ABD aynı tuzağa tekrar düşmemeli

Teröristler benzer eylemler için cesaret toplayabilir. Bu yüzden liderler teröristlerin tuzağına bir daha düşüp kendimize büyük zararlar vermemizi engelleyecek bir strateji kurmalı ve psikolojik şokların nasıl yönetileceğini planlamalı

2000 yılındaki başkanlık seçimlerinde, George W. Bush gösterişsiz bir dış politika yürütmeyi savunuyordu. Ama 11 Eylül şokunun üzerine “teröre karşı küresel savaş” başlattı; Afganistan ve Irak’ı işgal etti. Terörizm bir tiyatro oyununa benziyor. Amerikalılar güçlü ordularını düşünerek “şok ve dehşetin” büyük çaplı bombardımanlarla sağlanacağını düşünüyor. Teröristlere göre ise şok ve dehşet, saldırıların yol açtığı ölü sayısından ziyade işin içindeki dramatik boyuttan geliyor.  

Ladin amacına ulaştı

Bazıları tüm maliyetlere rağmen ABD’nin hedefine ulaştığını söylüyor: O günden beri ABD topraklarında 11 Eylül ölçeğinde bir terör saldırısı yaşanmadı. Bin Ladin ve üst düzey yardımcılarının birçoğu öldürüldü; her ne kadar 11 Eylül ile doğrudan bağlantısı kesin olmasa da Saddam Hüseyin ortadan kaldırıldı. Buna karşılık, Bin Ladin’in de başarılı olduğu söylenebilir. Hareketi parçalandı ama daha fazla ülkeye yayıldı. Üstelik Taliban yeniden iktidarda.  ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin uzun vadeli etkilerini değerlendirmek için ise henüz çok erken. Uzun vadede Biden, dağlar ve aşiretlerin ayırdığı, yabancı düşmanlığının birleştirdiği bir ülkede ulus inşası çabasından vazgeçtiği için haklı görülebilir.  Üstelik Afganistan’dan ayrılmak Biden’ın büyük stratejisine odaklanmasını sağlayacaktır. Bu strateji, Çin’in yükselişini belli bir dengede tutmak olacak. Asya kıtası uzun zamandır kendi güç dengesine sahip. Buna göre, Japonya, Hindistan ve Vietnam gibi ülkeler Çin hakimiyetinden rahatsız ve Amerikan varlığına bir süredir iyi gözle bakıyorlar. Amerika’nın Vietnam’dan ayrılmasının üzerinden sadece 20 yıl geçmişken, ABD’nin bölgedeki varlığı memnuniyetle karşılanmıştı.  11 Eylül’den 20 yıl sonra terör sorunu hala devam ediyor ve teröristler aynı eylemi tekrarlamak için cesaret toplayabilir. Böyle bir şey olursa, Amerikalı liderler etkin bir terörle mücadele stratejisi geliştirmek durumunda kalır. Bu strateji, teröristlerin tuzağına düşüp kendimize büyük zararlar vermemek üzerine kurulmalı. Liderler yurt içi ve yurt dışındaki psikolojik şokların nasıl yönetileceğini planlamalı. Bush 11 Eylül’den sonra teröre karşı küresel savaşın cazibesine kulak asmayıp, nitelikli istihbarat ve diplomasiyle harmanlanmış, özenle seçilmiş askeri saldırılarla karşılık verseydi, dünya nasıl bir yer olurdu? Ya da Afganistan’a girse bile, Taliban’la pazarlık etmek pahasına da olsa altı ay sonra ülkeden çekilseydi? 

Ya tekrar olursa?

Peki bir sonraki terör saldırısı gerçekleştiğinde, o günkü ABD başkanı kamuoyundan gelen intikam talebini nasıl yönetecek? Vurulacak hedefleri hassas şekilde belirlemek, teröristlerin kurduğu tuzağı halka anlatmak, ABD’nin vereceği yanıtın direnç oluşturmasına odaklanmak gibi doğru adımları atabilecek mi? Şu anda Amerikalıların sorması ve liderlerinin yanıt araması gereken sorular bunlar. © Project Syndicate
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız