Hakemler için mal beyanı dönemi
Merkez Hakem Kurulu’nun 13 hakeme düdüğünü astırmasıyla başlayan süreç aslında bir dönüşümün ilk adımları. Devamında yapılacak düzenlemelerle hakemlerin ve birinci derece yakınlarının mal varlıkları araştırılacak, tapu kayıtları inceleme altına alınacak
Tolga Şardan
Türkiye’de futbol dünyasını bölen hakem camiasındaki gelişmeler herkesin gündeminde. Futbolu yönetmek için kurulan ancak son yıllarda siyasetin gösterdiği istikamette yol alan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Merkez Hakem Kurulu (MHK) odaklı gelişmelerle iyiden iyiye bunaldı.
Kısaca yaşananları hatırlamak gerekirse, geçen ekimde görevdeki MHK Başkanı Serdar Tatlı’nın istifasının ardından futbol camiasının yakından tanıdığı akademisyen Ferhat Gündoğdu MHK Başkanı olarak atandı.
Gündoğdu’nun atanmasıyla birlikte futbol camiasının kulisleri de kaynamaya başladı. Yeni MHK’nın göreve başlamasından yaklaşık beş ay sonra 8 Mart günü, kaynayan kazanların etkisi camiaya bomba gibi düştü.
MHK aralarında FIFA kokartlı ve “ağır abi” olarak tanımlanan isimlerin de yer aldığı 13 hakeme sezon sonuna kadar görev verilmeyeceğini kamuoyuna duyurdu.
Süper Lig hakem listesinden çıkarılan isimler Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık, Abdulkadir Bitigen, Fırat Aydınus, Bahattin Şimşek, Burak Şeker, Suat Arslanboğa, Hüseyin Göçek, Mert Güzenge, Tugay Kaan Numanoğlu, Alper Ulusoy ve Halis Özkahya’ydı.
Bu duyurunun asıl anlamı el çektirilen hakemlerin bir daha düdük çalamayacak olmasıydı. Adı geçen hakemler yeşil sahalardan uzaklaşırken formalarını hatıra olarak saklayacaklardı artık.
MHK Başkanı Gündoğdu, “Bu karar operasyon ya da temizlik kelimeleriyle değerlendirilemez. MHK olarak yaptığımız projenin birinci etabı. Bu bir proje, sistem için bir çalışma” dedi.
MHK kararı savundu
TFF Başkanı Nihat Özdemir ise “MHK’dan bir karar geldi. Ben de konuyu yönetim kurulumuza taşıdım. Karar oy birliği ile alındı. Tepkilerle ilgili bir yorumum olmaz. Kararımız kesindir” diyerek tüm eleştirilere rağmen MHK’nın kararının arkasında durdu.
Filmin kopmasıyla birlikte arka arkaya gelişmeler yaşanmaya başladı. Listede olmayan hakem Mete Kalkavan, MHK’nın toplantısını terk etti. Cüneyt Çakır’ın ekibindeki Bahattin Duran ve Tarık Ongun, sezon sonuna kadar görev almak istemediklerini MHK’ye iletti. Hakemler ayrıca kararı Tahkim Kurulu’na götürdü.
Tahkim Kurulu ise beşe karşı iki karşı oyla hakemlerin lehine karar verdi. Hakemler TFF’deki görevlerine döndü.
Ancak kulislere yansıyanlara göre, MHK adı geçen hakemlere görev vermemekte kararlı.
Bu arada Tahkim Kurulu’nun verdiği kararla ilgili olarak farklı iddialar da mevcut. Bu iddialardan öne çıkan, Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın Tahkim Kurulu’nun verdiği kararda etkin olduğu yönünde. Hakemlerin göreve iadesini sağlayan Tahkim Kurulu’nun Başkanı Prof. Dr. Murat Balcı’nın, aynı zamanda Gümüşdağ’ın da avukatı olması bu iddianın ortaya atılmasına neden oldu.
Olayların birinci perdesi böyle. Sırada önümüzdeki dönem alınacak bazı kararlar var.
MHK’nın yeni dönemde öncelikli hedeflerinden biri hakemler hakkında özellikle parasal konulardaki iddiaların önüne geçmek.
Bu çerçevede üç ayaktan oluşan yeni önlemler paketinin hayata geçirilmesini amaçlayan bir çalışma başlatıldı. Çalışma şimdilik planlama aşamasında. Birazdan detaylarını okuyacağınız yeni uygulamanın yürürlükteki hukuk mevzuatına uygunluğu üzerinde çalışılıyor. Akabinde TFF yönetimine sunulacak.
Ön hazırlığı yapılan söz konusu çalışmanın ilk ayağı, hakemlerin kullanacağı mobil telefon hatları. MHK yönetimi tüm hakemlere “kurumsal hat” kapsamında özel telefon hatları tahsis edecek. Hakemlerin maç görevleri sırasında federasyon tarafından verilen özel hatları kullanmaları zorunlu olacak.
MASAK incelemesi
Diğer önemli uygulama ise hakemlerin gerek kendileri, gerekse birinci derece yakınlarını kapsayacak şekilde mal varlıkları üzerinde MASAK incelemesi yapılması.
Hatırlatalım, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde görev yapıyor. Ülke genelinde haklarında adli ya da idari soruşturma yapılan kamu görevlileri veya yurttaşların mal varlıklarını incelemekle yetkili. Yerel veya uluslararası finans kuruluşları üzerinden yapılan para transferlerini ve hareketlerini inceleyerek özel raporlar hazırlıyor.
TFF’nin MASAK üzerinden araştırma yapılmasını istemesinin nedeni elbette hakemlerin hem mal varlıklarında, hem de para hareketlerinde şüphe olup olmadığını ortaya çıkarılması.
TFF’nin uygulamaya koymayı planladığı son uygulama ise yine hakemler ve birinci derece yakınları üzerindeki tapu kayıtlarının denetimi olacak.
MHK bünyesinde hakemlik yapmak isteyenlerin, gelirleriyle orantılı olmayan gayrimenkullerinin takibinin yapılmasına onay vermeleri istenecek.
Israrcı olacak
MHK’nın, dolayısıyla TFF’nin yakın vadedeki amacı, hakemler üzerindeki özellikle para konulu iddiaların ortadan kaldırılması.
Dediğim gibi henüz ön çalışma yapılıyor. Ancak TFF bilhassa MHK, hukuka uygun olarak böyle bir uygulamanın yapılmasında ısrar edecek.
Hakem camiasını yakından ilgilendiren kısımdan sonra edindiğim iki bilgiyi daha paylaşayım.
Bunlardan ilki TFF Başkanı Nihat Özdemir ile ilgili. Bu topraklarda nefes alan hemen herkesin bildiği gibi Özdemir, mevcut siyasi iktidar döneminde inşaat sektöründe devletten en çok ihale alan müteahhitlerden. İddiaya göre Özdemir, yakın zamanda iki kez Cumhurbaşkanlığı ile görüşerek TFF Başkanlığı’ndan ayrılma görüşünde olduğunu iletti. Ancak Cumhurbaşkanlığı’ndan aldığı yanıt “devam” oldu. Bir aksilik olmazsa Özdemir, seçime kadar TFF Başkanlığı’na devam edecek.
İkinci bilgi ise TFF Başkanlığı’na aday olacak spor insanları konusunda Cumhurbaşkanlığı’nın tercih ettiği profil konusunda... Cumhurbaşkanlığı’nın, TFF Başkanlığı’na aday olacak kişilerin geçmişte ya da günümüzde herhangi bir spor kulübünün başkanı olmasını istemediği bilgisi kulislerde konuşuluyor.
Sonuçta dünyada olduğu gibi Türkiye’de de futbolun eğlenceden endüstrileşmeye evrilmesi, hem siyasetin, hem de finans sektörünün iştahını kabartıyor. Futbolda gerek federasyon çatısı altında, gerekse kulüp yapısı içinde yönetim süreçlerinde görev alınması, parayla yakınlaşmanın yanında bireysel popülerliğin de önünü açıyor.
Sektörde dönen paraların döviz cinsinden yüz binler veya milyonlarla ifade edildiğini göz önüne aldığımızda yaşananları açıklamak da fazlasıyla kolaylaşıveriyor doğal olarak.