar kol bandı takıyor
Türklerin, Rusların ve Ukraynalıların arasında zaman zaman tansiyon yükseliyor. Kaynağı bilinmeyen ve Rusları katil ilan eden ve evlerine dönmelerini söyleyen posterler ortaya çıktı. Ukraynalılar bayraklı kol bantları taktı ve kimliği belirsiz vandallar Rus-Türk dostluğuna adanmış halka açık bir parktaki Rus matruşka bebek heykellerini defalarca tahrip etti. Yakın zamanda, 14 binden fazla kişi Antalya'daki emlak piyasasının yabancılara yasaklanmasını talep eden bir dilekçeyi internet üzerinden imzaladı.
Antalya'nın eski kentindeki Aziz Alypios Ortodoks Kilisesi'nin başrahibi Vladimir Rusanen, Avrupa'daki kini, yaklaşık yüzde 60'ı Rus ve yüzde 35'i Ukraynalı olan cemaatinden uzak tutmaya çalıştı. Bir röportajında "Bu savaşın her iki tarafında da ölen insanları olan ailelerimiz var. Kilise, insanların şifa bulduğu ruhani bir hastanedir. Kilise siyasi söylemleri mabede taşımak için inşa edilmedi" dedi. Rusanen, insanların çatışmayı tartışabilecekleri başka pek çok yer olduğunu da sözlerine ekledi.
Ruslar nedenleri konusunda açık sözlü
Rusların çoğu Türkiye'ye neden taşındıkları konusunda açık sözlü. 32 yaşındaki Igor Lipin, "Hepimiz neden burada olduğumuzu biliyoruz. Rusya'da kalmak savaşmak için askere alınmak ya da bunu reddettiğimiz için hapse atılmak anlamına geliyor. Burası Sibirya'dan çok daha sıcak" dedi.
Lipin konuşmasını Rus müşterilerin parlak sarı saçları, soluk tenleri ve genellikle cüretkar kıyafetlerinin göze çarptığı lüks bir alışveriş merkezinde yaptı. Bir mağazada bir çift Rus kadın sırayla parfüm şişelerini kokluyordu. Deri ceketli bir adam, bol makyajlı ve dekolte kıyafetler giyen kadın arkadaşının fotoğraflarını çekti. Kolları alışveriş torbalarıyla dolu bir Rus çift mağazaları dolaşıyordu. Türkler, Rusların çoğu yerel halkın almakta zorlanacağı ürünleri rahatça kapıştığını görünce sinirlendi.
“Ruslara hizmet etmek için var olduğumuzu hissediyorum”
Üniversite öğrencisi Mehmet Çetinkal haftada altı gün çalıştığını ve aylık maaşının 320 dolar civarında olduğunu söyledi. Kirayı ödeyebilmek için tek odalı bir daireyi diğer iki öğrenciyle paylaşıyormuş ancak ev sahibi kısa süre önce fiyatları yükseltebilmek için onlardan çıkmalarını istemiş. 25 yaşındaki Çetinkal,"Antalya'yı onlara teslim etmişiz gibi hissediyorum. Artık Ruslara hizmet etmek için var olduğumuzu hissediyorum" ifadelerini kullanıyor.
"B planımız yok, gidemeyiz"
Rusların çoğu Türkiye'de yeni bir hayat kurabilecek kadar varlıklı, ancak yine de parçalanmış hayatlar ve yıkılmış hayallerle mücadele ediyorlar. Savaş başladığında, Soçi'de bir modellik ajansında çalışan Anastasia Raskopina, ailesinin Rusya'yı terk etmesine karar verdi. Avrupa'da hiçbir ülkeye vize alamadıklarını, bu yüzden Bali'ye uçmayı düşündüklerini fakat ülkenin köpeklerini kabul etmediğini söyledi. Bu nedenle de kocası, kızı, köpekleri ve kedisiyle birlikte Türkiye'ye gelmişler. Rusya'daki evlerini satarak elde ettikleri parayla Antalya yakınlarındaki Belek'te bir daire satın almışlar. Raskopina "B planımız yok. Hiçbir yere gidemeyiz" dedi.
“Siyaset yüzünden yaşanan anlamsız bir savaş”
Ev yapımı sabun satan Yavuz Güner, bu kadar çok insanın neden savaştan kaçtığını anladığını söyledi. Güner, "Ukraynalılar ve Ruslar burada otellerde ve barlarda birlikte dans ediyorlar. Bu, siyaset yüzünden yaşanan anlamsız bir savaş" dedi. 44 yaşındaki Güner, "Şunlara bakın! Ülkelerinde böyle taze yiyecekler var mı? diyerek yakındaki meyve ve sebze yığınlarını işaret etti.
© 2022 The New York Times Company