Oksijen'den Tüyap Kitap Fuarı izlenimleri
Pandemi gibi zorlu bir dönemin ardından kitapseverlerle buluşan Tüyap İstanbul Kitap Fuarı yine ilgiyle karşılandı. Eski kalabalığını bulmakta biraz zorluk yaşasa da bunda pek çok faktörün etkisi var. Esin Hamamcı 2 yılın ardından okuyucuyla buluşan Tüyap Kitap Fuarı hakkında izlenimlerini yazdı
Esin Hamamcı
Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle hazırlanan 39. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, Tüyap İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi'nde 3-11 Aralık 2022 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Covid-19 salgınının ardından kapılarını yeniden açan fuarın bu yılki sloganı 'Kitap Şehre Dönüyor'. Tüyap Kültür Fuarları Danışma Kurulu kararıyla bu yılın Onur Yazarı üretken yazar Nazlı Eray olarak belirlendi. Fuarın teması ise fantastik edebiyattan bilim kurguya edebiyatın büyülü gerçekçilik akımına odaklanacak şekilde Kitabın Büyülü Dünyası oldu.
Bugün (4 Aralık 2022 Pazar) ben de fuar alanındaydım ve çeşitli yayınevlerine, etkinliklere katılıp yayıncılarla, yazarlarla konuşma imkânı buldum. Öncelikle fuarın Beylikdüzü’nde olması ulaşım açısından hâlâ zorlayıcı bir etken olsa da içerisi kalabalıktı. 1982 yılında macerasına Taksim Etap Otel’de başlayan etkinlik, Beylikdüzü Tüyap’ta 42.000 metrekarelik bir alanda var olmaya devam ediyor.
Kitapseverleri uzun kuyruklar karşılıyor
Tüyap İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi'ne girer girmez uzun kuyrukla karşılaşıyorum. İçeride hafta sonu bereketi var. Genç, yaşlı, çocuk, öğrenci, akademisyen, yazar… Tüm kitapsever fuar kitlesi yerini almış gözüküyor. Sonuncusu 2019’da gerçekleşen fuar uzun bir aradan sonra kitapseverlerle buluşuyor. Bu heyecanın etkisiyle de meraklı ve Tüyap’a özlem duyan katılımcılar göze çarpıyor.
Stantlara geldiğimizde internetten biraz daha uygun fiyata kitaplar bulabiliyoruz. Koridorları hatta stant aralarını yürünemeyecek hâle getiren kalabalık eskisi kadar yoğun olmasa da imza etkinliklerinde uzun kuyruklar var. Yayınevleri bu ilgiden memnun. Yazarların okurlarıyla buluşma noktası olan Tüyap katılımcısı yayınevleri, oldukça ilgi çekici başlıklı konuşmalara imza atmış, hepsi takip edilesi. Kalabalığın eskiye nazaran biraz daha az olmasının ise pek çok faktörü var. Salgın nedeniyle kalabalık alanlardan uzak durmak isteyenlerin eksikliği Tüyap’ta hissediliyor. Bir başka faktör ise gittikçe artan fiyatlar. Malum kâğıt krizi ve döviz kurları nedeniyle artan kitap fiyatları burada da eleyici etkisini gösteriyor. Buna rağmen içeriyi dolduran kalabalık, etkinliklere katılan, erken saatlerde fuara varıp tüm gün sevdiği yazarları takip eden kitle, fuarın olumlu sonuçlarından. Şehir merkezine uzaklığı ve alım gücünün düşmesi ise olumsuz etkenlerden oluyor.
Yayıncılar fuar için ne diyor?
Stantlara doğru heyecanla ilerliyorum. Karşıma ilk çıkan stant İBB Yayınları ve İletişim Yayınları oluyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yekta Kopan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen konuşmasında ise oldukça büyük bir ilgi ile karşılaşıyorum. Dinleyiciler arasında Dilek İmamoğlu, İBB Yayınları’ndan Ahmet Bozkurt ve İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas yer alıyor. Bir yandan Deniz Yüce Başarır ve Pelin Batu da bir alt katta yazar söyleşilerine devam ediyor. Ahmet Bozkurt’a, İBB Yayınları adına fuar izlenimlerini sorduğumda “geçen yıllara göre yoğunluk az olsa da kendi açılarından ilgiden memnun olduklarını” belirtiyor.
İletişim Yayınları’ndan Dilek Büyük ise fuarın nabzını uzun süredir tutanlardan. Kendisine fuarla ilgili düşüncelerini sorduğumda ilk güne göre ilginin daha yoğun olduğunu söylüyor. Fuara gösterilen ilgiden memnun olduklarını, ancak ekonomik kriz, kitap pahalılığı gibi etkenlerin varlığına da vurgu yapıyor. Ayrıntı Yayınları’ndan Ezgi Görgü de ilk güne göre daha kalabalık olduğunu, kendileri için epey yoğun geçtiğini belirtiyor. Metis Yayınları’ndan Cihan Dönmez ile konuştuğumuzda kitapların aslında bu koşulda pahalı olmadığını, alım gücünün düştüğünün altını çiziyor. Everest Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Saadet Özen ise gösterilen ilgiden memnun olduklarını, fuarda olmaktan da mutlu olduklarını ekliyor.
Doğan Kitap Yayın Direktörü Cem Erciyes: Kitap dünyası fuarını özlemiş
“Dün biraz tenhaydı. İlk günler genelde böyle olur. Bugün ikinci gün ve fuar hemen ikinci gününden toparladı ve kıvamını buldu gibi geliyor bana. Epey bir kalabalık var çünkü. Tabii fuar yapılmayalı 2 yıl oldu, bu 3. yıl. Hatta her zamankinden geç olarak aralık ayında başladı. Ama yayıncı arkadaşlarımı, yazar arkadaşlarımı görüyorum ve hakikaten fuarı sevenler, bu hengâmeyi özlemişler. Kimilerine bu hengâme çok yorucu gelir, hoşlanmazlar burada olmaktan ama kitap dünyası gerçekten fuarını özlemiş, bu aşikâr.”
April Yayıncılık editörü Nazlı Berivan Ak: Herkeste okurlar gelecek mi, diye bir korku vardı
“Fuar uzun bir dönem sonra açıldı. Güzel geçiyor. İlk gün çok heyecanlıydık. Herkeste okurlar gelecek mi, diye bir korku da vardı. Çok güzel bir başlangıç yaptık. Tabii okurlarda fiyat şikâyeti var. Kitapların pahalı olmasından yakınmıyor değiller. Yine de çok büyük bir ilgiyle karşılaştık. Özellikle yeni jenerasyonun büyük bir ilgisi var. Onun dışında önceki senelerden farklı olarak, dijital platformlardan kitapları öğrenen ve o kitapları arayan bir kitleyle karşılaştık. Örneğin Netflix’te Sıcak Kafa başladı ve romanını almaya geldik, diyenler oldu. Bence bu önemli. Bir de kent kültürüne fuarın önemli bir katkısı olduğunu düşünüyoruz. O yönüyle aslında şenlik, festival havasında ilerliyor. İmzalar çok iyi geçiyor. Fuarın bu yılki teması ise bilimkurgu. Onun için bilimkurgu okurları da ilgi gösteriyor ve bu kitle çok fazla karşılaştığımız bir okur kitlesi değil. Önceki senelerden öyle bir farklılık da var. Akşam geç saatlere kadar her salonda söyleşiler devam ediyor. Orada da ilgi çok güzel. April Yayıncılık için bu kalabalığı özlemişiz diyebilirim.”
İthaki Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Alican Saygı Ortanca: Katılımcılarda ve aldıkları kitap sayısında bir düşüş var
“En son kitap fuarını 2019’da yapmıştık. 2019’a kıyasla bir düşüş olduğu aşikâr. Katılımcılarda ve aldıkları kitap sayısında bir düşüş var. Bunun tabii ki birçok sebebi var. İlki alışkanlığın kaybolması. Diğer sebebi tarihinin değişmesi, fuar bir ay kaydı, aralık ayında yapılıyor. Bu da fark ettirmiştir diye düşünüyorum. Diğer sebebi ise ekonomik kriz ve insanların alım gücünün düşmüş olması. Toparlanır mı onu da bilmiyorum ama bu şekilde devam ediyoruz. Katılımcı kitlesinde de bir değişiklik var. Daha büyük bir çeşitlilikte kitle geliyordu daha önceleri. Giderek bunun daha kısır bir tarafa evrildiğini, hâlihazırda kitap okuyan insanların fuara geldiğini ve yeni insanların giderek daha az risk aldığını, fuara gelmediğini söyleyebilirim.”
Aras Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş: Fuar küçük yayınevleri için ekonomik olarak rasyonel değil
“Ekonomik koşullar çok zorlu. Kitap üretim maliyetleri malum. Fuarın da metrekare fiyatı pahalı. Buraya gelmek hiç ucuz bir şey değil. Dolayısıyla zor bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Biz açıkçası okurla temasımız kesilmesin, biraz da kuyruğu dik tutalım diye katıldık. Yoksa ekonomik olarak çok rasyonel değildi. Biz küçük bir yayıneviyiz. Maalesef TÜYAP’ın genel politikası da buradaki alanı çok büyütmek, yeni salonlar açmak ve büyük yayınevlerine her salonda yer vermek üzerine kurulu. Öyle olunca da bizim okurla temasımız azalıyor. Devasa bir alanda küçücük stantlarda kalmış oluyoruz. Bu da hem okurla bağ kurmamızı hem kitap satmamızı zorlaştırıyor. Bu Tüyap’la tartıştığımız, konuştuğumuz bir şey ama maalesef onlar tabii işin kendileri açısından kârlılık boyutuyla ilgileniyorlar. Bu yüzden zor bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Ama zaten ülkede her şey zor. Ekonomik koşullar malum. Biz yaptığımız şeyi yapmaya, sebat etmeye, üretmeye devam etmeye çalışıyoruz ve çalışacağız. Burası da her zaman bunun görünür olduğu, taçlandığı bir yer. Bundan geri durmak istemedik. Umarım ilgi daha çok olur. Daha çok kitabımızı insanların evlerine sokabiliriz. Böylece de mutlu ayrılırız. Her halükârda biz yaptığımız işi seviyoruz. Ama şartlar daha uygun olsa daha mutlu olurduk.”
Oğlak Yayınları’nın sahibi Senay Haznedaroğlu: Pandemiden sonra nasıl olacağını bilemedik ama memnunuz
“Özellikle Tüyap Kitap Fuarları sektörümüzün çok önemli bir parçası. Fuar dediğiniz zaman sadece satış değil, onun ötesinde okurlarınızla yüz yüze geldiğiniz, eleştiri ya da beğeni aldığınız, yazarlarınızı gördüğünüz, yeni proje fikirleri oluşan bir yer. Ticari ve bir o kadar da sektörle ilgili sosyal tarafı var. Pandemiden sonra nasıl olacağını bilemedik ama memnunuz. İkinci günündeyiz, ilk hafta sonundayız. Bence gayet iyi geçecektir. Umuyorum ki şu veya bu nedenlerle bir daha kesintiye uğramadan devam edebilir.”
Sel Yayıncılık editörü Mısra Gökyıldız: İstanbullu okurların gözlerinde sonunda kitaba dokunarak alabilmenin sevincini görebiliyoruz
“Fuara kaygılı hazırlığımızdan başlamak isterim. Bütün yayıncıların pandemiden sonra fuarın nasıl geçeceğine, etiket fiyatlarının okurla yüz yüze nasıl karşılık bulacağına dair kaygıları vardı. Elbette bizim de vardı. Okurda bu kaygıları aşacak kadar özlem görüyorum. Özellikle İstanbullu okurların gözlerinde sonunda kitaba dokunarak alabilmenin sevincini görebiliyoruz. Şöyle de bir durum var, ilginç bir tespit bu bizim için: Genellikle kuram yayıncılığı da yaptığımızdan pandemi öncesi akademisyenlerin, akademik çalışmalar yapanların pek rağbet göstermediğini fark etmiştik. Özellikle 2014-15’ten sonra böyleydi. Kuram pek fuarlarda rağbet gören bir tür değildi. Bu pandemiden sonra kuramla ilgilenenlerin, çalışanların geri döndüğünü ve satışların arttığını gördük, en azından bu iki günlük kısa süre içerisinde. Tabii alım gücü bu kadar düşükken ve kitaba yaklaşım belliyken kitap alınmasını beklemek haksızlık olurdu ama sadık okurlarımızla karşılıklı etkileşim içindeyiz. Onlar gayet anlayışla karşılıyor. Bu biraz kabulleniş, biraz da anlayış. Bizim durumumuzu anlıyorlar, biz de onları anlıyoruz. Uzun süre sonra İstanbul okuruyla buluşmaktan ve burada olmaktan memnunuz.”
Erken saatlerdeki boşluğun öğle saatlerinde yerini kalabalığa bıraktığı fuarın ikinci gününde, yayıncıların gözünden izlenimler bu yöndeydi. Pandemi gibi uzun bir aradan sonra, 2-3 yıldır unuttuğumuz fuarı hatırlamak özellikle İstanbul’da yaşayanların kültür-sanat hayatı için önemli bir gelişme. Ekonomik kriz ise her yerde olduğu gibi burada da etkisini gösteriyor. Alanda sıkça rastladığımız yeme-içme yerlerinde bir kahveye 40 TL verdiğimizi düşünürsek, kitapların fiyatları makul seviyede kalıyor. Ancak neye harcayacağımız tabii bir öncelik meselesi. Bir yandan heybemizi eskisi kadar dolduramadığımız da bir realite olarak karşımızda duruyor.
Tüm koşullara rağmen alanda yazarlarıyla, okurlarıyla yer alan tüm yayıncılara ve destekçilere selam olsun!