Zülfü Livaneli: Hayatımın en güzel konseriydi
Zülfü Livaneli şarkılarını dünya sanatının en önemli sahnelerinden Londra’daki Royal Albert Hall’da binlerce kişi dinledi. Tarihi gecede sanatçıya sahnede Kraliyet Filarmoni Orkestrası eşlik etti
Sanatçı Zülfü Livaneli, 24 Kasım Perşembe akşamı Londra’daki tarihi Royal Albert Hall’da tarihi bir konsere imza attı. Kraliyet Filarmoni Orkestrası’yla birlikte sahneye çıkan müzisyen, hafızalara kazınan eserlerini binlerce kişilik kalabalık önünde seslendirdi. 1871’de Kraliçe Victoria tarafından açılan Royal Albert Hall, İngiltere’nin en önemli yapılarından ve kültür merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Geride bıraktığı 151 yıl boyunca Winston Churchill, Albert Einstein, Muhammed Ali, Eric Clapton gibi alanının efsanevi isimleri çeşitli etkinliklerle Royal Albert Hall sahnesinde yer aldı.
Gecede Livaneli’ye 65’i İngiltere, 15’i Türkiye’den olmak üzere 80 müzisyen eşlik etti. Orkestrayı yöneten Rengim Gökmen’in yanı sıra sanatçının kardeşi Ferhat Livaneli, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından Zeynep Halvaşi, İzmir Opera ve Balesi sanatçılarından Teyfik Rodos ve Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından Görkem Ezgi Yıldırım da sahnede yer aldı. Sanatçının hayat hikayesinin anlatıldığı bir filmin de gösterildiği gecenin açılışını Merhaba parçası yaptı. İzleyiciler Leylim Ley, Ey Özgürlük, Güneş Topla Benim İçin, Gün Olur, Yiğidim Aslanım gibi klasikleri Livaneli ve opera sanatçılarıyla birlikte söyledi.
Tamamen dolu salonun yaklaşık üçte birini İngilizlerin oluşturduğu, basın ve sanat dünyasından önde gelen isimlerin de katıldığı konser son derece olumlu yankılandı. Geceye katılanlar arasında Kaptan Corelli’nin Mandolini kitabı ile tanınan İngiliz yazar Louis de Bernieres, İngiliz İşçi Partisi’nin önceki başkanı Jeremy Corbyn, oyuncu çift Bergüzar Korel-Halit Ergenç ve İyi Parti Genel Başkan Başdanışmanı Dr. Turhan Çömez vardı.
Livaneli de Oksijen’e geceyi değerlendirirken “Tarihi bir an” ifadesini kullandı, “Konser verdiğim en güzel salon, beraber sahneye çıktığım en mükemmel orkestraydı. Seyirci müthişti. Böyle konserlerde hep bir şeyler aksar; ışıkta, seste bir şeyler ters gider. Ama bu defa ‘Şurası da şöyle olsaydı’ diyeceğim hiçbir şey yoktu. Hayatımın en güzel konseriydi.”