Contemporary Istanbul 19. edisyonunda neler oluyor?

Contemporary Istanbul’un 19. edisyonu Rixos Tersane İstanbul da dahil olmak üzere bu sene de Tersane Istanbul’da görülebiliyor. 19. edisyonun tüm detayları haberimizde

Esin Hamamcı

Her yıl İstanbullu sanatseverleri bir araya getiren Türkiye’nin en büyük sanat fuarlarından Contemporary Istanbul, bu sene 19. edisyonuyla kültür-sanat hayatımıza dokunmaya devam ediyor. Bu sene mekan olarak bazı farklılıklar var. Girişler her zamankinden farklı olarak Tersane İstanbul’dan değil, Rixos Tersane İstanbul yani otelden yapılıyor. İçeri girer girmez ferahlığı ve genişliği hissediyorsunuz. Büyük bir artı olan bu durumun, daha çok galerinin daha çok eser sergilemesi konusunda da büyük avantaj sağladığını gözlemledim. Öyle ki özellikle sahil kenarlarındaki açık alanda heykellerin ve yer verilen iş birliklerinde yer alan eserlerin sergilenmesine daha çok alan açılmış.

Koleksiyonerler, sanatseverler, sanatçılar, sanat eleştirmenleri ve tüm bu ekosistemi buluşturan sanat fuarının ilk gününden gözlemlediğim, alandaki kalabalıklığın büyüklüğüydü. Bu sene yapılan değişiklikler herkeste merak uyandırmış ve heyecan yaratmışa benziyor. Diğer seneleri arkada bırakacak kalabalığın alanda rahatça dolaşabilmesi ise olumlu bir etki olarak öne çıkıyor.  Contemporary Istanbul Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı olan Ali Güreli’nin basın toplantısında belirttiği üzere ulaşmak istedikleri bazı hedefler vardı. İstanbul’un bir festivaller kenti olması, Haliç Festivali’nin başlatılması, İstanbul’un bir çağdaş sanat üretim merkezi olarak tanınması ve çağdaş sanatın kamusal alanda yaygınlaşması gibi… Bunlara ise güç birliğiyle ulaşacağını belirtmişti. 

İspanya standında iki Türk sanatçı

Contemporary Istanbul’un ve şehrin uluslararası alanda tanınırlığını sağlayacak önemli noktalardan biri İspanya’dan 15 galerinin 21 sanatçının yer aldığı Born in the Seventies sergisi oluyor. Sergi, The Yard Açık Hava Heykel Sergisi alanında yer alıyor. Burada 16 sanatçının toplam 19 eseri sergileniyor. Contemporary Istanbul’a katılan 2 İspanyol galeri de öne çıkıyor: Jorge Lopez ve Jose de la Mano. Bu stantlarda iki Türk kökenli sanatçı olan Joseph Terdjan ve Volkan Diyaroğlu’nun işleri sunuluyor. Terdjan, eserlerinde kültürlerin kesiştiği noktada derin bir kimlik arayışı ve yerinden edilme gibi konular yer alıyor. Volkan Diyaroğlu ise göçmenler, göçmen deneyimleri ve bunun sanat eserlerine nasıl yansıdığı konusundaki çalışmalarıyla galeri alanında yer alıyor. Bu galerilere olan yoğun ilgi, ziyaretçilerin Doğu ile Batı’nın kesişim noktalarına dair olan meraklarını da gözler önüne seriyor.  

Contemporary Istanbul’un bu seneki “Focus Section”ı olan İspanya, İspanyolca konuşulan ülkeler ve Latin Amerika kapsamında ise hem bu ülkeden galerilerin, aynı zamanda Juan Manuel Bonet’in küratörlüğünü üstlendiği Born in the Seventies sergisinin görülebileceğini söyleyebilirim. Aynı zamanda CIF Dialogues kapsamında da pek çok farklı paneller gerçekleştirilecek. Konuk galeriler arasında ise Valensiya’dan Jorge Lopez Galeria, Madrid’den Jose de la Mano Galeria, Sevilla’dan Berlin Galleria ve Sao Paulo’dan Andre Rehder Gallery görülebilir. 

Tosyalı Holding standında sürdürülebilir sanat

The Yard Açık Hava Heykel Sergisi alanında deneyimleyeceğiniz diğer noktalar Momo ve Beymen gibi yeme-içme mekanları. Denize nazır bu noktada standına rastlayabileceğiniz bir diğer alanlar ise partner ve sponsorlukların stantları. Bu noktada Trendyol Sanat’ta Candaş Şişman’ın ve Kayhan Kaygusuz’un dijital sanat eserleri izlenebiliyor. Yine BMW’nin Güney Afrikalı sanatçı Esther Mahlangu’yla iş birliği yaparak yarattığı Art Car açık alanda izlenebilir. Bir diğer partner olan Tosyalı Holding standında ise Osman Dinç’in Bir Dünya Hikâyesi adlı çalışması yer alıyor. Bu eser, çelik gibi bir maddeden oluşturulmasıyla Tosyalı Holding’in Sürdürülebilir Sanat Koleksiyonu ve sürdürülebilirliğe verdiği önemin altını çizerken, sanatçının göçebelik konularına dair yaptığı vurgulara da yer veriyor. Yine açık havada bulunan yeme-içme mekanlarından Beymen VIP Lounge’da da Lal Batman’ın The Narcissist adlı eseri, gastronomiyi sanatla buluşturuyor. 

Galerilere geldiğimizde ise Akbank Sanat standıyla başlayacak olursak, burada Hasan Bülent Kahraman küratörlüğünde gerçekleşen Oyun Oyunu Bozar sergisiyle karşılaşıyoruz. Genco Gülan ve Mehmet Ali Uysal’ın sanatçı olarak yer aldığı sergi, “oyunu bozmak” kavramına odaklanıyor. Ayın Karanlık Yüzü heykeliyle yer alan sanatçı Gülan’dan dinlediğim üzere bu eser, tamamen çikolatayla kaplı. %74 kakao içeren Tanzanya kökenli bir çikolata. Bu heykelin asıl yapmaya çalıştığı şey, Ay Tanrıça’sının gölgesini vücuda getirmek. Antik dönemde tapınağa giremiyorsunuz ve tapınaktan yansıyan gölgeye bakabiliyorsunuz. Sanatçı burada bu gölgeyi vücuda getiriyor. 

Akbank Sanat standından ilerlediğimizde Ferda Art Platform’la karşılaşıyoruz. Burada 60. Venedik Bienali’nde de yer alan sanatçı Güneş Terkol’un eserlerini izleyebilmek mümkün. Yine Pi Artwork’e geçtiğimizde soyut eserlerle karşılaşıyoruz. The Yard kısmında Tosyalı Holding iş birliği standında yer alan Osman Dinç’in farklı eserlerini bu galeride de görebilmek mümkün. Alanda ilerlediğimizde Art On Galeri’de sanatçı Erdal İnci’nin fotoğrafları kaynaklayarak, üzerinde bozulmalar yaparak bize bozulmuş şeyleri anlattığı dijital sanat üretimleri dikkat çekiyor. Zilberman Gallery’de ise Azade Köker’in eserleri öne çıkıyor. Sanatçı, kadın, kadın bedeni ve bedene dair işleriyle öne çıkıyor. 

Haldun Dostoğlu: Ödül bir galeriye ve yazara da gitmeli

Galeri Nev standında karşılaştığım Haldun Dostoğlu’ndan ise bu seneki ödüle ve galeriye dair görüşler aldım. 40 yıllık galerinin tarihinde Erol Akyavaş gibi pek çok sanatçının eseriyle karşılaşabiliyoruz. Dostoğlu’nun belirttiği üzere fuarın değişen mekanıyla birlikte galeri sayısı 50’ye indi. Aslında küçük bir fuara döndü. Dolayısıyla İstanbul’u uluslararası pazar alanında iyi bir fuar gücüyle temsil edilebilmesi için bu sayının en az 90’a, 100’e çıkması lazım. İstanbul’un en büyük sorununun da fuar binasının yokluğunu belirten Dostoğlu, belediyelerin büyük fuar alanı alanları yaratabileceğini söylüyor. Dostoğlu aynı zamanda uzun bir sürenin ardından bu sene geri dönen Sanata Katkı, Sanatta Kurumsal Sürdürülebilirlik, Usta Sanatçı, Yükselen Sanatçı, Görsel Sanat Alanında Kültürel Katkı Ödülü gibi kategorilerde verilen Contemporary Istanbul Vakfı Ödülleri’nin seçici Seçici Kurulu’nda yer alıyor. Ödülün Neşe Erdok’a verilecek olmasına çok sevindiğini söylüyor.

Sanatçı Gamze Taşdan: Yeni bir eserimle Contemporary İstanbul’dayım

Bozlu Art Project’te karşılaşacağımız isimler arasında ise Ercan Akın, Ali Alışır, Sinan Demirtaş, Murat Germen, Tülay İçöz, Kazım Karakaya, Gamze Taşdan ve Merve Zeybek yer alıyor. Yeni bir eseriyle yer alan Gamze Taşdan’la konuşmamız üzerine kendisi bu sene özellikle Köy Enstitüleri’ne ağırlık verdiğini ve eğitimi vurguladığını belirtiyor. Yine erken cumhuriyet dönemine de odaklanıyor. Yine biçki-dikiş kursları, beden eğitimi dersleri, köy düğünü gibi konular seride yer alıyor. Yeni tuvali de yine biçki-dikiş kurslarıyla ve genç kızların eğitimiyle ilgili bir eser olarak karşımıza çıkıyor. 

Sanatçı Esra Gülmen: İstanbul’un bize yaşattığı kompleks duyguların yansıması

Hall A olarak adlandırılan bir diğer fuar alanında ise Cup of Joy ve House of Brothers gibi eme-içme mekanlarıyla karşılaşıyoruz. Özellikle House of Brothers bölümü, Esra Gülmen’le yaptığı iş birliğinde Controversy Teeter/ Totters, İstanbul, 2024 eseri ve Ne Seninle Ne Sensiz enstalasyon ve yazı heykeli çalışmasıyla İstanbul’a ve kökenlerine dair yazılmış adeta “bir aşk şarkısı”. Kinetik olan bu işler aslında bir tahterevallilerden oluşuyor. Bu tahterevallilerin örneğin bir ucunda “Dün” diğer ucunda “Bugün” ya da “Avrupa ve “Anadolu” yazıyor. 

Sevil Dolmacı: Yabancı ağırlıklı standımızda Amerika’ya odaklandık

Sevil Dolmacı Art Gallery, özellikle yabancı sanatçıları Türkiye’deki sanatseverlerle buluşturan önemli bir nokta. Sevil Dolmacı’dan fuara dair gözlemlerini dinlediğimde şöyle diyor: “Bizim standımız yabancı ağırlıklı bir stant. Amerika’ya odaklandık. Bunun yanı sıra Türk genç sanatçılar ve kurumsallaşmış Ekrem Yalçındağ, Ahmet Oran gibi sanatçılar da yer alıyor. Genç sanatçılar arasında ise Gençay Aytekin, Tuna Özkaragöz gibi isimler yer alıyor. Peter Halley, Davil Salle, Barry x Ball gibi Amerika’nın çok önemli isimlerini Türkiye’ye ilk kez getirdik. Madrid’den gelen bir enstitü, Mark Whalen’in işiyle ilgilendi ve bu bizi çok mutlu etti. İsviçreli bir koleksiyoner daha ilk günümüzde genç sanatçılarımızdan Tuna Özkaragöz’le ilgilendi. O yüzden bu fuar gayet güzel geçiyor. Çok fazla yurt dışından misafir var. Biz de bu durumdan çok mutluyuz.”

Anna Laudel Galeri genç sanatçıları destekliyor

Sevil Dolmacı’nın da belirttiği üzere yurt dışından gelen epey koleksiyoner ilgimden kaçmıyor ve bu noktada Anna Laudel galeriyi ziyaret ediyorum. Çünkü kendileri yurt dışındaki 50’ye yakın koleksiyoneri Contemporary Istanbul fuar alanında misafir ediyor. Almanya’daki Düsseldorf Galerisi’nden gelen 50 kişilik ekibi ağırlayan galeri, farklı şehirdeki sanatçılarını da alanda ağırlıyor. 

16 sanatçının eserlerinin sergilendiği ve genç sanatçıları yurt dışı fuarında tanıtmaya önem veren galeri, Bilal Hakan Karakaya’nın Güvercin eserlerine The Yard alanında yer verirken, sanatçı Lal Batman’ın Beymen VIP Lounge’da yer alan The Narcissist eseri aynı zamanda galeride karma sergiyle karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda Belkıs Balpınar, Lennart Brede, Ramazan Can, Tuğçe Diri, Anke Eilergerhard, Ertuğrul Güngör & Faruk Ertekin, Mathias Hornung, Bilal Hakan Karakaya, Ekin Su Koç, Serkan Küçüközcü, Ardan Özmenoğlu, Daniele Sigalot, Cem Sonel, Hanefi Yeter ve Serpil Yeter’in eserleri de alanda görülebiliyor. 

Çıkış kısmında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kamusal sanat mekanı Taksim Sanat sanatseverleri karşılıyor. Aynı zamanda İstanbul Kitapçısı’na da bu noktada ulaşılabiliyor. Belediyenin hem kitapçı hem de sanat galerisiyle alanda bulunması da Ali Güreli’nin basın toplantısında bahsettiği kamusal alanda eser sergilenmesinin önemine ve güç birliklerine atfen önem taşıyor. 

Contemporary Istanbul’a giriş biletleri bilgileri ise şu şekilde; hafta içi tam bilet 1000 TL iken öğrenci bilet 700 TL; hafta sonu ise tam bilet 1250 TL iken öğrenci bilet fiyatları 850 TL. Rehberli turlar ise 1140 TL. Fuar alanına alınan biletlerle ücretsiz deniz ulaşımı da mevcut. Contemporary Istanbul’u 27 Ekim tarihine dek Tersane İstanbul’da ziyaret edebilirsiniz.

Villası kesici tel örgülerle çevrili olduğundan giremedik Kayıp Narin'in cansız bedeni bulundu Erzurum'a mevsimin ilk karı yağdı: Hava sıcaklığı 10 derece birden düştü PM sigara grubuna zam Amca Salim Güran beni ve ailemi öldürmekle tehdit etti Yeşil pasaport bundan sonra ayrıcalık olmaktan çıkacak mı?