Ankara’da kültür-sanat: Kayıhan Keskinok’un izinde ‘Yeni Yıla Doğru’

30 Aralık 2015 tarihinde, “sanat emekçisi” ressam Kayıhan Keskinok’un (1923) varlığını yaşatmak amacıyla Ankara’da kurulan Keskinok Sanat Vakfı, 2024’ü gelenekselleşen “Yeni Yıla Doğru” sergisiyle uğurluyor. Kayıhan Keskinok’un öğrencisi olmuş sanatçıların eserlerinden meydana gelen karma sergiyi 11 Ocak 2025’e dek görebilirsiniz.

Ankara’da, inşa edildiği yılların en başarılı mimari örneklerinden biri olarak kabul edilen ve günümüzde hâlâ şehrin en beğenilen ve ilgi çeken yapılarından biri olmaya devam eden bir apartman var: Cinnah 19. Projesi mimar Nejat Ersin tarafından çizilen ve 1957'de inşası tamamlanan bina, bugün hâlâ sivil kullanıma açık. Bu hafta gündemimde, bu kıymetli binanın içinde bulunan ve orayı çok daha kıymetli hale getiren bir sanat mekanı var: Keskinok Sanat Vakfı. 30 Aralık 2015 tarihinde, “sanat emekçisi” ressam Kayıhan Keskinok’un (1923) varlığını yaşatmak amacıyla kurulan vakıf, Kayıhan Keskinok’un eserlerini kuşaktan kuşağa taşımayı, çağdaş Türk sanatının hem ülke içinde hem de uluslararası alanda tanınmasına katkıda bulunmayı ve yalnızca görsel sanatlar değil mimari ve şehircilik gibi alanlarda da gelişim sağlamayı hedefliyor.

1923 yılında İzmir’de dünyaya geliyor ressam Kayıhan Keskinok. 1942 yılında, bugün hâlâ Türkiye’nin en önemli eğitim fakültelerinden biri olan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Resim-iş Bölümü’ne giriyor ve burada resimde Refik Epikman ve Malik Aksel’in, modelajda Hakkı İzzet’in öğrencisi oluyor. Anadolu’nun farklı şehirlerinde öğretmenlik yapmanın ardından 1956 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Fakültesi’nde ilk kişisel sergisini açıyor. Lozan Güzel Sanatlar Okulu’nda aldığı eğitimin ardından “Form ve İnşa” dersi, onun sayesinde Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde okutulmaya başlıyor. Resimleri İzmir ve Ankara Resim ve Heykel müzelerinde, Yugoslavya Potiçelli Kenti Sanatçılar Kolonisi Müzesi’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve bazı özel koleksiyonlarda yer alan Kayıhan Keskinok, Cumhuriyet’le yaşıt bir “sanat emekçisi”.

Keskinok Sanat Vakfı’nın kuruluşu ise Kayıhan Keskinok’un ölümünden sonra karar verilmiş bir oluşum değil. Aksine tüm detayları sağlığında onunla konuşulmuş ve onunla birlikte karar verilmiş bir oluşum. Bugün burası bir müze, bir okul ve önemli bir sanatsal etkinlik mekanı olarak işlev görüyor.

32 sanatçının eserleri bir arada

Keskinok Sanat Vakfı’nda geçtiğimiz hafta açılan ve 11 Ocak 2025’e kadar sanatseverleri ağırlamaya devam eden ve artık gelenekselleşen “Yeni Yıla Doğru” sergisinde, 32 sanatçının 20 cm x 20 cm ölçülerindeki küçük dörder resmi yer alıyor. Kayıhan Keskinok'un öğrencisi olmuş sanatçılardan oluşan bir grup bu: Bahar Akçura, Nuray Alemdaroğlu, Nilüfer Atalay, Öznur Atalay Özgür, Gülseren Aydın, Anna Barlas, Ayperi Başoğlu Ottekin, Mediha Gezgin, Gül Bülbül, Yalçın Demirtaş, Meral Fidan, Füsun Gönder, Nilgün Gümüş, Gülser Günaydın, Pınar İpek, Can Kafdağlı, Sezai Kara, Hatayhan Koraltan, Kamer Kurdoğlu, Asuman Küçükşahin, Adem Mülayim, Filiz Nalçacı, Emine Ottekin, Atanur Özbilen, Ayşe Saray, İnci Sarıaslan, Günseli Saylam, Ayten Timuroğlu, Selma Tunca, Bilge Tuncer, Fulya Turan ve Fulya Uzer.

Sergiden haberdar olur olmaz, sergiyle birlikte Keskinok Sanat Vakfı’nı da detaylıca konuşabilmek için; Kayıhan Keskinok’un oğlu, Keskinok Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı H. Çağatay Keskinok’un kapısını çaldım ve tüm detayları kendisinden dinledim.

Keskinok Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı H. Çağatay Keskinok: “Bir sanatçıysanız hayaliniz zaman zaman gerçeklerin önünden gidebilir”

Geçtiğimiz hafta Keskinok Sanat Vakfı’nda açılan Yeni Yıla Doğru sergisine geçmeden önce sizinle Vakıf hakkında konuşmayı çok isterim. 2015 yılında kurulan Keskinok Sanat Vakfı’nın açılış sürecinden bizlere biraz bahsedebilir misiniz? Bildiğim kadarıyla Kayıhan Keskinok’un vefatından sonra değil, son yıllarında onunla birlikte atılmış fikrin temelleri, değil mi?

Evet, oldukça uzun süreden beri düşünüyorduk birlikte neler yapabileceğimiz konusunda. Hem bir atölye, bir müze hem de bir sergi ortamıydı kafamızdaki. Atölye aynı zamanda bir ders ortamı olacaktı; orada ders de verecekti. Ancak hastalıkları, değişik zamanlarda hastanelere yatışlar nedeniyle kaçınılmaz olarak ertelenmek zorunda kaldı bu tasarılar. Sonunda Vakıf kurmakta karar kıldık. Tabii nerede, hangi mekânda olacak gibi konular belirsizdi. Bir de bu yetmiyormuş gibi uygun mekânı yaratabilmek için gerekli para da yoktu ortada. Son kez hastaneye yatışı sırasında şu anda Vakfın bulunduğu daireyi krediler yoluyla bir şekilde satın aldık. Dairenin tapusunu kendisine gösterdiğimde hastanedeydi. Bu tarihten yirmi gün sonra da vefat etti. Ona, mekânı nasıl düzenleyeceğimizi, nasıl bir sergileme mekânı düşündüğümü anlattım. Kafasında bu yeri fazlasıyla canlandırdığından ya da o mekânda dolaştığından yana herhangi bir kuşkum yok. Eminim, vefatından çok sonra gerçekleştirdiklerimizi kafasında canlandırabiliyordu. Bir sanatçıysanız hayaliniz zaman zaman gerçeklerin önünden gidebilir.  Vakfın resmi olarak kuruluşu babamın vefatından sonra gerçekleşti. Hukuki işlemler ve resmi başvurular ise o hayatta iken başlamıştı. Kuruluş çalışmalarını babamın atölyesinden yetişmiş, öğrencisi olmuş bir grup sanatçı ile yürüttük; her aşamasında birlikte hareket ettik. Mütevelli Heyetimiz ile Yönetim Kurulumuzda babamın öğrencisi olmuş sanatçılar, onunla çalışmış sanat yöneticileri ile sanatla iç içe olan önemli meslek insanlarının yanı sıra aile üyelerimiz de yer almaktadır. Ülkemizin önemli sanat kişiliklerinden oluşan bir de Danışma Kurulumuz var. 

“Galeri gibi hareket etmiyoruz; öyle bir niyetimiz de bulunmuyor”

Keskinok Sanat Vakfı’nın kuruluş sürecinden bahsettiniz. Peki, Vakıfta güncel olarak ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz? Bir müze, bir okul ve önemli bir sanat merkezi olma misyonunuzdan biraz söz eder misiniz?

Vakfın faaliyet alanı ve amacı, kuruluş senedinde açık biçimde gösterilmektedir. Bu amacı,  sanatçının eserlerini basım-yayın yoluyla çoğaltmak ve sergilemek aracılığıyla kuşaktan kuşağa taşımak, toplumun her kesimine sanat sevgisini aşılamak, sanat yoluyla toplumu eğitmek ve Çağdaş Türk Sanatı’nın yurtiçinde ve yurt dışında tanıtılmasına katkıda bulunmak, sanat eğitimine katkıda bulunmak, şahsım ya da başkaları tarafından Vakfa bağışlanacak olan sanatçının eserlerinin korunacağı ve sergileneceği, araştırma ve eğitim faaliyetleri yapılmasına yönelik bir müze oluşturmak olarak özetleyebilirim. Adım adım bu etkinlikleri gerçekleştiriyoruz. 2016 yılında sanatçının "Acılardan Umut ve Güvene ve Geleceğe" başlıklı sergisi ile açılan Vakıf merkezinde, bugüne dek sanatçının sergilerinin yanı sıra sanatçının atölyesinden yetişmiş sanatçılar ile onunla ortak çalışmalar üretmiş sanatçıların karma sergilerini açtık. Galeri gibi hareket etmiyoruz; öyle bir niyetimiz de bulunmuyor. Bu konuda titiz davranıyoruz ve Vakfın kuruluş senedindeki amaçlara uymaya özen gösteriyoruz. Bugüne kadar 36 sergi açtık.  ArtAnkara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı'na düzenli olarak Kayıhan Keskinok ve Kayıhan Keskinok Atölyesi'nden yetişmiş sanatçılar ile katılıyoruz. Kayıhan Keskinok atölyesinden yetişmiş sayıca oldukça fazla olan bir grubu sürekli sergiler ile canlı ve sanat üretir halde tuttuğumuzu düşünüyorum. Bir örnek vereyim: Salgın döneminde öğrencisi olmuş bir grup sanatçıdan Kayıhan Keskinok’un öğrettiği resim tekniklerinden biriyle resim üretmeleri istendi. Bu serginin adı "Ortak Dil" idi. Bu ortak hareket noktası, bireylerin zorunlu olarak yalnızlığa itildiği salgın dönemi koşullarında önemli bir heyecan yarattı. Sergiye katılan sanatçılar birlikte belirli zamanlarda çalışarak resimlerini ürettiler. Olanaklarımızın ve koşullarımızın farkındayız. Adım adım faaliyetlerimizi geliştiriyoruz. Sergiler açıyor, söyleşiler düzenliyor, Kayıhan Keskinok'un eserlerini yayına dönüştürüyoruz. Yüzeyselliği özendiren, yüzeysel bilgi ile yetinen ve tanınırlığı her şeyin önüne geçiren yaklaşımlara karşı dikkatliyiz ve uzak duruyoruz.

Artık gelenekselleşen Yeni Yıla Doğru isimli karma sergiye gelecek olursak, serginin oluşum hikayesini de biraz anlatır mısınız? Sergideki eserleri nasıl bir süreçte bir araya getiriyorsunuz?

Bu sergi, neredeyse tümü Kayıhan Keskinok'un atölyesinden yetişmiş sanatçıların sergisidir. Küçük resimlerden oluşuyor sergi. Sanatçılardan sergi için 20 cm x 20 cm ölçülerinde dört adet resim bekleniyor yıl sonu sergisi için. Resimlerin tümü yeni yapılmış resimlerdir. Sanatçılar, hocaları için oluşturulmuş Vakıf merkezinde resimlerini sanatseverlere sunma heyecanı ile hazırlanıyorlar yılın sonuna doğru. Sergideki resimler, aynı hocanın atölyesinden yetişmiş sanatçıların elinden çıkmış olsa da birbirlerinin tekrarı niteliği taşımıyorlar kesinlikle; tersine birbirlerinden önemli ölçüde farklılaşıyorlar. Peyzajlar, portreler ya da figürlü resimlerden oluşan sergide, resimler sanatçısının özgün kişiliğine bağlı olarak apayrı özellikte ortaya çıkıyor karşımıza. Ancak bütün bu resimlerde farklılaşan niteliklere karşın ortak olanın ne olduğunu keşfetmeyi de izleyiciye bırakıyoruz. Bunun için Kayıhan Keskinok'un bir sanat yapıtının incelenmesinde vurguladığı ritim ve hareket çözümlemesi yöntemini izleyicilere önerebiliriz. Bu biçimde bir çaba ile tüm resimlerde ortak olanın ne, farklılaşanın ne olduğunu izleyiciler anlayabileceklerdir ki, bu da bir sanat eğitimidir. Bu şekilde, bir serginin izlenmesi, sanat eğitimi açısından bilinç ya da ilke içermeyen basit bir seyir olmaktan çıkacak, bireylerin estetik eğitimine katkıda bulunan bir etkinliğe dönüşecektir. 

“Sahte imzalı resimlerle ilgili kapsamlı bir saptama ve delil oluşturma sürecindeyiz”

Vakfın 2025 yılında gerçekleştireceği yeni proje ve etkinlikleri sorarak sorularımı sonlandırayım…

Öncelikle Vakıf etkinliğimiz Kayıhan Keskinok'un eserlerinin derlenmesi, belgelenmesi ve korunmasıdır. Bunun bir başka açıdan anlamı bulunuyor. Sanatçının eserlerinin belgelenmesi ve doğru bilgileriyle topluma aktarılması. Sanatçının çok sayıda eseri, elimizdeki belgelikteki bilgileri tahrif eder biçimde künye bilgileriyle sunuluyor kamuoyuna. O nedenle kataloglama, sanatçının özellikle yağlıboya eserlerinin doğru bilgileriyle kamuoyuna sunulmasına katkıda bulunacaktır. Bir de sanatçının imzasını atarak sahte resimleri piyasaya Kayıhan Keskinok eserleri gibi sunmaya çalışan bir kesim ile ilgili kapsamlı bir saptama ve delil oluşturma sürecindeyiz. Diğer yandan, önümüzdeki dönemde sanatçının eğitsel etkinliklerini; seminer, konferans vb. notlarını ve değişik yerlerde yayınlanmış makalelerini belirli başlıklar altında toplayan yayın faaliyetimize devam edeceğiz. Yine Kayıhan Keskinok sergileri ve atölyesinden yetişmiş sanatçıların sergileri olacak programımızda. Söyleşilerimiz de olacak. Bir önemli projemiz daha var. Bunun için kaynak yaratmaya ve örgütlenme sağlamaya çalışıyoruz. Yönetim Kurulumuz, Vakfın kuruluş senedinde yer alan ve Vakfın amaçlarını tanımlayan 2. maddesi doğrultusunda Keskinok Sanat Vakfı Genç Sanatçılar Resim Yarışması düzenlemeye karar vermiştir. Yarışmaya başvuranların bir güzel sanatlar okulu öğrencisi veya mezunu olmaları koşulu, sanatçı ve aynı zamanda eğitmen Kayıhan Keskinok'un sanat eğitiminin bir okulda alınması gerektiği konusundaki sanat ve eğitim felsefesine dayanmaktadır. Yarışmaya katılan sanatçıların, sergilenmesine karar verilen eserlerini Vakıf'ta sergilemeyi düşünüyoruz.  Söylediğim gibi herhangi bir telaşımız yok, adım adım ayaklarımızın üzerinde kuruluş senedindeki amaçlarımızdan kopmadan ilerlemeye çalışıyoruz.

Kayıhan Keskinok’un özgeçmişi ve Keskinok Sanat Vakfı hakkında daha detaylı bilgi edinmek için https://www.keskinoksanatvakfi.org.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım