Öge Demirkan
ogedemirkan@gazeteoksijen.com ABD Başkanı Biden’ın 21 yıl ve ölen 2 bin 448 askerin ardından Afganistan’dan çekilme kararı denge savaşını alevlendirdi. Aşırı dinci örgüt Taliban’ın özellikle kırsalda yeni yerleşim yerleri kazanarak gücünü pekiştirmesi, Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkeyi etkileyecek bir göç dalgası endişesini büyüttü. Cumhurbaşkanı Gani’nin “10 milyondan fazla Afgan göç etmek zorunda kalabilir” açıklaması da tuz biber ekti.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerine göre Ocak 2021 tarihinden bu yana yaklaşık 270 bin Afgan göç etmek zorunda kaldı.
En çok tercih ettikleri ülkeler, sınır komşuları Pakistan ile İran. Türkiye’yi ise esas olarak Avrupa’ya geçiş için bir köprü olarak görüyorlar, burada kendilerine hayat kurmayı tercih edenler azınlıkta.
Kişi başı 2 bin dolar
Muradı ne olursa olsun, Türkiye’ye gelmek isteyenlerin Afganistan’dan Van’a ulaşması yaklaşık bir ay sürüyor ve kişi başı 1500- 2 bin 500 dolar arasında bir parayı gözden çıkarmayı gerektiriyor. Karayoluyla geldikleri İran’ın Hoy, Salmas ve Urmiye kentlerine bağlı köylerden yürüyerek veya katır sırtında, 534 kilometrelik sınırın uygun bir noktasından geçiyorlar. Ardından da küçük gruplar halinde Van’ın Başkale, Özalp, Çaldıran ve Saray ilçelerinden Türkiye’ye giriş yapıyorlar.
Sınırı geçtikten sonraki ilk durak “Şok evi” adı verilen noktalar. Burada polise yakalanmadan Van’dan çıkışlarının organize edilmesi için bekliyorlar. Kentin birçok noktasına kontrol noktaları kurulduğu için genellikle Van Gölü üzerinden çıkış yapılıyor (Geçen yıl Van Gölü’nde göçmen teknesi batmış ve yedi göçmen hayatını kaybetmişti). Balıkçı tekneleriyle kişi başı 400 TL ödeyip Bitlis ya da Tatvan’a bırakılan Afgan göçmenler bir 400 TL daha ödeyerek Diyarbakır’a ulaşıyor. Parası olmayanlar ise yaklaşık 200 kilometrelik yolu yürümek zorunda.
Diyarbakır’dan sonra ise herkes rotasını çiziyor. Avrupa hayalleri kuranlar Ege kıyılarına yönelirken, parası olmayanlar iş aramak üzere büyük şehirlere geliyorlar. 2020’de Mixed Migration Centre tarafından Van, Erzurum, Adana, Konya, İstanbul ve İzmir merkezli olmak üzere 341 Afgan düzensiz göçmenle yapılan araştırmaya göre, ülkelerinden ayrılmalarındaki en büyük etken yüzde 66.3 ile Taliban kaynaklı şiddet, tehdit ve istismar. İkinci sırada yüzde 63.6 ile ekonomik şartlar var.
2013’te her şey değişti
Peki Türkiye neden rotada? Yüzde 49’u aileleri ile tekrar bir araya gelmek için olduğunu söylüyor. Burada plan geleneksel olarak şu şekilde işliyor. 18-30 yaş aralığındaki erkekler Türkiye’de para biriktirip bir süre sonra ailesini de yanına getiriyor. Nihai hedef buradan Avrupa ülkelerine (yüzde 19), Kanada’ya (yüzde 18) veya ABD’ye (yüzde 11) gidebilmek. Türkiye’ye göç etmek için diğer sebepler yüzde 45’le barınaklara kolay ve hızlı erişim, yüzde 41’le ekonomi, yüzde 34’le daha iyi yaşam şartları. Van Barosu’nun düzensiz göçmenlerle ilgili kurduğu özel birimde görevli olan Avukat Mahmut Kaçan, bugünlerde şahit olunan göçmen hareketliliğinin her yıldan farklı olmadığını söylüyor. Ama eylülden sonra tablonun değişebileceği konusunda da uyarıyor: “Taliban ne zaman şehir merkezlerine de iner, o zaman güvenlik nedeniyle kaçışlar başlar. NATO ile çalışan, şehirde yaşayan, daha modern ve belli işi olan kişiler yaşam tarzlarına müdahale edileceği için ülkelerini terk etmeye başlar. O durumda da ilk tercihleri, en kolay kaçabilecekleri sınır ülkeleri olur. Türkiye ilk halkada yer almaz.” Kaçan’a göre, Türkiye’deki Afgan düzensiz göçmen sayısı net değil: “Mayıs 2013’e kadar, Türkiye’ye gelip mülteci statüsünde sığınma hakkı tanınan Afganların üçüncü ülkeye geçişlerine izin veriliyordu. Ancak bu tarihten sonra Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin Afgan mültecilere iyi bir hayat standardı verdiğini beyan ederek üçüncü ülkelere yerleşim iznini vermemeye başladı. Bunun üzerine Türkiye’ye gelen Afgan göçmenler sığınma hakkında bulunmamaya, kayıt dışı kalmaya başladı. Çünkü kayıt altına girerse başka ülkeye gitme imkanı kalmıyor.”
Van Valiliği’nin açıklamasına göre 1 Ocak – 19 Temmuz 2021 arasında İran sınırında 27 bin 230 düzensiz göçmen yakalandı. Kaçan bunun sınırı geçenlerin ancak yüzde 20’si olduğuna inanıyor.
Ekonomik destek olsa da dönmeyecekler
Yıllarca BM Mülteciler Yüksek Komiserliği görevini yürüten ve şu anda İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı olan Metin Çorabatır ile yaşanan son gelişmeleri konuştuk. • Havalar iyi olduğu için bu dönemde geçişler yoğunlaşır. Ancak dernek olarak yaptığımız çalışmalarda, eskiye oranla az da olsa bir artış olduğunu gözlemliyoruz. • Afgan göçmenlerin profili genellikle genç erkekler olur. Çok nadiren ailelerini de getiriler. Son dönemde aile olarak gelenlerde de bir artış söz konusu. Bu da hareketliliğin arttığına dair ufak bir veri. • Dernek olarak Afganistan’da Taliban karşıtı kişilerle görüşüyoruz. Taliban’ın gelmesinden, hayat tarzlarına müdahale edilmesinden, şiddet uygulamalarından çok korkuyorlar. Ailelerini korumak için vize alarak yurt dışına göndermeyi tercih ediyorlar.
• Kötü senaryo gerçekleşir ve göç başlarsa ilk başta İran gibi Pakistan gibi sınır ülkeler etkilenecek. Benzer bir durumu 2000’de Taliban kontrolü ele geçirdiğinde yaşadık, göç dalgası oldu ancak Türkiye çok etkilenmedi. • Üçüncü ülkeye gitme hedefi ile Türkiye’ye geliyorlar ancak son yıllarda bu hedeflerine ulaşamıyorlar. Çünkü özellikle Yunanistan’ın sınırda ve Ege Denizi’nde aldığı önlemler ile geçişleri çok zorlaştırdı. Avrupa hayali ile geliyorlar ancak hayalleri duvara çarpıyor, çoğu Türkiye’den ileri gidemiyorlar. Göç İdaresi’nin rakamları da zaten bunu gösteriyor.
• Türkiye’de kalan Afganların hayatları da çok zor, eğer kayıt altında değillerse sağlık gibi eğitim gibi hizmetlerden yararlanamıyorlar. Kayıt altına alındıklarında ise üçüncü ülkelere kabulde yıllarca beklemek zorunda kalıyorlar ve genellikle gerçekleşmiyor. Ama yeterli ekonomik destek verilirse bile ülkelerine dönmeyeceklerini söylüyorlar.
İkinci kuşaktan kaymakam, hakim olanlarımız var
Türkiye 1980’den itibaren Afgan göçmenlere ev sahipliği yaptı. Hatta bazı yerleşim yerlerinde Afgan göçmenler ağırlıklı olarak hayatlarına devam ediyor. Bunlar arasında Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir Köyü, Yozgat’ın Yenifakılı ilçesi, Tokat’ın Artova, Kırşehir’in Çiçekdağ ve Sivas’ın Ulaş köyleri en bilinenleri.
"Şimdi gelenlerle ilgimiz yok" Eyüphan Koşar/Van Ulupamir Köyü Muhtarı 1982 yılında Afganistan’ın işgali sebebiyle gelen 1150 Kırgız arasında biz de Van’da yaşamaya başladık. Kuzey Afganistan’ın 4 bin 500 rakımlı yerlerinde yaşadığımız ve hayvancılıkla geçindiğimiz için Van’a yerleşmişiz. Bir yandan da köyümüzde çok sayıda korucu var. Emekliler dahil 300’e yakın. Şu an Türkiye’ye gelen Afganlarla bir ilgimiz yok, biz Özbek asıllıyız ve yasal yollarla devlet izni ile geldik.
"Dil ve kültür aynı olunca kolay uyum sağladık" Fehim Işık / Afganistan Türkmenleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Türkiye’ye geldiğimizde ilk başta Tokat şehir merkezine ve Artova ilçesinde devlet bize yer verdi. Dilimiz ve kültürümüz aynı olduğu için Türkiye’ye kolayca uyum sağladık. Ticaret yapanlarımız da oldu, tarımla ve hayvancılıkla uğraşanlar da. Şimdi ikinci kuşak oluştu ve bu gençler arasında kaymakam, savcı, hakim, polis ve sağlık görevlisi olan çalışanlar var. Afganistan’da yeni göçlerin olması bizi şaşırtmadı çünkü insanlar devlet ve Taliban arasında sıkışmış kalmış durumda. Biz de dernek olarak Türkiye’ye gelenlere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Tacik ve Peştunlar genelde Türkiye’yi Avrupa’ya gitmek için basamak olarak kullanıyor, kısa süre kalıp gidiyorlar. Afganistan Türkleri ise Türkiye’de yaşayarak burada üretmek ve çalışmak istiyorlar.