Piyasada en çok sahtecilik yapılan 7 gıda

Enflasyon ve Ramazan ayının gelmesiyle birlikte temel gıda fiyatları arttığı gibi gıdada yapılan sahtecilikler de artıyor. Özellikle et ve süt ürünleri ile zeytinyağı gibi fiyatı çok artan ürünlerde sahtecilik de daha fazla yapılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerine göre gıdada en çok sahtecilik yapılan ürünler et ve süt ürünleri, bitkisel yağlar, bal, çay, kahve ve baharatlar. Bala glikoz ve fruktoz şurubu ilave ediliyor, arılara şekerli su yediriliyor. Kıymaya tavuk katılıyor, yalnızca ottan üretilen sucuk yapılıyor. Baharatlarda ise kanserojen tekstil boyaları kullanılıyor. İşte, gıda sektöründe en fazla sahtecilik yapılan 7 ürün

1- Kaşar yerine eritme peynir

8 kilogram sütten 1 kilogram beyaz peynir, 15 kilogram sütten de 1 kilogram kaşar peynir elde ediliyor. Hem kullanılan sütü azaltmak hem de işlem süresini kısaltmak için hileli yöntemlere başvuruluyor. Özellikle kaşar peyniri diye peynir artıklarından elde edilen eritme peynir satılıyor.

Burada son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin eritilmesi de söz konusu olabiliyor. Peynirde sütün kendi yağı ve peynir mayası yerine bitkisel yağlar kullanılıyor. Maliyeti düşüren bir diğer yöntem ise nişasta kullanımı, bu yöntem tulum gibi pahalı peynirlerin üretiminde sıklıkla kullanılıyor. Üstelik nişasta peynirin kıvamlı olmasını da sağlıyor.

2- Yoğurda peçeteden kaymak

Yoğurt doğal olması ve içinde herhangi bir koruyucu katkı maddesi bulunmaması gereken bir ürün ancak bahsedeceğimiz diğer ürünler gibi yoğurtta da birçok hile ve sahtecilik söz konusu oluyor.

Yoğurdun kıvamını kontrol edebilmek için jelatin gibi, kullanılması yasak yapı düzenleyici maddeler kullanılıyor. Restoran gibi işletmelerde ise yoğurdun üzerine peçete atıp kaymaklı yoğurt görüntüsü verme sık yapılan hilelerden.

3- Kanatlı ve sakatat etiyle deri dokusu

Et ve et ürünlerinde en çok karşılaşılan hileler kanatlı eti, sakatat ve tüketime uygun olmayan kıkırdak gibi deri dokularının karıştırılması. Örneğin kırmızı ete tavuk eti karıştırılıyor.

Yalnızca ot ile üretilmiş sucuklar yapılıyor. Sucuğa soya unu, tuz ve tatlandırıcılarla sucuk tadı veriliyor. Böylece içinde hiç hayvansal protein bulunmayan bir et ürünü elde ediliyor.

Restoran işletmeleri ise döner yaparken kırmızı ete soya eti veya tavuk eti karıştırarak kıyma elde ediyor. Bu durum anlaşılmasın diye de döneri lohusa şerbetiyle renklendiriyor.

4- Zeytinyağına pamuk yağı karıştırılıyor

Zeytinyağının daha düşük kaliteleri ile tağşişli zeytinyağları elde ediliyor. Natürel zeytinyağının içine işlem görmüş rafine zeytinyağı ya da kolon yağı dediğimiz ısıl işlem görmüş zeytinyağı ilave edilerek bu karışım ‘natürel sızma zeytinyağı’ adıyla piyasada satılıyor. Ancak sızma zeytinyağının, zeytinlere yalnızca 2-3 çizik atılarak, ekstra bir işlem olmaksızın kendi kendine akan yağdan elde edilmesi gerekiyor.

Zeytinyağına kendi cinsinden olmayan bitkisel kökenli, ayçiçeği ve pamuk yağı gibi tohum yağları katılıyor. Bu yöntem özellikle restoranda önünüze konulan yağlarda karşınıza çıkıyor.

5- Tereyağı görünümlü margarin

Süt yağı yerine bitkisel yağ kullanılıyor. Normal margarin ürünlerinin ambalajları üzerine tereyağı lezzeti, tereyağı tadında gibi ibareler konularak tüketici yanıltılmaya çalışılıyor.

6- Balda maliyet yarı yarıya düşürülüyor

Arının çiçekten özünü alması gerekiyor. Ancak arıya şekerli su ile şeker beslemesi yapılarak çiçeğe çıkması engelleniyor. Bir diğer yöntem de bala glikoz şurubu karıştırmak. Bu yolla maliyet en az yarı yarıya düşüyor.

7- Tekstil boyasından kanserojen baharat

En çok yapılan sahtecilik gıdaya uygun olmayan, ‘sudan boyası’ adı verilen kanserojen tekstil boyalarının kullanımı. Bu yöntem en çok sumak ve tatlı kırmızı biber gibi baharatlarda kullanılıyor. Kekiğe zeytin yaprağı karıştırılıyor. Karabibere ise boyanmış irmik ilave edilebiliyor.

Ramazanda et ve süt ürünleri tüketimi artıyor

Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemil Gülsu, ramazan ayında gıda sahteciliklerine karşı dikkatli olunması gerektiğini söylüyor. “Güvenli gıdaya ulaşımla ilgili sorun hep var. Ancak ekonominin de kötüleşmesiyle birlikte üretici, gıdayı kontrol eden mekanizmaları yok edip ürünü ucuzlatmaya çalışıyor. Ramazan ayında ise özellikle protein içeren et ve süt ürünleri ayrı bir önem arz ediyor çünkü oruç tutan insanlar sahurda daha nitelikli ve doyurucu besinler alma, iftarda da kendini ödüllendirme eğiliminde oluyor. Yani bu ürünler daha çok tüketiliyor.”

Çok ucuz üründen şüphe edin

Gülsu gıda ürünlerinde sahteciliğe karşı tüketici okuryazarlığının önemine dikkat çekiyor: “Tüketiciler marketlerden aldıkları ürünlerin etiketini okumalı. Ürünün içinde ne olduğu ya da ne olmadığı yazıyor. Bir ürün bilinen, kaliteli markalara göre orantısız ölçüde ucuzsa bu üründen de şüphe edilmeli. Bunun dışında firmalar ambalaj üzerinde yanıltıcı ifade kullanmamalı çünkü içindekiler kısmının yaşlılarca okunması zor.”

Et ve tavuk en az 65 derece olmalı

Gülsu, aldıkları üründe sahtecilik yapıldığını düşünenler için ise “ALO 174 hattı üzerinden şikayette bulunabilir ya da bilgi alabilirler” diyor. Ramazan ayı için ise özellikle gıda hazırlanmasına yönelik şu ipuçlarını veriyor: “Et ürünleri 5 derecenin altında saklanmalı, 65-68 derecenin üzerinde de tüketilmeli. 5-65 derece aralığında bakteriler çok etkilidir. Bu nedenle alınan et ve tavuk ürünleri pişirildiğinde, iç sıcaklığının en az 65 derece olmasına dikkat edilmeli. Gün boyu aç kalan bünye güçsüzleşeceğinden bakterilere karşı daha savunmasız hale gelecektir.”

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Yetişkin filmi izleyip sıcak çatışmaya giriyorlar