30 yıldır kimyasal depolayan tanker Sloug İzmir Aliağa’da sökülecek
Libya açıklarında 30 yıldır kimyasal depolayan ve 6 bin ton kimyasal atık içerdiği iddia edilen Sloug isimli tanker söküm için Aliağa'ya getirildi. Mısır’da çevreci örgütler tarafından kabul edilmemesi sonucu İzmir yolunu tutan Sloug, geldiğinde uydu kayıtlarında hala Libya’da gözüküyordu
Talia Boşnak
İzmir Aliağa, yaklaşık 380 bin metrekare bir alanda 22 tane gemi söküm tesisi barındıran, 1960’lı yıllardan itibaren sanayi bölgesi ilan edilmiş, Türkiye’nin tek gemi söküm bölgesi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre 2016-2021 yılları arasında Aliağa’da 714 gemi söküldü ve 74 bin 325 ton tehlikeli atığın bertaraf edildi. Aliağa, geçen sene asbest ve kimyasal madde barındıran Brezilya savaş gemisi Nae Sao Paulo’nun sökümü ile ilgili tartışmalarla olduğu gibi zaman zaman kamuoyunun gündemine geliyor. Tesis şimdi de 6 bin ton kimyasal atık içerdiği iddia edilen Sloug gemisiyle gündeme geldi. Sloug, 1973 yılında inşa edilmiş, 50 yıl boyunca Libya bayrağı altında yer almış, 251 bin tonluk bir tanker.
Sloug, 1973 yılında inşa edilmiş, 50 yıl boyunca Libya bayrağı altında yer almış, 251 bin tonluk bir tanker. 1.53 milyon varil ham petrol depolama kapasitesine sahip olan Sloug, dünyanın en büyük petrol tankerlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Sloug’un Mısır tarafından sökümü için kabul edilmeyip, Aliağa’ya getiriliş sürecini Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) sözcüsü Zeki Küçükakyüz şu şekilde anlattı: “Resmi olmayan bilgilere göre, 30 yıldır kimyasal atık depolamak için Libya’da demirli halde bekletilen Sloug 2021 yılında açığa sürüklenince, bir Türk firması çekici hizmetinde bulundu. Firmanın yaklaşık 1 milyon dolar karşılığında bir bedel alması gerekiyordu, fakat ödeme yapılmadı. Bunun sonucunda yetkililer hala hizmet bedelini almaya çalışırlarken, Sloug’un uydu kayıtlarına göre Libya’da gösterilmesine rağmen aslında atıklarının temizlenmesi için Mısır’a götürüldüğünü, ardından da Hindistan’da sökümünün gerçekleştirilmek istendiği bilgisine ulaştılar. Çevreci örgütlerin Mısır’da eylemler düzenleyip, bu duruma izin vermemesi sonucu Sloug’u bir Türk firması satın aldı ve Türkiye deprem yaralarını sarmaya çalışırken, 23 Şubat 2023 tarihinde İzmir Aliağa Limanı’na getirildi."
"Kimyasal atık depolama değil ham petrol depolama"
Yani Küçükakyüz’ün açıkladığı, öne sürülen bu iddiaları kamuoyu çekici firma tarafından açılan ticari alacak verecek davası sonucu öğrenmiş oldu. Medyada haberlerin yer almasıyla, arka arkaya tepkiler gelirken, Sloug gemisiyle ilgili herhangi bir yasal süreç başlatılmış değil. Gelen tepkiler sonucu Sloug gemisinin söküm işlemlerini gerçekleştirecek firma Şimşekler Gemi Söküm ise, “kimyasal atık depolama” gemisi değil “ham petrol depolama” tankeri olduğunu savunduğu bir açıklama yayınladı.
"Petrol başlı başına zaten tehlikeli bir atık"
Şimşekler firmasının gemi söküm sektörünün motor gücü olduğunu söyleyen Küçükakyüz, bu açıklamayla ilgili “Petrol başlı başına zaten tehlikeli bir atık. Kaldı ki, firma bu işleri yürütmek için gerekli olan Avrupa Birliği sertifikasyonunu geçen sene işçi ölümlerine sebep olmuş iş kazaları sonucu kaybetmişti” yorumunda bulundu. Sloug gemisiyle ilgili son durum ise Küçükakyüz tarafından “İşçilerden aldığımız duyuma göre, konu medyada yer alınca firma bir an önce söküm için ekip hazırlamaya başladı” şeklinde aktarıldı.
Normalde atık ticareti yasak
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Bilim Danışma Kurulu Üyesi Helil Kınay da gemiler getirilirken hem ulusal hem uluslararası mevzuatta yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı: “Uluslararası tehlikeli atıkların yönetim sürecine ilişkin Basel Sözleşme’sine göre, uluslararası süreçlerde atık ticareti yasaktır.
Bu sebeple, gelen gemilerin atıklarından temizlenmiş olarak gelmesi ve bununla ilgili belgelerin paylaşılmış olması gerekiyor. Hukuki süreç başlatmak için de bu belgelere ihtiyaç var. Oysa Aliağa’ya getirilmiş Sloug’da ve daha yüzlercesinde, herhangi bir incelemeye ya da bununla ilgili hazırlanan bir envantere ulaşamadık.”
Gelişmiş ülkeler sektörden çekildi
Helil Kınay, gemi söküm sektörünün dünyada gelişmiş ülkeler tarafında terk edildiğini söylüyor ve ekliyor: “Gemi söküm sektörü Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Türkiye’ye kaymış durumda. Türkiye, bu sektörü yurt dışından gelen gemilerle demir çelik sektörünün metal ihtiyacını karşılayan bir geçiş kapısı olarak görüyor, ancak gelen gemiler metal bir hurda olmakla beraber aynı zamanda baştan sona tehlikeli birer atıklar. Sloug gemisi de yüzlerce gemiden sadece bir tanesi. Gemi söküm sektörü çevre ve iş sağlığı güvenliği riski yüksek kirli bir sektör. Bağımsız kuruluşlar tarafından denetimlerin yapılması ve sürekli izlenmesi gerek, bu da faaliyetleri yükselten bir süreç. İş gücünün çok ucuz olduğu, önlemlerin alınmadığı dolayısıyla maliyetlerin de düştüğü bu ülkelerde sektör devam edebiliyor.”
Kirlilik sınır değerlerini aştı
Uyulmayan bu prosedürler ve atık içeren gemilerin sökümünün gerçekleşmesi sonucu Kınay, Aliağa’nın yıllardır çevre ve halk sağlığı sorunlarıyla mücadele ettiğini, “Ege Üniversitesi ve Tübitak’tan bilim insanlarının yaptığı çalışma sonucu Aliağa’nın havası, suyu, toprağı hatta bitki örtüsünde sınır değerlerini aşmış kirleticiler olduğunu fark ettik. Öncelikle sektör çalışanları, ardından Aliağa halkı ve aslında tüm Ege bu durumdan etkileniyor. Çünkü söküm kara, deniz ve havaya bir atık yığını bırakmak demek. Bu sebeple, Avrupa’da gemi söküm faliyetleri kapalı alanlar içerisinde, dışarıyla herhangi bir teması olmayacak şekilde gerçekleştirildi” sözleriyle açıkladı.