Bir kilo atık kağıdı ‘çekçek’çiler 1 TL'ye kayıt dışı aracılara; onlar da lisanslı depolara satıyor. Ortaya 1 milyar liranın üzerinde kayıt dışı bir pazar çıkıyor. Gözaltıların ve tartışmaların arkasında da bu neden yatıyor
Yusuf Akcakaya
yusuf@gazeteoksijen.com İstanbul’da atık kağıt toplama depolarına baskınlar düzenlendi, gözaltılar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Valilik yaptığı açıklamada, atıkların geri kazanımındaki faaliyetlerin mevzuata uygunluğunu sağlamak istediğini belirtiyor. ‘Çekçek’ olarak bilinen sokak toplayıcıları ve depo sahipleri ise buna tepki gösteriyor, “Ekmek kapımız elimizden alındı, tek yaptığımız geri dönüşüme katkı sunmaktı” diyorlar. Peki buradaki problemin kaynağı ne? Bu sorunun cevabını bulmak için resmi makamlar, sektör temsilcileri, depo sahipleri ve sokak toplayıcıları ile konuştuk. Ortaya yıllardır kayıt dışı şekilde gelişmiş karmaşık bir sektör çıktı. Bu karmaşıklığı çözmek için öncelikle sektörün rakamsal büyüklüğünü ifade etmek gerekiyor. Zira cevap burada gizli…
Kayıt dışı depolar
Depocular lisanslı ve lisanssız olarak ikiye ayrılıyor. Lisanslılar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış, belediyeler tarafından ruhsat almış olarak çalışıyorlar ve bunlara Toplama ve Ayırma Tesisi (TAT) deniyor. TAT’lar marketler, AVM'ler, OSB'ler, matbaalar ve fabrikalardan topladıkları atıkları geri dönüşüme kazandırıyor. Gelelim hanelerin atıklarına… Kayıt dışı olarak çalışan depolar tam bu noktada devreye giriyor. ‘Ara depo’ da denilen kayıt dışı bu depolar; çekçeklerin topladıkları, sokak ve caddelerdeki konteynerlerde gördüğümüz hane atıklarını satın alıp lisanslı depolara satıyorlar. Çünkü bu atıklar kayda girmek zorunda… Peki buradaki ekonomik döngü nasıl işliyor?
Çekçekler ne kazanıyor?
Bir sokak toplayıcısı günde 100 kilo atık toplasa o günü iyi geçmiş olarak kabul ediyor. Bu atığın kilosunu 1 TL’ye lisanssız depo sahiplerine satıyor, böylece eline ayda yaklaşık 3 bin TL geçiyor. Ara depocu da aldığı bu atık kağıdın kilosunu 1,5 TL’den lisanslı depolara satıyor. Lisanslılar ise bunları işleyerek kilosunu kalitesine göre 2-2,5 TL arasında değişen bir bedel karşılığında kağıt geri dönüşüm tesislerine veriyor. Buradaki önemli nokta ara depocuların durumu… Depo sahipleri yanlarında ortalama 10 çekçek çalıştırıyor. Çekçeklerin günlük 100 kilo topladığını kabul edersek o depoya ayda 30 ton atık giriyor. Kilo başına 50 kuruş kar eden depocunun aylık cirosu 15 bin TL’yi buluyor. Ancak yanında yaklaşık 100 çekçek çalıştıran, birden çok deposu olanlar da var. Kadir Göymen bu isimlerden biri. 3 deposu olduğunu söyleyen Kadir Göymen, aylık 300 ton topladığını söylüyor. Deposunda 15’i Türk, 8’i Afgan, 7’si Suriyeli olmak üzere 30 kişi kalıyor. Bunun yanında dışarıdan atık aldığı yaklaşık 70 çekçek var. Yani kaba bir hesapla 100 çekçek çalıştıran bir depocunun cirosu 100 bin TL’yi buluyor. Bahçelievler Geri Dönüşüm Derneği Başkanı olduğunu belirten Göymen’in söylediğine göre yalnızca kendi ilçesinde kendisi gibi 270 kadar lisanssız depo mevcut.
12 milyar dolar
Gelelim atık kağıt sektörünün toplam büyüklüğüne… Kağıt Geri Dönüşüm Sanayicileri’nin (AGED) paylaştığı veriler şu şekilde: “Türkiye'de 12 milyar dolar aktif büyüklüğe sahip kağıt fabrikalarının mevcut üretim kapasitesi olan yıllık 5 milyon tonun, 2025’e kadar 8 milyon tonu geçmesi öngörülüyor. Yıllık geri kazanılan geri dönüşümlük kağıt miktarı ise 2.7-3 milyon ton. Sokak toplayıcıları yılda geri dönüşümlük kağıdın yaklaşık 700-800 bin tonunu topluyor. Bu toplayıcıların sayısı ise 30 ile 50 bin arasında. ‘Sokak Toplayıcılarının Sosyo-Ekonomik Yapısı Araştırması’ (2021) verilerine göre sokak toplayıcılarının yüzde 72’si Türk vatandaşlarından oluşurken, etnik köken olarak Suriyeliler yüzde 39.8 ile ilk sırada geliyor.’’
Yaklaşık 4 bin depo var
AGED’in paylaştığı verileri de hesaba katınca karşımıza kayıt dışı olarak işleyen devasa bir ekonomi çıkıyor. Şöyle düşünelim… Çekçekler yılda yaklaşık 750 bin ton atık kağıt topluyor, bunların kilosunu 1 TL’ye satıyorlar. Yani sayıları 30 bin-50 bin arasında değişen bu kişilerin eline toplamda 750 milyon TL geçiyor. Şimdi sırada ara depocular var… Ara depocular 1 liraya aldıkları atığı üzerine yaklaşık 50 kuruş kar koyarak lisanslı depolara satıyor. Bir başka ifadeyle pastadan aldıkları pay yıllık yaklaşık 375 milyon lira. Lisanslı depo ise aldığı üründen devlete yüzde 2 vergi ödeyerek toplanan ürüne yasallık kazandırılmış oluyor. Bu tür kayıt dışı ara depocuların sayısının Türkiye genelinde en fazla 4 bin olduğu tahmin ediliyor. Lisanslı işletmeler 1.5 TL’ye aldıkları atıkları, 2.2-2.5 TL arasında kağıt geri dönüştürme tesislerine satıyor. Bu tesislerin Türkiye genelindeki sayısı ise 6, belki 7…
Sokak sokak parsellenmiş
Özellikle büyük şehirlerdeki ilçeler, mahalleler, sokaklar parsellenmiş durumda. Bir ara depocu başkasının semtine giremiyor, bir çekçek ise kendisine söylenen sokağın dışına çıkamıyor, başka çekçekin çöp tenekesini karıştıramıyor. Güvenlik güçlerinden alınan bilgiye göre yapılan gözaltılar ve aramalarda bazı ara depolarda ruhsatsız silahlar ve pompalı tüfekler de ele geçirildi.
Meslek olmak istiyoruz
Doç. Dr. Çağdaş Gönen’e göre yapılan son operasyonların amacı, sadece atık konteyner kutularında değeri 750 milyon lirayı geçen ve el değiştirdikçe milyarlık pazara ulaşan kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak. Bu görüşü Sokak Atık Toplayıcıları Derneği Başkanı Recep Karaman da destekliyor ve sokak toplayıcılığının bir meslek statüsü olarak kabul edilmesini, kayıtlı olarak çalışmalarını ve sonucunda vergi vermelerini öneriyor: “Sokakta sağlıksız koşullarda çalışıyoruz, baskılara maruz kalıyoruz, toplum da yaptığımız işten ötürü bize itibar etmiyor. Ancak biz geri dönüşümün önemli bir ayağıyız. Resmi olarak tanınmamız, bir meslek sahibi olarak geçmemiz gerekiyor.’’