40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın ilk günü nasıl geçti?

Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 40. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kitaplarla ve yazarlarla beraber kutluyor. Fuarı 'yayıncılığın vitrini' olarak niteleyen Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, "Aslında bir demokrasi şölenindeyiz, her fikir yan yana ve barış içinde" diyor

Esin Hamamcı

Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle hazırlanan 40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, Tüyap İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi'nde 5 Kasım’a dek devam edecek. Geçen sene zorlu pandeminin ardından kitapseverlerle buluşan fuar, bu sene daha renkli, daha kalabalık. İlk günden kitlesini yakalamış gözüküyor. Sadece kitap satın almak için değil hem sektörün önemli isimlerinin bir araya geldiği hem uluslararası görünürlüğümüz açısından dünyaya kapı açan hem de yazar-okur buluşmalarını sağlayan fuarda bu sene fuarda 376 kültür etkinliği gerçekleştirilecek, 200’den fazla yazar kitaplarını okurlarına imzalayacak. Fuarın bu yılki Onur Yazarı Nermin Abadan Unat olurken, sloganı ise ‘Yaşasın Cumhuriyet’. 

Fuarda bu sene hem 40. yıl hem de Cumhuriyetimizin 100. yılı olduğu için kutlama havası vardı. Bayraklarla donatılan stantlar, yüzyıla özel kitaplar ve temalarla şölen havası hakimdi. Fuarın kendi kitapsever kitlesinin yanı sıra ebeveynler çocuklarıyla fuara katılım sağlamıştı. İlk gün, geçen seneki sakin havaya kıyasla akşama doğru giderek daha da büyük bir kalabalık vardı. İstanbul’un dört bir yanında Cumhuriyet kutlamaları sürerken katılımcılar fuarı boş bırakmamışlar, uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. Kâğıt krizi ve artan döviz kurları gibi olumsuzluklara rağmen yayınevleri satışlarından memnundu.

Yayınevlerinin çok satan kitapları, her zaman satan klasikleri ve yeni kitapları fuarda bizleri beklerken salonlarda yazar konuşmaları devam ediyor. Stantlarda ise imza kuyrukları erken saatlerde başlamış. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Başkanı Karine Pansa açılış konuşması yaptılar. İmamoğlu, tüm yayın sektörüne ve özellikle editörlere teşekkürlerini sunmasıyla desteğin, gösterdi ve kolektif hafızayı korumak, geleceğe taşımak adına önemine dikkat çekti. 

TÜYAP’a girer girmez karşılaşılan İBB Yayınları’nda İmamoğlu, Pelin Batu’yla fuara özel ayrıca bir röportaj gerçekleştirdi. Aynı zamanda İBB Yayınları’nın “100. Yılında Edebiyat” başlığı altında moderatörlüğünü yazar Yekta Kopan’ın yapacağı, Ömer Türkeş, Doğan Hızlan, Zeynep Oral, Nazan Moroğlu, Sinan Meydan, Şaduman Halıcı, Adnan Özyalçıner, Mahir Polat, Murat Meriç, İzzeddin Çalışlar, Pelin Çelik, Metin Tekin, Binnaz Toprak, Doğan Çetinkaya söyleşileri katılımcılarla buluşacak. İstanbul Kitapçısı dükkanları ise İstanbul dışına açılacak gibi gözüküyor. İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas’ın da katılım sağladığı stantta, Dilek İmamoğlu imza etkinliği gerçekleştiriyordu. Bu stanttaki ilgi İstanbul kitaplarına olan ilgiyi de vurguluyordu. 

Yabancı ülke yayıncılarının katılımı

Uluslararası Salon’da Çin, Almanya gibi ülkelerin telif hakkı üzerine konuşma serileri de ilgi çekiciydi. Fuarın dışarıya açılan kapısı olan bu salon aslında hem Türk yayınevlerinin hem de yazarların yabancılarla buluştuğu önemli bir etkileşim alanı.  Kitapları dijital alana taşımak ve genç kitleye hitap etmek amacıyla TikTok’la iş birliği yapılmıştı. #BookTok projesi, yazarları daha genç kitleyle tanıştırmak için bir okuma odası oluşturmuş. Karekodla çalışan ve fuara kısa bir dijital mola vereceğiniz bir alan açmış ve kitlesini hızlıca kendine çekmiş gözüküyordu. 

40. İstanbul Kitap Fuarı için “40 Yılın Yazarları” sergisi aramızdan ayrılan yazarları saygı ve sevgiyle anmak bir alan açmıştı. Sergi bugüne kadarki 35 Onur Yazarı ve Onur Çizeri fuarı onurlandırdı. Sergi, 1987’den bu yana her sene seçilen onur yazarları ya da çizeri fotoğraflarla ve biyografisiyle tanıyordu.

İstanbul Kitap Fuarı’nın uzaklığından şikayet edilse de Beylikdüzü Tüyap’ta, 42.000 metrekarelik bir alanda geniş çaplı bir buluşma noktasını şehrin merkezinde bulmak zor olduğundan yolculuğunuza değecek kitaplar ve etkinliklerle karşılaşacaksınız. 

“Burası demokrasi ve kitap şöleni”

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, fuarla ilgili ilk güne dair Oksijen okurlarına verdiği görüşte birlik ve beraberlik duygusunu vurguladı: “İstanbul’da kitap fuarı yapılmaya başlandığında ben öğrenciydim. 12 Eylül darbesinin kıskacında kitapların yasaklandığı bir dönemdi. Birçok yazarın kitapları korkudan dolayı satılmıyordu. O yazarlar o gün kitaplarını evlerinden getiriyorlardı. Evlerinde nemlenmiş kitapları getirip imzaladılar, okurlar onları dahi aldı. Türkiye’nin çok baskı dönemlerinde içerisinde kitap fuarları düzenlemek çok kolay bir iş değil. TÜYAP’ın başkanı Bülent Ünal’a minnet borçluyuz. Bu işin devam etmesini sağladı. Bugün şehrin merkezinde 50.000 metrekarelik stant alanları kurup fuar yapabileceğimiz bir etkinlik alanı ne yazık ki yok. Yine şehir merkezinde değil diye eleştiriliyor bazen. Evet uzak ama yayıncılık endüstrisinin bu büyüklüğünü de göz ardı etmemek lazım. Yılda 83 bin yeni kitap yayımlanıyor Türkiye’de. Aktüel olarak ise yaklaşık 350-400 bin kitap piyasada var. Bütün bunlarla beraber bakıldığında, bu kadar çeşidin bir arada olduğu, yazarların okurlarıyla buluştuğu söyleşiler yaptığı, kitap imza günleri, uluslararası alanların bizim yayınevlerimizle görüşerek karşılıklı telif alışverişinde bulunduğu, illüstratörler buluşması yaptığımız bir yer… Burada sadece kitap satmak için bir araya gelmiyoruz. Bazen basında görüyorum filanca yayınevi bu sene katılmıyor, maliyetler yükseldi diye. Sadece kitap satmak üzere kurulmuş bir yer değil burası. Aslında bir demokrasi şölenindeyiz, her fikir yan yana ve barış içinde yaşadığımız bir yer. Burası yayıncılığın vitrini. Dolayısıyla bu fuarı ben bir demokrasi ve kitap şöleni olarak görüyorum. 

Ben çok fazla kitap fuarı geziyorum burası Avrupa’nın en büyük en çok okur çeken fuarı. Bununla övünmeliyiz. Kitap itibarlı bir şeydir. Kitabı itibarsızlaştıracak her şeye karşı çıkıyorum. Türkiye’de iki şeyin fiyatı tartışılıyor biri ekmek, biri kitap. Bu kitap fiyatları aslında dünyada Hindistan’dan sonra en ucuz fiyata sahip ülkeyiz. Editörlerimiz, çevirmenlerimiz, yazarlarımız, illüstratörlerimiz, kitap işinde çalışan arkadaşlarımızın her biri, çok kıymetli ve değerli insanlar ve bu insanların yaptıkları çalışmalar sonucunda bizim kitapların fiyatları meselesine baktığımızda hala okurla bir bağımız var ama kitap fiyatlarını bu anlamda tartışıyor olmak, kitabın itibarını ve bizim yaptığımız bu itibarlı mesleğin tartışılması olarak görüyorum ve çok yanlış buluyorum. Bu ülkede bu kadar iyi içerikler üreten sektörün savunması ve onun yanında yer almasını bekliyorum basından da. Dolayısıyla bugün kitap fuarlarını tartışmak ya da fuara katılmayan bir iki yayınevleri üzerinden fuarı tartışıyor olmak bence kültürümüze ve burada verdiğimiz bütün bu emeğe saygısızlık gibi geliyor bana. Sert bir şey söyledim farkındayım. Bir yere katılmayabilirsiniz ama oraya çamur atmaya hakkınız yok.”

“Uluslararası etkileşimlerle ve kutlamalarla fuar güzel başladı”

Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Nazlı Berivan Ak ise fuara dair görüşlerini şöyle aktarıyor: “Geçen sene fuar katılım oranı beklenenin altında kalmıştı. Bu sene çok güzel başladı. Açılış konuşmaları çok güzeldi. Ekrem İmamoğlu’nun özellikle editörlere teşekkür etmesi, yayın emekçilerine teşekkür etmesi bence damgayı vurdu. Dünya Yayıncılar Birliği Başkanı (IPA) Karine Pansa çok güzel bir konuşma yaptı. Türkiye’nin çok önemli bir Pazar olduğunu, kitap bakımından çok canlı, özel bir yerde olduğumuzu vurgulaması çok önemliydi. Uluslararası olduğu kısım da bu sene kalabalık. Polonya, Kuzey Makedonya, Yunanistan, İran, Kazakistan vardı. 50 kişilik Çin heyeti gelmişti. Yayıncılar ciddi anlamda telif almaya satmaya gelmişler. Çok geniş bir Alman kolektif standı var. Bu alan ile birlikte fuar profesyonel anlamda da gelişiyor. Yalnızca kitap alınıp satılan değil artık burası. Uluslararası alanda görünürlük kazandırıyor.”

Fuarda yer alan yayıncıların genel görüşü ise kitapları vasıtasıyla okurla sağlıklı ve iyi bir diyalog kurabilmek. Amaçları kitaplarını satmak ancak aynı zaman bunu yaparken okuma kültürünü devam ettirebilmek. Tabii ki sektörün sıkıntılarının olduğunu da reddetmiyorlar. Kâğıt, matbaa ve ekonomik sorunlar gibi bazı noktalar olsa da bu sorunları birlikte aşabilmeyi hedefliyorlar. Fuarın ilk günleri genelde yavaş geçse de bu sene hızlı başladıklarını söylüyorlar ve bu oldukça sevindirici. Yayınevinin ve yayıncılık sektörünün her bir parçasını değerli görüyorlar ve okura hitap edebilmek adına çeşitlilikten yanalar. Bunun için de gerek uluslararası alanda görünürlük kazanmak, yazarları Türkiye sınırları dışına taşımak gerek gençlere ulaşmak için dijital alanda görünür olmak onlar için oldukça önemli. Aynı zamanda bu sene Cumhuriyet’in de 100. yılı olduğu için bu değerlerinin de altını çizecek etkinliklere, kitaplara imza atıyorlar. Kimi yayınevleri ise fuara özel kitaplarla okurun karşısına çıkarak burada okuruyla buluşuyor. Kitap fuarı 40 yıldır devam ediyor ve nice 40 yıllara diyorlar. 

Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız