Jorge Jesus ile geleceğe dönüş
Karizmatik Jorge Jesus eski usul bir hoca ve eski yöntemlerde usta. İyi bir sözleşme ve iyi bir kadro istiyor, karşılığında net şampiyonluk vaat ediyor. Bu açıdan Fenerbahçe ile yaptığı anlaşma adil görünüyor. Bu tercih Ali Koç’un dört yıl önce vaat ettiği projenin işlemediğinin de kanıtı
Suat Başar Çağlan
Jorge Jesus seviyesinde bir teknik direktörün Türkiye tercihi akla iki soru getiriyor: Fenerbahçe tarafından neden seçildi? Madem Jesus bu kadar iyi, neden başkası tarafından tercih edilmedi?
Önce ilk soru… Jesus başarılar kazanmış bir teknik direktör ve dünya futbolunun tanıdığı bir “marka”. Benfica ile üç Portekiz ligi, Flamengo ile bir Brezilya ligi ve bir Libertadores Kupası, yani Güney Amerika Şampiyonlar Ligi kazandı. Benfica ile – biri yarı finalde Fenerbahçe’yi eleyerek – iki Avrupa Ligi finali oynadı. Güney Amerika, Avrupa ve Asya’da kazandığı irili ufaklı 13 kupası var. Kazanma biçimiyle de aranan niteliklere sahip.
Hücum futbolu oynatıyor. Proaktif, topa rakibinden daha fazla sahip olan, karşı sahaya yerleşen, skor ortalaması yüksek takımlar kurduğu biliniyor. Genellikle dörtlü savunma (Sporting’de 4-4-1-1, Flamengo’da 4-2-3-1, Benfica’da 4-1-3-2) oynatsa da altı ay süren ikinci Benfica macerasında üçlüyü de denedi. Takımları genellikle maç başına iki gol ve üzeri atıp bir golün altında yiyor.
Topa sahip olma, şut, attığı ve yediği gol gibi rakamları pek değişmiyor. Bitiriciliği yüksek santrfor seviyor ve gol kralı yaratmak gibi bir meziyeti var.
Tüm bu artılar bizi ikinci soruya getiriyor: Aralık ayında Benfica’daki ikinci dönemini sona erdirdikten sonra neden bir yere gitmedi? Nüfuzlu menajerleri sayesinde dünya transfer piyasasında ciddi hakimiyeti bulunan Portekiz’in en başarılı hocalarından birinin altın çağından uzak Fenerbahçe’ye ve Türkiye ligine gelmesinin, daha doğrusu Fenerbahçe’yle rekabet edemeyecek başka talip çıkmamasının bir sebebi olmalı.
Jorge Jesus’un kariyer yolu ve karakteri bunda etkili. 67 yaşındaki Jesus’un zirveye çıkışı kolay ve çabuk olmadı. Kariyerindeki ilk iddialı takım olan Braga’nın başına geçtiğinde 54 yaşına gelmişti. Önceki 18 yılı ya Portekiz ikinci liginde ya da iki lig arasında salınarak geçmişti.
Futbolculuğu parlak olmayan birçok hoca gibi o da kariyer basamaklarını ağır ağır çıkmak zorunda kaldı. 2009’da Benfica’ya gelip çok başarılı altı sezonu geride bıraktığında ise yaşı 61’di ve henüz ülke dışına çıkmamış bir hoca cazip görünmüyordu. Kendisi de büyük liglerin başaltı takımlarında kupasız sezonlar geçirmek istemiyordu.
Türkiye için antrenman
Kariyer yolculuğu Jesus’un karakterinde bir başka etki daha yarattı. Bulunduğu yere zor geldiği için kendini savunma konusunda hassas. Ilımlı değil aksi ve sert biri olduğu biliniyor. Gazetecilerle, hakemlerle ve rakiplerle atıştığı birçok örnek var. 2014’te Benfica’yla Tottenham’a attıkları üçüncü golden sonra rakip takım hocasına yaptığı “üç” hareketi İngiltere’de gündem oldu. 2018’de Sporting’de yüzü maskeli taraftarların antrenmanı basması üzerine birkaç oyuncuyla beraber saldırıya uğradı. Brezilya’da basın tarafından ligi bilmemekle eleştirildi ve karşılık verdi. Bunları Türkiye için iyi bir antrenman olarak yorumlamak da mümkün.
İşin bir de maddi boyutu var. Jesus her zaman pahalı bir hoca oldu. Sporting’de yıllık 5 milyon euro, El-Hilal’de 6 milyon euro’dan fazla aldığı, Benfica’da 3 milyondan yüksek maaşlarla çalıştığı biliniyor.
Karizmatik Jorge Jesus eski usul bir hoca ve eski yöntemlerde usta: İyi bir sözleşme ve iyi bir kadro istiyor, karşılığında net şampiyonluk vaat ediyor. Bu açıdan Fenerbahçe ile adil bir anlaşma yapmış gibi görünüyor. Benfica ve Flamengo’da ilk sezonunda çok iyi kadrolarla ligi kazandı. İki takımda da elini değdirdiği birçok oyuncu çok yüksek bedellerle transfer yaptı. Buna karşın sonuca yönelik bir hoca olduğunu kendisi söylüyor.
FB’deki değişim
“Her kulüp geleceğe dönük yatırım olarak altyapıya önem vermeli ancak sportif hedeflere ulaşmak açısından bunun faydası olmayabilir. Sırf altyapıdan yetişmiş oyuncularla başarılı olan bir takım yok” diyor.
Sekiz yıldır şampiyonluğa hasret Fenerbahçe’nin tam da bu bakışa ihtiyacı olduğu söylenebilir. Öte yandan bu tercih Ali Koç’un dört yıl önce vaat ettiği projenin işlemediğinin de kanıtı. 2018 yazında seçilen Koç, Aziz Yıldırım’ın demode yöntemleri yerine 21. yüzyıla yakışır bir vizyon önermiş, uzun soluklu projesi için teknik direktörlüğe Philip Cocu’yu, sportif direktörlüğe ise Damien Comolli’yi getirmişti. Ancak akım her yaştan, stilden ve türden hocayı denedi, hepsiyle – kendi ölçütlerine göre – başarısız oldu. Şimdi tam da eski yönetimlere has bir hamleyle yıllık 7 milyon euro civarı bir maaş karşılığı 67 yaşındaki bir teknik adam üzerinden belki de son kozunu oynuyor.
Futbolseverler ise heyecanlanmakta haklı. Süper Lig geçmişte Scala, Rijkaard, Del Bosque, Aragones, Mancini gibi hocalar görmüştü ama uzun yıllardır ilk kez bu profilde bir teknik direktör ağırlıyor.
Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu tarafından iki kez (2013 ve 2018) dünyanın en iyi 10 kulüp teknik direktörü arasında seçilmiş bir hocayla çalışmak elbette çok cazip. Üstelik Türkiye’de şampiyonluk bütün projeleri susturacak güce sahiptir. Bakalım bu kez olacak mı?