"Izgarada cızırdayan etin sesi heyecandan gözlerinizi yaşartıyorsa, gerçek bir kırmızı et tutkunusunuz." Avrupa’da yayına giren Proud of European Beef (Avrupa Etiyle Gurur Duyuyoruz) kampanyasının televizyon reklamı böyle başlıyor. Klasik bir reklam zırvası olduğunu mu düşünüyorsanız; yanılıyorsunuz. Kampanyanın maliyetinin yüzde 80’i Avrupa Birliği tarafından karşılanıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2013 tarihli Çiftlik Hayvanları Aracılığıyla İklim Değişikliğiyle Mücadele başlıklı raporuna göre, tüm hayvancılık sektöründeki sera gazı emisyonunun yüzde 41’i sığır eti kaynaklı; üstelik kırmızı et hayvansal ürünler içinde emisyon yoğunluğu, yani protein birimi başına emisyon salımı en yüksek olan ürün. Bunun sebebi, geviş getiren hayvanların çıkardığı metanın son derece güçlü bir sera gazı olması. Et için yetiştirilen sığırların küresel ısınmaya etkisi, domuz gibi aynı miktarda protein veren geviş getirmeyen hayvanlara göre ortalama altı kat daha yüksek.
BM raporundan bu yana kırmızı et karşıtlığı arttı. Paris İklim Anlaşması uyarınca sera gazı emisyonunun 2050 yılına kadar küresel sıcaklık artışı 2 dereceyi geçmeyecek şekilde sınırlanması gerekiyor. Londra’daki Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün 2015 tarihli raporuna göre, et ve süt ürünleri tüketimi bu şekilde artmaya devam ederse kırmızı et, bu sınır değerin yüzde 87’sine sebep olacak. Science dergisinde 2018’de yayınlanan bir çalışma, aynı miktarda protein için soya fasulyesinden üretilen tofu tercih edilirse bu emisyon oranının yüzde 4’te, bezelye ve fındık kullanılırsa yüzde 1’in altında kalacağını gösteriyor.
AB parası ete gidiyor
Avrupa Birliği 2 derece hedefine ulaşmak için 2050 yılına kadar karbon-nötr olmayı amaçlarken, mevcut veriler et yemeyi bırakmazsak bunun imkânsız olduğunu söylüyor. Fakat Avrupa Komisyonu 2016-2020 yılları arasında et ve süt ürünlerini tanıtmak için 252 milyon Euro harcarken, meyve-sebze tanıtımına harcanan para 146 milyon Euro’da kaldı.
Proud of European Beef tanıtımında, “Avrupa sığır etini seçerek sürdürülebilir tarımı destekliyorsanız gerçek bir et tutkunusunuz” cümlesi kullanıyor ama Avrupa kırmızı etinin neden ve nasıl sürdürülebilir olduğuna dair açıklama yok.
“2. derece kanserojen”
AB’nin sığır eti promosyonuna dair tek sorun iklim hedefleri değil. AB’nin Kanserle Mücadele Planı kırmızı ve işlenmiş etlerin kanser riskini artırdığını kabul ediyor. Dünya Sağlık Örgütü de aynı görüşte. DSÖ tuzlanmış etin de aralarında bulunduğu işlenmiş etleri 1. grup kanserojen ürünler arasında sıralarken, kırmızı eti –sığır, kuzu, domuz – ise 2. grup kanserojen sayıyor.
Ayrıca, Avrupa Komisyonu, bu ay “emisyonu daha da azaltmak için gereken tüm politika araçlarını gözden geçireceğini ve gerekirse değiştireceğini” açıkladı. Jane Goodall ve Bill McKibben’ın da aralarında bulunduğu 60’tan fazla bilim insanından oluşan uluslararası bir topluluk, tarımsal ürün tanıtımlarının iklim değişikliği felaketinden kaçınma ve kamu sağlığını iyileştirme hedeflerine uygun biçimde düzenlenmesi için Avrupa Komisyonu’na çağrıda bulundu.
Aslında et reklamlarının da tütün ürünleri gibi kısıtlamalara tabi olması gerekiyor.
Öte yandan et endüstrisine destek sadece AB’den gelmiyor.
Amerikalılar dünya ortalamasından dört kat fazla kırmızı et yiyor ve ABD’nin sera gazı emisyonunun yüzde 3’ü kırmızı et üretiminden geliyor. ABD’deki kırmızı et, süt ürünleri ve domuz eti üreticilerine gerek doğrudan, gerekse hayvan yemini ucuza almalarını sağlayan tarımsal destekler aracılığıyla ciddi sübvansiyonlar sağlanıyor.
Joe Biden, adaylık kampanyasında iklim değişikliğini “insanlığın önündeki bir numaralı sorun; benim için de bir numaralı sorun” diye tanımlamıştı. Göreve geldikten birkaç gün sonra Kuzey Kutbu Ulusal Yaban Hayatı Koruma Alanı’ndaki yağ ve gaz sızıntıları için moratoryum vermiş, Keystone XL boru hattını rafa kaldırmış ve ABD’nin yeniden Paris İklim Anlaşması’na katılacağını duyurmuştu. Ancak tarım kaynaklı emisyonların azaltılması söz konusu olunca Biden’ın planları topraktaki karbonu zenginleştirmeyi ve metan emisyonunun azaltılması için büyükbaş yemlerinde katkı maddesi kullanımını teşvik etmekten öteye gitmiyor.
Et yemek sadece kişisel bir tercih değil. Hayvanların yetiştirilme ve öldürülme yöntemleri yüzünden et yemek uzun süredir kamuoyunda haklı endişelere sebep olan bir sorun. Mademki kırmızı etin gezegeni hiçbirimizin istemeyeceği bir şekilde etkilediği açıkça ortada, hükümetlerin de politikalarını değiştirmesi gerekiyor.
© Project Syndicate, 2021.